KUYULARDA KALASIN
Y     U     S     U     F   !
Gıcığım bütün Yusuflara!
Kuyularda boğulsun cümlesi...
*
Onun içindir ki,
Yusuf Turgut,
Sana  da fena halde gıcığım haberin olsun!
*
Öyle gizli saklı değil,
Anlasana,
Açıkça ve alenen gıcığım sana.
*
Derler ki, iyi gazeteciymiş;
Ve de yunus gibi hoş görülü,
Mevlana gibi sabırlıymış mış...
Örnek insanmış,
Nezaketli dost,
Hem de aşırı mütevazi,
Geç onları geeç
Bizim orada derler,
Pancara bazi
*
Tövbeni bozsan da "yine gel" dermiş yüreği.
Bana ne kardeşim benim elimde fırın küreği,
Sıkı dur uleeyn gıcığım sana!
*
Çok seviliyor olsa da;
İyi de bir hatip,
Entel bir katip,
Dostunu yolda bırakmasa da.
Huyumdur /tarzımdır uleeeyn!
Gıcığım sana...
*
Zirveye tırmanmış, tırnaklarıyla,
Mesleğinde almış nice ödüller...
Gazetelerde yatmış,
Ömrü/hayatı matbuatmış,"
Geçin bunları kardeşim.
Keyif benim değil mi,
Gıcığım Yusuf,
Gıcığım sana;
Anlasana...
*
Ve de üstelik sarışınsın.
Ve de gözlerin bahçede marul  yeşili,
Öyle kara/kuru değil sarışın jönler gibisin üstelik.
Sen Jön Türk'ümsün uleeeyn!
 
Ve de üstelik çantasız çıkmıyorsun.
Beni sinir ediyorsun.
Boğazımda gıcık gibi...
Gıcığım sana uleeeyn!
*
Geldin cemiyet başkan oldun.
Kestin mümkünümü çarelerimi.
Görüşsek de artık sıkma elimi...
*
Gıcığım sana Yusuf,
Kuyularda kalasın...

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Ödül Töreni Ve Yansımaları

Bir kere şunu belirtmeliyim ki katılım ve gece muhteşem oldu.
Konuşmacıları sahneye davet eden Altuğ  Atalay ve Canan Güven Kalaycı ikilisi fevkaladenin fevkindeydiler...
Zira rahat ve zariftiler.

