Taka: Şehzade Abdullah, Kâzım Bey, Zağanos Paşa… Bu isimler Trabzon için neden bu kadar önemli?
 
Şeyihoğlu: Zağnos paşa. Fatih Sultan Mehmet’in de kıymet verdiği bir asker. Zeki ve güçlü. Trabzon’un fethinde çok önemli bir isim. Zaten arkasında Trabzon kalesini bu nedenle resmettim. Şehzade Abdullah ise Trabzon sancağının ilk şehzadesi. Kazım bey ise, Fatih’in Trabzon’dan ayrılması üzerine; şehrin sorumluluğunu alıyor. Çok önemli kişi bir karakter, aşağıdaki tarihi bilgilerde detaylı anlatımlar mevcut bu projeye çokça yerel tarih okudum. Lakin okudukça,  içine girdikçe aslında bir okyanusun damlasını bildiğimi gördüm.  Halada çok eksiklerim var. Daha önce de belirttim gibi ben bir tarih alan uzmanı değilim. Ama tarih eğitimcilerinin işini kolaylaştırıyorum. Yaptıkları araştırma ve yayınlara görsel desteğim oldu. Bugünkü ve yarınki yazılarda belki de çoğumuzun ilk kez okuyacağı bilgilere değineceğiz.
 
... Trabzon’un fethi için kuşatma nizâmı şöyle idi:
1. Hızîr Bey, Sarıca Paşa; Ayasofya-Kabak Meydânı-Hızîbey-GülbahârHâtûnMahalleleri’nden
2. ZağnosMehmed Paşa; Erdoğdu (Tekfur Çayırı) ve Zağnos’tan
3. SadrâzâmMahmûd Paşa; Değirmendere’den,
4. Kâsım (Kâzım) ve Yâkub Beyler; Denizden,
5.Fâtih SultânMehmed; Boztepe ve Yenicuma’dan (Albayrak, 2010:35).
 
Atılan Güllelerle Yıkılan Kale Rumlar Tarafından Süratle Tamir Oluyordu
 
... Trabzon, Zağanos Paşa’nın doğduğu bir şehir olduğu için bu fetihte bulunmak isteyeceğini düşünen Fâtih, O’nu tekrar merkeze çağırdı. Sefer için bir divan toplantısı yapıldı… Zağanos Paşa, Fâtih’ten takriben bir ay önce emrindeki donanmayla Trabzon önlerine gelmişti. Trabzon’un batı yakasından hududu Ayafokas (Akçakale) denilen bir noktadan başlamaktaydı. Burası Zağanos Paşa’nın doğduğu yer olan Polathâne’nin on kilometre kadar batısında müstahkem bir kaleydi. Aynı zamanda küçücük bir limanı vardı. Zağanos Paşa gençliğinde Rum balıkçılarla yunus balığı avlarken burada çok bulunmuştu. Bu sebeple mıntıkayı iyice tanıyordu. Bir kısım askerleriyle bu noktada karaya çıkmadan önce kaleyi top ateşine tuttu. Kalede bir avuç Rum muhafız kuvveti mevcuttu. Burasını zabdetmek kolay olmuştu… Kendisi batı istikametinde ilerlerken donanmaya da denizden kendisini takip etmesi tâlimatını verdi. Sahilden doğu istikametine doğru ilerleyerek Polathane’ye geldi. Buradaki cüz’î mukavemeti de kolaylıkla bertaraf etti. Galinos mahallesindeki eski evini, okuduğu Rum mektebini ziyâret ettikten sonra komşulardan soruşturarak artık vefât etmiş bulunan anne ve babasının mezarlarını buldu. Onların mezarı başında bir Yasin-i Şerif okuduktan sonra batı istikametinde hareketine devam ederek bir gün sonra Trabzon surlarının batı yakasına ulaştı. Trabzon, aynen İstanbul misâlinde olduğu gibi artık kale içine hapsedilmiş oluyordu. Zağanos Paşa, bir taraftan deniz cihetinden surları top ateşine tutmuş, diğer taraftan da kaleyi batı cihetinden kuşatmıştı. Atılan güllelerle yıkılan kale Rumlar tarafından süratle tamir oluyor ve kuşatma uzuyordu (Mısıroğlu, 2006:127-134).
 
