Vakfıkebir deki modern fabrikada TAKA Gazetesi nin sorularını cevaplayan Karadeniz Kardeşler, Hayvancılığın mutlaka geliştirilmesi gerektiğini söylediler. 2011’in Karadeniz bölgesindeki en parlak firması kim denirse Karadeniz Kardeşler Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş’yi ilk sıraya koyabiliriz. Zira Kebir Süt, son yıllarda Türkiye genelinde de büyük bir atılım yaptı. Vakfıkebir’de kurduğu tesisle birlikte bölgenin tamamına yayılan ve bütün market ve bakkallarca tercih edilen yoğurt, ayran, kaşar peyniri ve tereyağını sunan Kebir Süt, kazancını da yatırıma dönüştürüyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Karadeniz, Genel Müdür Yılmaz Karadeniz, Genel Müdür Yardımcısı Metin Ali Karadeniz ve İnsan Kaynakları Müdürü Mustafa Çakır ile sabah kahvaltısı yaptık, kahvaltının ardından da Genel Müdür Yılmaz Karadeniz’e biz sorduk o cevapladı. İşte Kebir Süt’ün başarı öyküsü: TAKA: Sayın Karadeniz, Kebir süt büyüdü. Karadeniz bölgesine boydan boya yayıldı. Son dönemde Şanlıurfa, Tokat, Sivas ve Erzincan’a doğru açılıyor. Bir marka oldunuz, bu markalaşma süreci zor oldu mu, anlatabilirmisin? YILMAZ KARADENİZ: Karadeniz Kardeşler olarak süt mamülleri bizde dede mesleği.  Tereyağı ve peynirle başladık. Dedem alım satım toptancılığı yapıyordu. Buradan Karadeniz bölgesine, Erzurum, Sivas, Diyarbakır ve İstanbul hatta İzmir’de baklavacılara bile tereyağı veriyordu. 1980 yılına kadar bu sitilde devam ettiler. Diğer yöresel ürünler olarak çekirdek, fındık, mısır ve yumurta satıyorlardı. 1975’li yıllarda biz babamızla başladık ve babamda babasıyla yani dedemle işini yürüttü. 1980’den sonra yöresel ürünü şekillendirip satılması çalıştık ve bir mücadele verdik. Yöresel ürünün fabrikasyon olmadığı için paketleme de çeşitli sıkıntılar çektik. 1994 yılında süt fabrikasının işletmesini açma durumunda kaldık. TAKA: Şirketleşme ve fabrikalaşma süreci 1990’dan sonra hızlandı o zaman? YILMAZ KARADENİZ: 1994 senesinde süt işletmesini kurduk ve şirketleştik. Süt işletmesini kurduktan sonra yine yöreye has ve fabrikasyon olarak ürünleri çıkarmaya çalıştık. Zaman içerisinde bu ürünler de Avrupa standartlarına uyulması gerektiği ve makineleşmemizin icap ettiği için çalışmaları sıklaştırdık. 1996 ve 2000’li yıllar arasında fabrikamızın yerini aldık ve projelerini çizdirdik. TAKA: Yılmaz bey, Türkiye’de bu kadar modern bir süt işleme tesisi yok, ne kadar zamanda inşa edildi fabrika? YILMAZ KARADENİZ: 5 yıl süren bir zaman içerisinde inşaatımızı yaptık ve bitirdik.  2005 ve 2006 yıllarında yeni binamıza taşındık. Şimdi, yıllar içinde de aile şirketi olarak geldik. Aile şirketiyiz. Avni Karadeniz ve oğulları, Anne ve baba ve 6 kardeş, 8 ortaklıyız. 2005 yılında da kurumsal çalışmalarımızı başlattık ve halen daha da devam etmektedir. 2005’den sonra 2011’e kadar makinelerimizi dünya standartlarına uygun bir hale getirdik. Bugün itibariyle ilk defa yoğurt dolum makineleri son sistem olarak kuruluyor. El değmeden yoğurt dolumu yapacağız. Yarı otomatikti ve tam otomatiğe geçeceğiz. TAKA: Fabrikanın ham maddesi süt. Süt konusunda bu bölgede sorun yaşanıyor mu? YILMAZ KARADENİZ: Hayvancılık geri gidiyor. Bölgedeki süt miktarı ortalama 80 ton ama 10-15 işleme tesisi var. Bizim temin ettiğimiz sütün dışında, diğer bölgelerden de süt alıyoruz. Samsun bölgesine ve Erzurum bölgesine doğru uzanıyoruz. Yakında başka bölgelere de gideceğiz. Süt kapasitesini yükseltmemiz lazım. Fabrikamızın son yatırımla ulaştığı kapasite günlük 200 ton süt işlemedir. Şu anda bu oranda süt gelmiyor. Yüzde 30 kapasite ile çalışma yaptığımızı söyleyebilirim. Bu bölgede hayvancılık nasıl geliştirilir, bundan sonraki çalışmalarımız bunun üzerine olacaktır. Bu bölgede hayvancılık geri gidiyor, göç veriyoruz, yeni nesil hayvancılığı bilmiyor. Yeni sisteme göre nasıl yapılabilir, irdeleyeceğiz. TAKA: Artık o sektöre de girme vakti geldi, başka türlü bu süt açığını kapatmak zor değil mi? YILMAZ KARADENİZ: Doğrudur. Bunun üzerinde çalışacağız. Önce bulunduğumuz yerde sütü çoğaltma ve hayvancılığı geliştirmeye yönelik çalışma yapmamız lazım. Karadeniz bölgesinin bitki zenginliğinden dolayı yöremizin süte vermiş olduğu koku ve aroma çok değerli, hiçbir bölgede olmayan bir zenginliktir bu. Yöremizin insanı da dışarıdaki iller de bu tadı beğeniyor. En büyük destekçimiz Karadeniz bölgesinin insanıdır. Diğer yörenin insanları da bunu bildiği takdirde ve tadını aldığında Kebir markasını beğeniyor. Karadenizlinin  Türkiye’de yeri var. Güveniyorlar. Fabrikamızın ismini ve kalitesini bildiklerinden dolayı vazgeçilmez ürün haline geliyor. TAKA: Büyük markalar İstanbul’dan, Anadolu’ya yayılır. Ama Kebir Anadolu’da ve Vakfıkebir’de doğdu, Türkiye’ye yayılıyor. Artı ihracata yönelik bir hamleniz olacak mı? YILMAZ KARADENİZ: Biz önce ürettiğimiz peyniri, yağı, yoğurdu bölge insanımıza yetiştirmek istiyoruz. Bizim yurt dışı düşüncemiz var ancak eğer süt yoksa böyle bir pazara gidemezsiniz. Bu süt üretimi ile ancak bunu yapabiliyoruz. Pazarlamaya gitmek için önce sütü temin etmek gerekir. Olmayan bir ürünün pazarlaması olmaz ve sıkıntı olur, ürün yetiştiremezsiniz. Önce pazarı buluyoruz ve sonra sütü alıyoruz. Şöyle yapan var, depolarını sütle dolduruyorlar ama ona bir pazar aramaya gidiyorlar. Bu yöntem de doğru bir yöntem değildir. Bizim dağıtımımız Hopa’dan İstanbul’un sonuna kadar Tekirdağ’a kadar bu sınır tamamen Kebir Süt’ün ağındadır ve boşluğumuz yoktur. Ankara’da dağıtımımız vardır. Şu anda Sivas ve Çorum’a gireceğiz. Akdeniz’e, İzmir’e de ulaşıyoruz ve bayilikler gibi çalışmamız devam ediyor. TAKA: Yılmaz bey, Kebir için ne kadar üretim yapılırsa yapılsın pazarı hazırdır diyebilir miyiz? YILMAZ KARADENİZ: Hazırdır. Tesisin yüzde 80 kapasite ile çalışması ne demek. Biz bunun için uğraş vereceğiz ve kapasite yükselteceğiz. Ama sütünü daha rahat sağlamamız lazım. TAKA: Karadeniz Kardeşler olarak, Kebir Süt, Türk Petrol, Beton santrali ile ne kadar insana iş ve aş veriyorsunuz? YILMAZ KARADENİZ:  İstanbul’da 2, Ankara ve Samsun’da şubelerimiz var. Şu an itibariyle 500 çalışanımız var. Ayrıca 5 bin de müstahsilimiz vardır. Bu tesise bir değer biçmemiz mümkün değil. Kebir Süt’ü görenler, ‘Bu kadar büyük ve modern tesise bu bölge de gerek var mıydı’ dediler. Bizim geçmişimiz bu topraklardan kazandı ve buraya yatırımı  reva görmüşüzdür. Buraya kurduk. Müstahsilimiz hayvancılığı artırmalı ve fabrikaları buradadır. Bu fabrika bizim değil halkımızın malıdır. Biz burada idareciliği en güzel şekilde yapmaya çalışıyoruz. TAKA: Biraz da ürünlerden söz edelim, hangi ürünler marketlere ve bakkallara gidiyor? YILMAZ KARADENİZ: Kaşar peyniri, beyaz peyniri, tereyağı, ayran ve yoğurt üretimimiz ve pazarlamamız var. Tereyağı denince hala Trabzon ve Vakfıkebir akla gelir. Kesinlikle mükemmel bir şekilde bütün ürünlerimiz de doğaldır. Vatandaşlarımızdan şöyle bir dileğimiz olur. Market ve Bakkallara gittiklerinde almış olduğu tereyağının üzerindeki ibareleri titizlikle okusunlar ve Tereyağı’nda aldanmayalım ve sağlığımız için önemlidir. Sahte yağlar vardır ve onlara itibar edilmemelidir. Devletimizin kuralları ve kontrol sistemleri iyidir. Kimse markasız satamaz ve etiketi çok iyi okumak lazım. Yağ ve peynirin üzerindeki küçük yazılara çok iyi dikkat etmek lazım. Yöremizin rengine ve şekline benzeterek sahte  tereyağı satışları yapılıyor. TAKA: Hijyen konusu. Tüketicinin en çok önemsediği bu. Belki bu fabrikayı herkesin görmesi gerek? YILMAZ KARADENİZ: İnsanların sağlığına hitap ediyorsunuz ve beslenmesine hitap ediyorsunuz. Bunu biz değil ve doktorlarımız anlatır. Dışardan sahaya girdiğinizde sahamızda sigara bile içilmez ortam temizliği önemlidir. İçerde de temizle çok hassas gösteririz. Babamız dedemizle başladı. Dede mesleği olması hasebiyle bize gelen ticari ahlak onlardan geldi. Babamızın prensiplerini aldık. Temizliği, ciddiyeti aldık. Onun açtığı yolda devam ediyoruz. Allah razı olsun. TAKA: Tüketicilere ve yörede hayvancılık yapanlara neler söyleyeceksiniz? YILMAZ KARADENİZ: Devlet hayvancılığı destekliyor ama insanımız bilinçli değil. Yöresel hayvancılıkla gitmiyor iş. Yeni sistem hayvancılık yapılması lazım.  O bilgiyi edinmek ve yeni nesil hayvancılığı meslek olarak seçmeniz gerekir. Geçmişte ninelerimizin yaptığı sistemle olmaz ve erkeklerin bu işle uğraşması lazım. Bu şekilde olursa süt çoğalır ve bu tesisler kendine yeter. TAKA: Devlet bölgemizde hayvancılığı özellikle teşvik ediyor.. YILMAZ KARADENİZ: Bu bir fırsattır ve halkımız bunu değerlendirmesi gerekmektedir. Bizde çiftlik kurabiliriz. TAKA: Tüketicilere neler söyleyeceksiniz? YILMAZ KARADENİZ: Son sözüm şu olur, tüketicilerimiz nerede üretilen ürünleri yediklerini görebilmeleri için gelebilirler, fabrikayı görebilir ve gezebilirler. Bundan biz mutluluk duyarız. Dedim ya onların desteği ve tercihi ile biz bugünlere geldik. Onların merdiven altı üretimleri yemesine gönlümüz razı değildir. Sizlere de teşekkür ederiz. Başarının özeti 1940 yılında köylüden tereyağ, peynir ve minzi (Lor peyniri) almak suretiyle Trabzon Vakfıkebir bölgesinde çalışmalarına başlayan Karadeniz ailesi o yıllarda Karadeniz bölgesine üretimini gerçekleştirdiği süt ürünleri ulaştırmaktaydı. Kebir markasının ilk adımlarının atıldığı yıllarda Marmara bölgesine o günün zorlu koşullarında süt ürünleri pazarlamasını gerçekleştirerek Karadeniz ve Marmara bölgesinin gelecekteki en iyi üreticisi olacağını müjdeliyordu. Artan talepler doğrultusunda İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri de dahil olmak üzere geniş bir coğrafyada yeni süt ürünlerini de kendi ürün yelpazesine ekleyerek daha iyi koşullarda ve dünya standartlarında hizmet vermeye devam etti. Tüm Türkiye’ye ulaşabilmek ve daha kaliteli hizmet verebilmek için 1993-1994 yılında Karadeniz Kardeşler A.Ş.’yi kurdu. 2000’li yıllara kadar bölgenin coğrafik yapısının zorluklarına rağmen topladığı sütleri pastörize ederek hijyenik koşullar altında ürettiği süt ürünlerini Kebir markasıyla Karadeniz ve Marmara bölgesinin en önemli üreticisi konumuna geldi. Günümüz rekabet koşullarına uyum sağlamak ve tüketicisine çok daha iyi hizmet verebilmek için çok ciddi bir yatırım gerçekleştirerek Vakfıkebir’de 10.000 metrekarelik yeni Fabrika binasını kurdu. 30’a yakın ana bayii ve kendi bünyesindeki sayısız şube ve marketlere satışını genişleten Karadeniz Kardeşler, Kebir markası ile tüm Türkiye’ye ulaşan günlük ürün dağıtımını gerçekleştirdi.
Editör: TE Bilisim