Aslî ihtiyaçlarından başka nisab miktarı bir mala sâhip olan kimseye, zengin sayılacağı için zekât verilmez. Çünkü zekâtın gaye ve hikmeti, fakire yardım ve onun ihtiyaçlarını gidermek, sıkıntılarını yok etmektir. Bir kimse zekâtını zengin bir adamın küçük çocuğuna veremez. Çünkü bu çocuk babasının malıyla zengin sayılır. Fakat zengin bir kadının fakir ve yetim olan çocuğuna zekât düşer. Çünkü çocuğun nesebi, baba tarafından sabittir. Anasının servetiyle zengin sayılmaz. Bir kimse zekâtını zengin bir şahsın fakir olan babasına veya fakir olan büyük oğluna veya kızına veya o şahsın fakir olan hanımına verebilir. Zira bunlar birbirlerinin servetiyle zengin sayılmazlar. Zekâtı önce akrabanın fakir olanlarına vermek efdaldir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir gün "Helâk edici yedi günahtan kaçınınız!" buyurdu. Sahâbîler, "Yâ Resûlallah! Bu yedi günah nedir?" diye sordular. 

Resûlullah şu cevabı verdi: "Helak edici bu yedi günah, Allah'a şirk koşmaktır. Büyü yapmaktır. Allah'ın zarar vermeyi yasakladığı bir cana kıymaktır.

Faiz yemektir. Yetimin malına el uzatmaktır. Düşmanla karşılaşınca savaştan kaçmaktır.

İffetli mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır." (Buhari Vesaya 23.)

Malımızın Şükrüdür

Yüce Rabbimizin bizlere lütfettiği her bir nimetin şükrü vardır. İnsan olarak yaratılışımızın şükrü imandır. Bedenimizin şükrü namazdır. Rızkımızın ve sağlığımızın şükrü oruçtur. Malımızın, varlığımızın şükrü zekâttır, sadakadır, fitredir. Bütün bunların genel adı ise infaktır. Zekât, zenginlerin sahip olduğu malda Allah tarafından yoksullara verilen bir haktır. Varlıklı Müslümanın muhtaç ve yoksul kardeşine uzattığı yardım elidir.

Sadaka, hem Rabbimize hem de kardeşlerimize karşı samimiyet ve sadakatin tezahürüdür.

Hâsılı Allah yolunda infak, nimetlerin, zenginliğin Allah'ın bir emaneti olduğunun bilincinde olmaktır. Geçici dünya malını, ebedi kılabilmenin adıdır. Aynı zamanda müminler arasındaki kardeşlik hukukunu derinden kavramak, en güzel şekilde yaşamak ve yaşatmaktır.

Haksız Kazanç Haram

Yüce dinimiz İslâm, zekât ve sadakayı emrederken faizi yasaklamıştır. Faiz, haksız yoldan, emek sarf etmeden, alın teri dökmeden kazanmaktır.

Rabbimiz, faizin esiri olmuş kişilerin ibretlik akıbetini Kur'an-ı Kerim'de şöyle haber vermektedir:

"Faiz yiyenler, (kabirlerinden) şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar."

"Bu durum, onların, 'Alışveriş de faiz gibidir' demelerinden dolayıdır." "Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır." (Bakara, 2/275.)

Allah yolunda infak, kişiye cennetin anahtarını kazandırır. Faiz ise kişiyi Allah'ın gazabına, büyük bir hüsrana götürür. Zira infak, Allah rızası uğrunda varlığı paylaşmaktır. O'nun yolunda fedakârlıkta bulunmaktır. Faiz ise, alın terinin kutsal olduğu inancını yitirmektir. Kıymetli Müminler!

Yüce Rabbimiz, Kur'anı Kerim'de şöyle buyurmuştur:

"Allah, faizden elde edilen malı mahveder. Sadakaları ise artırır, bereketlendirir. Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez." Bakara, 2/276.

Mala Bereket Katar

Rabbimizin bu âyeti bizlere göstermektedir ki; infak, malı azaltıyor gibi görünse de aslında kat kat artırır, bereketlendirir.

Faiz, malı artırıyor gibi görünse de aslında azaltır ve bitirir. Günümüzde yaşanan nice iflaslar, buhrana sürüklenen nice aileler, zayi edilen nice emekler haksız kazanç olan faizin bir sonucu değil midir?

Sevdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayarak iyilerden olmanın yollarını arayalım.

Zekât, sadaka ve fitremizle Allah'a olan sadakatimizi pekiştirelim. Ramazanımızı, ömrümüzü maddi ve manevi paylaşımlarımızla bereketlendirelim.

Başta faiz olmak üzere her türlü haksız ve haram kazançtan sakınalım.

Bir Ayet-İ Kerime

Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Maide 5/8)

Bir Hadis-İ Şerif

"Zengin lik mal çokluğuyla değildir, bilakis zenginlik göz tokluğuyladır." (Buhari)
Editör: TE Bilisim