Bazılarına göre İtalya’nın en görülmesi gereken şehri Verona. Haksız da sayılmazlar… Milano, Roma ya da Venedik gibi yerlerle kıyaslandığında pek de popüler değildir Verona. Oysa UNESCO Dünya Mirası listesindeki Verona; tarih kokan arenası, enfes pizzaları ve dondurmasıyla hem gözünüze, hem midenize hem de kalbinize hitap eden şehirlerden. Kaldı ki şehir merkezine ulaşmanızı sağlayan tarihi kapıdan geçtiğiniz anda, size daha önce görmediğiniz güzellikler vaat edecek, içinde bulunduğunuz zamandan uzaklaşmanızı sağlayacak bir yere geldiğinizi hemen anlıyorsunuz.

Erbe Meydanı


Özellikle İtalyan mimarisine meraklıysanız, Verona’da uğramanız gereken bir ikinci meydan ise dört bir tarafı tipik İtalyan evleriyle çevrili, ortasında minik bir havuzu ve etrafında çeşit çeşit restoran bulunan Erbe Meydanı. Buraya gelmişken, tabii ki Verona’nın en heyecanlı yerlerinden biri olan ve pek çok turistin buraya gelmesinde etkili Romeo ve Juliet’in evini, yani Casa di Giulietta’yı görmeden olmaz. Aşkın en tutkulu halinin yaşandığı bu eve ulaştığınızda, avludaki o meşhur balkonu görüyor, duvarlara sinmiş duyguyu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Küçük, düzenli, arnavut kaldırımlarıyla döşeli, Romeo ve Juliet’in şehri. Biz çok mutlu ayrıldık Verona’dan. Yolu düşen herkesin de mutlu ayrılacağına olan inancım tam.


Piazza Bra

Verona’nın başka bir meydanı. Arnena di Verona‘nın bulunduğu meydan. Arena di Verona Colosseum ve Capu’dan sonra Antik Roma’nın en büyük üçüncü amfitiyatrosu.

Juliet’in Evi


Verona’yı turistik olarak besleyen simgelerden birsi Juliet’in Evi. Verona’ya gittiğinizde elbette bu eve uğrayacaksınız. Aksini düşünemiyorum. Evin avlusuna girip Juliet’in sağ göğsüne ücretisiz dokunabilirsiniz. Tabii Japon Turistlerden fırsat bulursanız. Bununla birlikte yanınızda asma kilit ve yara bantı götürmenizi tavsiye ederim Asma kilit evin kapınısa asmak için yara bandı da evin duvarına dileğinizi yazıp yapıştırmak için. Juliet’in neden sağ göğsünü dokunduğumuzu söyleyeyim. Şöyle ki uğur getiriyormuş. Ben eksik kalmayarak bu ritüeli de yaptım.

Piazza Dei Signori

Dante Heykeli’nin bulunduğu meydan. Rivayete göre bir dönem Verona’da yaşamış olan Dante’nin ruhu hala Verona’da dolaşırmış.

Castel vecchio


Carlo Scarpa’nın eseri olan bu kale düşünülen her ayrıntısı ile muhteşem! Ayrıca kaleye ulaşmak için üzerinden geçtiğiniz Ponte Scaligero ‘da muhteşemdir. Köprüden geçmek ücretsiz kalenin içini görmek ise ücrete tabiidir.

Kayalara Oyulmuş Cennet Köy

İtalya'nın kuzeyinde yer alan La Spezia'nın esas kültürel mirası ve milli parkı Cinque Terre'dir.  İtalyancada beş köy anlamına gelen bu köyler adı üstünde minik dağlara sahip dizi dizi, yan yana renkli boncuklar gibi beş köyden oluşuyor. Huzur ve güzellik dolu, dopdolu yerler.. Manzaraları şahane.. Mini yürüyüş parkurları keyifli... Şirincecik, beşi de birbirinden farklı köyler..
 

Balıkçılık Ve Bağcılık İle Geçimini Sağlayan Köyler

Cinque Terre geçmişi 13. yüzyıla uzanan balıkçılık ve bağcılık ile geçimini sağlayan köyler.  Bu köylerin en önemli özelliği birbiri arasındaki ulaşımın sadece trenlerle yahut yürüyüş ile yapılıyor olması. 
Birbirinden renkli evlerin yanyana geldiği ve yeşil tahta panjurların dışa doğru açıldığı bu köylerin en büyüğü RioMaggiore. Bu köyde sonsuza dek gidiyormuş hissi veren denize yukarıdan bakarak deniz mahsülleri ve her türlü şarabının tadına bakabilirsiniz. Riomaggiore'den Vernezza'ya sık sık falez geçitleri olan patikaya "via dell'amore" aşk yolu deniyor. Aşıklar bizdeki çaput bağlama gibi bolca kilit takmış buraya.

Manorola


Minik balıkçı tekneleriyle balıkçılık yapan bu köy beş köyün en küçüğü ve en sevimlisi. Yavaş yavaş aşağı eğimli bu iskeleden denize girenler, diğer köye doğru yürüyenler, köyün içindeki mini kiliseye gidenler, bağıra bağıra birbirini dinlemiyormuşçasına konuşan İtalyanlar...

Hepsi Kayalıklar Üzerinde


Köyler arasındaki patika yürüyüş yolu 10-35 kilometrelik mesafelerde. Yüzlerce turist, bu patikaları kullanarak 5 köy arasında trekking yapıyor. Cinque Terre köyleri kültürel ve tarihi özellikleri sayesinde Unesco'nun dünya mirası listesinde yer alıyor ve bölge milli park olarak korumaya alınmış. Doğa'nın tüm güçlüklerine karşın köyler, deniz kenarındaki kayalıkların üzerine kurulmuş. Bir karış toprak bile, üzüm bağları, zeytinlikler, sebze meyve bahçeleri ile değerlendirilmiş.

Gün Batımı Muhteşem


Tüm köylerde binaların büyük bölümü motel ya da pansiyon. Geri kalanı da restoran, café ya da turistik eşya satan dükkanlar… Köydeki tarlalarda yetişen taze ürünler alıcısını bekliyor. Her tezgahta, zeytin, limon, meyve ve zeytinyağı var. Limon kabuğu rendesi, votka, su ve şekerden yapılan Limonçello adlı ünlü İtalyan içkisi de, turistlerin gün batımını seyrederken tercihi…
Atakan TOK
Editör: TE Bilisim