Karadeniz Bölgesi'nde asırlardır süren yaylacılık geleneği yaşatılıyor. Kimileri kamyon kasalarında yolculuk yapıyor, kimileri ise büyükbaş ve küçükbaş ile yürüyor. Aileler, yaz aylarını çoğunlukla sis bulutu üzerinde kalan yaylalarda geçiriyor. Sonbahara kadar yaylada kalacak aileler, hayvanlarını otlatarak, üretecekleri süt, peynir ve diğer ürünleri satarak kazanç elde ediyor. Yaylacılar, yaylada kaldıkları süre içerisinde hem kışın tüketecekleri süt ürünlerini, hem de hayvanlarının tüketeceği yayla çayırlarını da hazırlıyor.

Şalpazarı’na bağlı Alacapazarı Yaylası’nda yaz aylarını geçiren Ali Kemal Karagül, "Okullar kapanınca yaylalara çıktık. Üç, dört ay bu dağlarda kalacağız. Atalarımızın geleneğini sürdürüyor, hayvancılıkla uğraşıyoruz. Önceden hayvanlarımız çok oluyordu, yürüme yaylalara geliyorduk. Şimdilerde ise hayvanı fazla olan yürüme, az olanlar ise kamyonlarla geliyor" dedi.


'Yaylaları Çok Seviyorum'

Yaylacılık geleneğini sürdüren Emine Ergül de "Okullar kapandı, yaylaya geldik. Üç dört ay yaylada kalıyoruz, sonra tekrar köye dönüyoruz. Yaylaları çok seviyorum; çise, duman olmazsa daha iyi olacak. Ama biz yaylanın her halini seviyoruz" diye konuştu.

Karadeniz’de yaylacılığın bir yaşam biçimi olduğunu söyleyen Ali Kemal Kahraman da "Biz buraya bayramın ikinci günü geldik. Onuncu ayın başında buradan köye göç edeceğiz. Dağları seviyoruz, dağlara da ihtiyacımız var. Sonbahara kadar hayvanlarımızı burada otlatacağız" dedi.
Editör: TE Bilisim