Surlar Roma Devrinden Kalma
 
…Zağanos Paşa’nın II. Mehmet’in Trabzon seferinde bulunmuş olması mümkündür. Bugün Trabzon şehrinin topografyasında Zağanos Paşa adını taşıyan yerlerin varlığı (Zağanos Paşa Köprüsü, Zağanos Paşa deresi, Zağanos Paşa mahallesi vb.) bunu gösterir. Hatta Makedonya taraflarında idareci iken II. Mehmet’in emriyle 1463’te Trabzon imparatorunun kızı Anna’nın kendisine verildiğine dair kayıtlar vardır. Bir rivayete göre Müslüman olmayı reddeden Anna’yı kısa bir süre içinde hareminden uzaklaştırmıştır. Zağanos Paşa muhtemelen 868’de (1464) veya bu tarihten az sonra vefat etmiştir (Emecen, 2013:72-73). Tablonun arka planında yer alan kale görüntüsü Trabzon Kalesi’ne aittir. Büyük bir bölümü ayakta kalan bu kalenin surları şehrin eski yapılarını oluştururlar. Bugünkü surların en eski bölümü Roma devrine MS. 5. yüzyıla tarihlenmektedir. Surların daha eski safhaları hakkında tarihi kaynaklar bilgi verirler. MÖ. 5. yüzyılda şehri gören Ksenefon surların varlığından söz etmektedir. Trabzon surları Yukarı Hisar, İçkale, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç bölüme ayrılmaktadır. Yukarı Hisar ile Orta Hisar, Kuzgun Dere ile İmaret (İskeleboz ) deresi arasındaki yüksek kaya kitlesi üzerine kurulmuştur. Bu bölüm kalenin en eski bölümünü meydana getirmekte ve kaba olarak bir yamuğa benzemektedir. Şehrin adı bu Trapez-Trabezus yamuk şeklinden gelmektedir (Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2006: 151).
İlk Sancak Beyi Şehzade Abdullah (1470 – 1479)
 
1479 Yılına Kadar Trabzon’da Yaşadı
 
… Trabzon, Osmanlı Döneminde eyalet ve sancak olarak şehzade ve mutasarrıflar tarafından idare edilmiştir. İlk sancak beyi Hızır Bey’dir. 1470 yılında sancak beyliği küçük yaşta Şehzade Abdullah’a verilmiş; Abdullah, annesi Şirin Hatunla birlikte 1479 yılına kadar Trabzon’da yaşamıştır (Trabzon Valiliği, URL 2).
 
7 Yaşında Vali Oldu
 
1470 yılında; Fatih Sultan Mehmet’in oğlu olan Amasya Valisi Şehzade Bayezid’in yedi yaşındaki oğlu Şehzade Sultan Abdullah’a Trabzon Valiliği verildi. Böylece Trabzon, padişah çocuklarının yönettiği önemli bir il, yani Şehzade Sancağı oldu. Amasya’da babasının yanında bulunan Şehzade Abdullah; İl Muhafız Komutanı olan Lalası Hayreddin Hızır Paşa ve annesi Şirin Hâtûn ile birlikte Trabzon’a geldi. Yukarıhisar, ya da İçkale Camii’nin yanındaki Şadırvan duvarındaki kitâbede bu olay belirtilmekte ve Padişah Sultan Bayezid Han’ın oğlu Sultan Abdullah’ın valiliği zamanında, annesi Şirin Hâtûn tarafından vakfedildiği bildirilmektedir. Trabzon’da Şehzade Abdullah’tan çok annesinin tanındığı ve ün aldığı anlaşılmaktadır. Çünkü bugün bile Trabzon’da bir semtin adı Şirin Hâtûn Mahallesi’dir (Hüseyin, 1330-1332; Akbulut, 1955; Halil 1334’den akt:Goloğlu, 2013:29-30).
 
Trabzon’un İlk Yöneticisi Kâzım Bey
 
Trabzon’un İlk Yöneticisi
 
 … Fatih Sultan Mehmet Trabzon’dan ayrılmadan önce şehrin yönetimini Gelibolu Sancak Beyi Donanma Komutanı Kâzım Bey’e verdi. Yanına birkaç gemi ile biraz asker, silah ve yiyecek bıraktı. … Fatih’in Trabzon’dan ayrılması üzerine; şehrin yönetimi kendisine bırakılmış olan Kâzım Bey, Trabzon Devleti’nin Krallık Sarayı’na yerleşti. Trabzon’un bu ilk yöneticisi hakkında tarihçilerin değişik görüşleri vardır. … Kanımızca; Trabzon’un ilk valisi olmasa bile ilk yöneticisi Kâzım Bey’dir. Kâzım Bey, Gelibolu Valisi ve bu nedenle donanma komutanıdır. Çünkü Gelibolu, Osmanlı Türklerinin ilk düzenli tersanesinin bulunduğu şehirdir ve Kaptan-ı Derya’lık (Donanma Komutanlığı), Gelibolu Valilerine verilen bir ünvandır. Gelibolu Valisi Kâzım Bey de Donanma Komutanı olarak Trabzon seferine katılmıştır. Böylesine bir devlet adamı olduğu için de, Trabzon şehrine yerleşinceye kadar, şehrin yönetimini düzenlemekle görevlendirilmiştir (Goloğlu, 2013:24-25).
 
Taka: Yarın, Ressam Şakir Şeyihoğlu’nun yağlıboya tekniği ile  görselleştirdiği, “Mahmut Paşa ve Trabzon’da camiye ve mahalleye  ismi verilen İskender Paşa” isimli tablolar ile tarih kitaplarının sayfaları  arasından derlenen detaylı bilgileri sunacağız.
 
ŞAKİR ŞEYİHOĞLU
Editör: TE Bilisim