“Benim babam doğruya doğru, eğriye de eğri derdi” Bu söz ortaokul yıllarımdaki, matematik hocamıza ait! Ne üzerine söylerdi, hatırlamıyorum.  Fakat sıkça tekrar ederdi:

“Benim babam eğriye eğri, doğruya da doğru derdi”

Hocamızın adını unuttum, fakat bu sözünü unutmadım!

***

Her koşul ve şartta doğruyu söyleyenlerin azaldığı bir dönemdeyiz.

Dokuz köyden kovulmayı göze almak öyle her babayiğidin harcı değil!

Hem bireysel hayatlarımızda hem de dünyanın gidişatıyla ilgili sesimiz çıkmıyor/çıkamıyor!

Cılız itirazlarımız var, etki alanı son derece sınırlı olan…

Kendini savunamayan masumlara, eziyetler ediliyor.

Doğu Türkistan’da Filistin’de, dünyanın başka birçok yerinde!..

Ağır ekonomik şartlarda ezilenler, burnumuzun dibinde!

“Sesimizi duyan yok mu?” diyorlar.

Bu teknolojiye rağmen kimseye ulaşamıyorlar!

Dünyanın bir yerinde ABD’li bir milyarderin kurduğu fuhuş ağı ifşa oluyor.

Küçücük kız çocuklarına yönelik kurulan bir istismar şebekesi!

Hem istismar hem de akıl almaz işkence ve cinayetler!..

Bağlantılı olarak Türkiye’den kaybolan çocuklar gündeme getiriliyor.

Hem 1999 depreminde hem de  altı  Aralık depreminde kaybolduğu iddia edilenler…

Akla Maraş depremi sonrası Hollanda’nın Maastricht  kentinde yalnız halde bulunun çocuk geliyor.

Beş yaşında, sadece beş yaşında!

“Annem babam depremde yaralandı” diyor.

Çocuğun Hollanda’ya nasıl gittiği bilinmiyor!!!

Bununla da kalmıyor, ülkemizde çeşitli yurtlarda barınan çocuklarımızla ilgili iddialar dudak uçuklatıyor!

Olan yine sabilere, masumlara oluyor!

Üstelik, bize ulaşanlar,  buzdağının görünen yüzü.

Kim bilir dünyada daha neler yaşanıyor!

Kritik zamanların insanlarıyız ve tüm bunların bir bedeli şüphesiz ki olacak.

Tarih, bunu tecrübe eden olaylarla  dolu!..

***

Ez cümle!

Gerek ülkemiz, gerek dünyada;  tüm bunlar yaşanırken, hiçbirimiz mutlu olamayız, OLMAMALIYIZ!

Schopenhauer  diyor ki; “Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır. O da mutlu olmak için burada olduğumuzu sanmamızdır.”

Maharet, son tahlilde gözünü huzur ile kapayabilmek sanırım!

Bunun yolu da haksızlık karşısında suskun kalmamaktan geçiyor!

Yani “Eğriye eğri, doğruya doğru diyebilmekten!..”