Geçen haftaki yazımızda Trabzonspor takımını Austin arabasına benzetmiş ve bu takım bir maçı alsa öbürünü alamayacak bir görüntü veriyor demiştik. Bir hafta geçmeden takım bizi onayladı. Bu hafta kol atan olmadı ve marş basmadı. Araba hararet yaptı. İnatla yerinden kıpırdamadı. İşin kötüsü Austin arabası modullamakla da hareket eden bir araç değil. Hala yürüyerek futbol oynandığını zannedenler var. Isırmadan, çalışmadan, koşmadan, hırçınca saldırmadan maç alınmıyor beyler! Eeee, austin arabası olunca koşamıyorsun tabii. Bu gidişle, ciddi bir takviye olmazsa, ancak ilk 16’yı zorlarız. Ya rabbim, ne olur beni yanılt! Diye de saminiyetimle söylüyorum ki dua ediyorum. Dost acı söyler misali işi baştan uyararak ikaz ediyorum. Gelelim bu yenilgilerin arkasındaki asıl meselelerden sadece birine. Kurulan sistemde, mekanizmada arıza var. Takımın en önemli motor dişlilerinden olan Ünal Karaman nerede? Kadir Bıyıklı kardeşimiz bu soruyu sormuş. Ben de cevap veriyorum: Kulüpte. Karşılamalarda, ağırlamalarda, resmiyette var, ancak görev ve yetkileri yok. Kulübün İnternet sitesinde görevine bakıyorum; en başa konulmuş ve altına “Genel Direktör” denilmiş. Göreve getirilirken “sportif direktör olarak lanse edilmişti. Yani yönetimle teknik heyet arasında, teknik heyetin üstünde, teknik heyetin taleplerini değerlendirip uygun gördüklerini yönetime ileten, yönetimle istişare eden, gerektiğinde yönetimi ikna yetkisi olan, transfer kararlarında mutlaka söz sahibi olan…vesaire..vesaire… Bunlar sportif direktörün Avrupa uygulamasındaki görev ve yetkileri. Trabzonspor’a bakıyoruz; transferleri sadece yönetim belirliyor. Belki de onayı bırakın, Ünal’ın haberi bile yok. Celutska’nın gönderilmesinde fikri bile alınmamış deniliyor. Yetkileri sınırlı. Bu bilgilerin hepsi medyaya yansımış durumda. Süslü cümlelerle atadılar, futbolun “F” si bile senden sorulur dediler, sonra tüm yetkilerini tırpanladılar. 1461 Takımında bile söz hakkı vermiyorlar. O zaman neden göreve getirmiş gibi yapıp bu kardeşimizi yıpratıyorsunuz? Ünal bunu hak ediyor mu? Gel denildiğinde hiçbir hesap ve pazarlığa girmeden gelen, git dediğimizde de aynı vakarıyla giden bir değerimizi neden böyle harcıyoruz? Oysa ki, Yönetim, göreve gelir gelmez transfere hiçbir şekilde karışmayacaklarını, transfer tercihlerinin teknik yönetimin ve teknik direktörün yetkisinde olacağını açıklamıştı. Sayın Başkan ‘beni ve yönetimi artık transferlerde görmeyeceksiniz’ diye açıklama yaptı. Sportif direktörlük sistemi de bunu gerektiriyor. Ancak gelin görün ki, son iki sözde yıldız transferinde, takımı sol beksiz bırakma kararında ve bir türlü bitmeyen golcü arayışlarında başkan ve yönetim ilkelerini rafa kaldırdı. Hoş bu transferleri esasta kimin yaptığını da hiç kimse bilmiyor. Herkes birbirine soruyor. Demek ki profesyonel bir yönetim sistemi kurmak maharet değilmiş; maharet onu sabırla ve benliğini geri çekerek işletebilmekmiş. Benim derdim hiç kimseyi eleştirmek ya da ona methiyeler dizmek değil. Benim derdim Trabzonspor ve onun değerleridir, varlıklarıdır. Ünal Karaman Trabzonspor’un en önemli değerlerinden biridir. Kaldı ki Türk Futbolunun da en değerli kimliğidir. Bir yazımda Milli Takımdaki başarılarını da kapsamlı olarak ele alacağım. Bu değeri böylesine kolayca yıpratma lüksümüz olmamalıdır. Ünal kıskançlığı, hasetliği, film çevirme özelliği, fitneciliği olan bir kişilik değildir. Böyle bir ünü olsa derim ki herhalde yine bir şeyler karıştırdı. Tam tersine, en sakin, en profesyonel ve en uyumlu bilinen bir kişiliğe sahiptir. Futbolumuzun beyefendisidir. Örneğin, Volkan olayında Ünal inisiyatif alabilseydi süreç daha sağlıklı yönetilebilirdi inancındayım. Gözlerin Ünal’ı aradığı bu süreçte, Ünal hala kendisine yakışanı yapıyor. Bir röportajında, bu dışlanmayı asla yönetimin kastına bağlamıyor. İyi niyetine bağlıyor. Bu duruşu, sabrı ve profesyonelliği nedeniyle kendisini tebrik ediyorum. Austin arabasının sol arka koltuğunda oturanlara da taraftar adına görevim olan şu tavsiyeyi yapmak isterim: Bu gidişle marş basmayınca, sahaya inip kol atmak zorunda kalabilirsiniz.Benden söylemesi. Sağlıcakla kalın…
Editör: TE Bilisim