Taka: Projenizde sadece Osmanlı dönemi değil Cumhuriyet döneminden de izler mevcut. Atatürk ve Trabzon… Eserinizde Atatürk’ü Trabzon’un neresinde  görüyoruz? Bir diğer resimde de Sultan Murat Yaylası olduğunu alt yazı bilgisinden okuduk. Neden Sultan Murat Savaşı’nı resmettiniz?

Şeyihoğlu: Atatürk ile ilgili portrede Atamız köşkün balkonunda bulunmaktadır. Fonda ise Beşirli, Akyazı ve Akçaabat siluetleri vardır. Güçlü bir duruş ile Trabzon bütünleşmiştir. 
 
Çaykara’da Sultan Murat Yaylasında (10 Haziran 1916), Of’ta Baltacı, Arsin’de Yanbolu Derelerinde Ruslara karşı başarılı savaşlar verilir. Çaykara’nın güneyindeki Sultan Murat yaylası ile Köprübaşı’nın güneyindeki Madur Dağına taarruz eden Türk kuvvetleri bölgedeki Rus kuvvetlerini hezimete uğratmıştır. Bende bu gururla o anı resmettim. Tabiiki diğer yerlerde resmedilmesi gerekmektedir. Zamanla bu da olacak.

Mustafa Kemal Atatürk Trabzon’da

Trabzon'u üç kez onurlandıran büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ilk ziyaretlerinde yaptıkları konuşmada Trabzonluların milli mücadeledeki fedakârlık ve kahramanlıklarından söz ederek, bu hizmetlerini hiçbir zaman unutmayacağının da altını önemle çiziyordu. Atatürk, dostluğuna ve bağlılığına sınırsız bir güven duyduğu Trabzonluların arasında iken cumhuriyet tarihimiz için her biri ayrı önem taşıyan konuşmalar yapmış, demeçler vermiş ve mesajlar iletmiştir…
İlk ziyareti, 15 Eylül 1924 Pazartesi Dumlupınar zaferinin ikinci yıldönümü törenlerine katılıp birçok ziyaretlerde bulunduktan sonra, Sonbahar Gezisi adıyla bir program düzenleyen Mustafa Kemal, Hamidiye zırhlısıyla İstanbul boğazından geçerek Trabzon'a gelmek üzere Karadeniz'e açılmıştı. Geminin iskeleye yanaşmasıyla birlikte Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım ve yanındaki İstanbul Milletvekili Hamdullah Suphi Bey, Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali Bey, Rize Milletvekili Rauf Bey ve Bozok Milletvekili Salih Bey ile birlikte karaya çıktıklarında vuslat sona ermiş, sevinç gözyaşları içinde karşılanmıştı… İkinci ziyareti,27 Kasım 1930 Perşembe. Trabzon gezisinin gerekçelerinden birini teşkil eden Belediye Meclisi'ne seçilen üç bayan üyeyi de kabul ve tebrik edip kahvesini içerek bir süre sohbet ettikten sonra Trabzon halkının gösterdiği candan sevgi gösterilerinden son derece mutlu olduğunu belirtiyordu… Üçüncü ziyareti,10 Haziran 1937 Perşembe, alkış sesleri arasında halkın içinden geçerek ikameti için düzenlenen Soğuksu'daki köşke hareket ediyordu. Daha önceki ziyaretleri esnasında gezdiği ve çok beğendiği Köşk'ü, satın alarak Atalarına armağan etmek üzere düzenleyen Trabzonlular, böylece amaçlarına erişmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı (Trabzon Valiliği İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü, 2000:102-115)

…Atatürk Trabzon’a üçüncü ve son olarak 10 Haziran 1937 günü İzmir vapuru ile geldi. Trabzon Valisi Sezai Uzay, Belediye Başkanı Cemal Turfan, Trabzon Bölgesi genel müfettişi Tahsin Uzer ve diğer yetkililerden oluşan bir heyet, Atatürk’ü İzmir Vapurunda karşıladılar. O geceyi köşkte geçiren Atatürk, ertesi gün öğleden sonra Vilayeti, Halkevini, Parti Merkezini, Belediyeyi ve mevki Komutanlığını ziyaret etti. Mevki Komutanlığında yaptığı toplantıdan sonra köşke gelen Atatürk, burada tüm mal ve mülk varlığını hazineye bağışladığını bildirdi (Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2006: 124’ten sadeleştirilerek).
 
Sultan Murat Yaylasında Osmanlı-Rus Savaşı (Haziran 1916)

Birinci Dünya Savaşı sırasında, Ruslar Trabzon’a saldırır (14 Nisan 1916). Trabzonlulardan oluşan vurucu güçler (Milis), bu saldırı sırasında gerilla savaşı verirler. Bu sıralarda, cepheye gönderilmek üzere Hamidiye Zırhlısının desteğinde Trabzon Limanına gelen cephane, Trabzonlu gençlerce büyük bir heyecan içinde boşaltılıp Maçka’ya taşınır. Çaykara’da Sultan Murat Yaylasında (10 Haziran 1916), Of’ta Baltacı, Arsin’de Yanbolu Derelerinde Ruslara karşı başarılı savaşlar verilir. Ancak o yıllardaki koşullar altında düşmanın Trabzon’a girmesine engel olunamaz ve Ruslar 14 Nisan l916 yılında Trabzon’a girer. Rusların Trabzon’da kaldığı bir yıl, on ay, on günlük süre içinde özellikle Rumlar ve Ermeniler, yerli halka büyük işkenceler yaparlar; sayısız insan öldürürler (Trabzon Valiliği, URL 2).

22 Haziran 1916 sabahı Çaykara’nın güneyindeki Sultan Murat yaylası ile Köprübaşı’nın güneyindeki Madur Dağına taarruz eden Türk kuvvetleri bölgedeki Rus kuvvetlerini hezimete uğratmıştı. Rus kuvvetleri dağılarak sahile çekilirken Türk kuvvetleri de Maçka bölgesin den Trabzon’a indiklerinde geri çekilecek olan Rusları Sürmene-Of bölgesinde imha etmek üzere hazırlık yapıyordu (Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2006).
Rus Kafkas ordusu sağ kanadında, Karadeniz kıyısında Polathane batısından Haldizen Dağlarına kadar 5. Kafkas ordusu bulunmaktaydı. Bu orduda toplam 56 tabur piyade (48.000 tüfek), 112 top ve 12 bölük süvari askeri bulunmakta idi (I. Dünya harbinde Türk Harbi Kafkas Cephesi 3. Ordu Harekatı, 1993’den akt. Albayrak, 2013:92). Buna karşılık Çoruh cephesi olarak Türklerde 21.994 muharip piyade, 47 makineli tüfek, 158 kılıç, 38 top vardı… Bu savaşlar içinde özellikle Sultanmurat Yaylalarının Şüheda te­pesinde düşmanla korkunç savaşlar olur. Bu savaşlarda 1 subay ve 70 erimiz şehit düşer ama tepeyi düşmana bırakmazlar. 23 Ha­ziran 1916 yılında olan savaşta şehit olanların anısına 1968 yılından beri bir anma günü yapılmaktadır (Albayrak, 2013:92-95).

Mareşal Fevzi Çakmak, (1936)’ın ifadeleri ile bu savaş şu şekilde tasvir olunmaktadır:
“30 Haziran’da Sultan Murat Yaylasına kadar yaklaşan Drujinler (Kuzey Kafkasyalılardan oluşturulan Rus Muhafız Birlikleri) 4. Alayımızın topçu ateşi himayesinde yaptığı süngü hücumu ile Kacalak Tepesine kadar takip olundular. Ruslar Of istikametine panik halinde kaçarken köylülerin saldırısına uğrar ve tüfekleri alınır. Santa cephesinde yerli Rumlar Ruslara yardım ettiği için bu mıntıkalarda Ruslar tutunabilmişti. Düşmanın üç misline yaklaşan kuvvetleri karşısında geliştirilen taarruzlarla Trabzon'u zapt etmek imkânımız doğmuş. Birkaç saatlik bir taarruzla Of ve Sürmene alınarak kara yolu ulaşımım kesebilecek duruma gelmiştik. Bu harekâtla 1500'den fazla esir alınmış ve Ruslara 5000'i aşkın ölü verdirmiştik. Bizim zayiatımız da bunun üçte biri kadardı. Özellikle yerli ahalinin Türk ordusu ile birlikte hareket edip kaçak Ruslara saldırması Rusların zayiatım artırmıştı. Bu durum Kafkas cephesi komutanım hatta Çar'ı bile endişeye sevk etmişti” (akt: Bilgin, Yıldırım, 1990: 390-391).

Taka: Ressam Şakir Şeyihoğlu’nun yağlıboya resimleri ve çizimleriyle görselleştirdiği ve tarih kitaplarından alıntılarla zenginleştirdiği bu yazı dizisini burada bitiriyoruz. Süreli olarak yayınladığımız bu yazı dizisi ressam ve eğitmen olan Şakir Şeyihoğlu’nun“Trabzon Tarihi Tabloları-Tarihe Yön Veren Kent Trabzon” adlı Eserinden derlenmiştir. Tüm resimlerle çizimlerin, ayrıca verilen tarihi bilgilerin detaylı kaynakçalarına yukarıda belirttiğimiz eserden ulaşılabilir. Ressama ve siz değerli TAKA okuyucularına göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı teşekkürlerimizi sunarız.
Editör: TE Bilisim