Ancak, katılması arzulanan İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu için 13 Nisanda yapılması planlanan ödül töreni 25 Nisan'a ertelenmesine rağmen,  yoğunluğu sebebiyle gelememesi burukluk yaratmıştı.
Lakin gönderilen çiçek ve kutlama telgrafı gönül alıcı oldu.
Çünkü Soylu, lokal bir zümrenin değil;
Trabzon'unuzun ve ülkemizin başarılı ve sevilen devlet adamlarından birisidir.
*
Başka olmayanlar da vardı ama,
Olanları anlatmak için, onları geçiyorum...
*
Cemiyetin en anlamlı ödülü olan,
Zeyyat Nemli Büyük Ödülü Serhat Albayrak'a verilmiş,
Ödülünü babası tarihçi yazar ve gazeteci Sadık Albayrak aldı.
*
Ödül öncesi yaptığı konuşmada; 
Ne denli Trabzonlu olduğunu,
Trabzonsporlu olduğunu ortaya koyarken;
Türk Basın Tarihine de değinerek geçmişte yaşanan istenmedik olayları günümüze aktarmayı  ihmal etmedi.
Sadık Albayrak,
Oğlu Serhat Albayrak adına verilen söz konusu ödülü Trabzon Valisi Yücel Yavuz'dan alarak alkışlarla sahneden indi.
*
Bu arada TFF Başkan Yardımcısı İbrahim Usta Jüri özel Ödülünü Trabzon Büyük Şehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'ndan  almasının ardından mikrofonu da alarak, 
"Aldığım bir buçuk yıllık cezanın müsebbibi,  Sadık Albayrak Ağabeyimin milliyetçi hislerinin tesiriyle gerçekleşmiştir"  Şeklinde  açıklama yapması,
Salonda alkış ve gülüşmelere neden oldu...
*
Dedim ya keyifli bir geceydi.
Ancak bir şey var ki,
Başta Başkan Yusuf Turgut ve ekibi nazar almışçasına,
Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu' na geç ödül verdirilmesi tertip komitesinin istem dışı bir hatası olduğu anlaşılmış,
Ancak bunun üzüntüsü Başkan Yusuf Turgut'un program sonunda yaptığı konuşmaya özür şeklinde yansımıştır.  
 *
Tüm ödül almış Gazeteci kardeşlerimi kutluyorum.
Bu arada gazetemizin Dizgi Servisinde yaptığı mizanpajla ödül alan Suzan Şentürk,
Spor sevisinden Ayşe Çakmak ve Tahsin Deveci'yi kutluyorum.
Hatta TGC'den ödül alan en genç gazeteci  olması nedeniyle Tahsin Deveci'yi bir kere daha kutluyorum.
Ne de olsa Babasının oğlu.
*
Son olarak önceki yıllarda olduğu gibi, ödül diye sertifikalar değil, plaketlerin verilmesi, geçiştirmek yerine gazetecilerin başarılarını  daha da onura ediciydi.
Trabzon'a yakışır bir tören gerçekleştirilmiştir.
Tebrikler  Trabzon Gazeteciler Cemiyeti,
Tebrikler Yusuf Turgut ve Yönetim kurulu mensupları...

Mahir Bey'i Üzmüşler!

Mahir Sevgül
Faroz Sosyal,
Kültür ve
Dayanışma Derneği Başkanı.
Ayrıca çiçeği burnundaki Faroz Kitabının Hazırlık Komisyon Başkanı.
 
"Kitabı hazırlamak için gecemizi  gündüzümüze kattık" diyor.
"Aylarca yeterli uyku bile uyuyamadık.
Bu kitap için binlerce insana ulaştık.
Materyaller topladık.
Yayın Kuruluyla değerlendirdik ve 254 sayfadan oluşan kuşe kağıda basılmış renkli bir kitabı Şehrimize, hatta ülkemize kazandırdık.

Bu arada noksanlarımız da olmuştur.
Hata bizler yayın kurulu olarak da çok noksanımız olduğunu tespit ettik.
Bu hususlarda eleştirilere açığız.
Ama bir kısmı benim yakınlarımdan olan şahısları da söz konusu ederek,
"Bu kitapta neden yer almadılar?"
Yaklaşımını iyi niyetli bir eleştiri görmüyorum.
*
Bu eş dost akraba kitabı değildir.
Bu Faroz'da yaşayan iz bırakan tüm Farozluların kitabıdır.
Kaldı ki, amacımız bu kitabı fasılalarla çıkartmaktır.
İşte bu kitapta yer alan hiç kimse, hazırlayacağımız bir sonraki kitapta yer almayacak,
O zaman da şimdi yer almayanları tanıtacağız.
*
Eleştirenler olduğu gibi,
Çok daha fazlası,  bizleri kutlamış,
Çalışmalarımızın devamını dilemiş,
Bizlere moral ve cesaret vermişlerdir."
 
Şeklinde konuşan Mahir Sevgül'e biz de gördüğümüz hata ve eksikleri belirttik.
Ama bu kültür sanat işlerinin zorluğunu bilen birisi olarak,
Mevcut hataların bir sonraki kitapta tekerrür etmemesi temennisiyle yürekten kutladık.
 
FIKRA

New York'tan Los Angeles'e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşça vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor: 
Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış. Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla aşağı inen şey nedir? Adam dakikalarca düşünmüş... Yanıtı bulamamış... Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış....