KTÜ Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal Üçüncü lojistik merkez ve demiryolu için yaptığı açıklamalar çok konuşulacak. Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz araştırmaları enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal Üçüncü’nün Trabzon’un geçmişi ile geleceği arasında yaptığı analiz her anlamda önem taşıyor. Üçüncü lojistik ve demiryolu için yaptığı çarpıcı açıklamalar çok konuşulacak. Trabzon kamuoyunun demiryolu ve lojistik merkeze sahip çıkması gerektiğini belirterek, “Horon oynayıp, kuymak yemekle lojistik ve demiryolu Trabzon’a gelmez hep beraber çalışmalıyız” açıklamasında bulundu. İncelemeler yapıldı Üçüncü’nün açıklamaları şu şekilde, “Çokça tartışılan bir konu var. Doğu Karadeniz bölgesinin Kafkasya ile ve Hazar ile entegre olarak, dolayısıyla Avrasya ile bütünleşerek bir ekonomik aks haline gelecek. Bir proje çerçevesinde tartışılıyor. Bunu ilk olarak Trabzon kamuoyu gündeme getirdi. Doğu Karadeniz İhracatçılar birliği Ahmet Hamdi Gürdoğan’ın yaptığı ve daha sonra Trabzon Valiliğinin sahip çıktığı projeler yapıldı. Almanya’nın belli başlı lojistik firmaları yetkilileri bölgemize geldiler ve 4 alanda inceleme yaptılar. Bunlar içinde Trabzon’un lojistik merkez olarak en uygun nokta olduğunu belirttiler. Bütün bölgeyi dolaştılar. Bunun için çok çalışmalar yapıldı. Bizde Karadeniz Araştırmacıları Enstütisi olarak belli başlı Demiryolcularını ve lojistikçilerini bir araya getirdik ve bir panel gerçekleştirdik. Bunların sonuçları rapora konuldu. Burada da ortada çıkan şey Trabzon’un öncelikli olarak bir an önce Batum demiryoluna dahil olması orayla buluşması entegre olması ve böylece bütün Avrasya’ya Türkiye’nin doğrudan mal ve hizmet ihraç edebilecek potansiyele kavuşmasıydı. Demiryolu Çok Önemlidir Tabiki demiryolu çok önemlidir. Her yere demiryolu yapılmalıdır. Öncelikli ve ertelenmez olan Trabzon limanının bir an önce demiryoluyla Batum’a entegre olmasıdır. Bir yerin lojistik merkez olması için havayolu, demiryolu ve liman entegrasyonu gerekmektedir. Bu da yetmez orada AR-GE yapılabilecek bilgi ve teknoloji seviyesinin ortada olması gerekir. KTÜ teknoloji üreten bilgi üreten bölgenin en büyük üniversitesi olarak en büyük desteği sağlamaya da taliptir. Bu kapasitedir. Trabzon tarih boyunca Doğu Karadeniz bölgesinin merkezi olmuştur. Hem ipekyolunun geçiş güzergahıdır. İmparatorlukların devletlerin de aktarma merkezi olmuştur. Günümüzde de NATO Asya ve Afganistan lojistiğini Trabzon üzerinden yapmaktadır. Bu tesadüfü bir şey değildir. 10 dakika dakika daha öteye gitse Samsun limanı var, 5 dakika daha geri gitse Batum limanı var. Bu altyapı burada olduğu için Trabzon seçilmiştir. Karadeniz bölgesinin tamamında en fazla ihracat yapan bir ilimiz. Ayrıca ihracatın ithalatı karşılama oranına göre sıraladığımızda 5. Sırada yer almaktadır. Kaynaklarımızı boşa heba etmeyelim Kamuoyunda siyasiler tarafından gündeme getirilen İyidere alanında bir yer lojistik merkezin kurulması fikri gündemdedir. Böyle bir tasarım Türkiye’nin az olan kaynaklarını boşuna heba edilmesi demektir. Buraya harcanılacak olan milyar dolarlarla Rize’nin ve bölgenin üretim altyapısı geliştirilebilir. Trabzon’da Sürmene ve Çamburnu’nda bir yer beklerken, bir havaalanı beklerken, KTÜ gibi bir üniversite varken, TEKNOKENT’i varken, tarihsel birikimi varken sırf siyasi olarak altyapısı oluşmamış bir başka beldeye taşınması son derece sıkıntılara yol açacaktır. Buna dikkat edilmelidir. Ovit Zigana’ya Alternatif Olamaz Ovit geçidi üzerinden Doğu Anadolu’ya bağlanması projesi gerçekçi değildir. Ovit hiçbir zaman Zigana’ya alternatif olamaz. İller arasındaki rekabet mevzusu haline getirilmemelidir. Fizibilite çalışmaları nereyi makul gösteriyorsa tüm çalışmalara bakılarak yapılması gerekir. Az ve kıt kaynaklarımızın verimli bir şekilde yerinde kullanılması gerekir. Trabzon kamuoyunun buna sahip çıkması gerekir. Trabzon eğitim ve kültür kentidir Kuymak yemekten horon oynamaktan meseleleri unutmasın halkımız. Başka önemli meseleleri unutmayalım. Trabzon bir eğitim ve kültür kentidir. Fikrim geldi mantığıyla değil bilimsel olarak bu işler yürütülmelidir.”

Editör: TE Bilisim