Türk futbolunun içine düştüğü bu felaket sürecinde bir sürü hata, ihmalkarlık, boş vermişlik, işi bilmemezlik gibi unsurlar ön plana çıktı. İstifa etmesi gerekiyor Tarihe kara leke olarak geçecek bu sürecin başrolünde elbette ki çok sayıda kulüp yöneticisi yer alırken, Futbol Federasyonu’nun zirvesinde bulunan kişilerin hataları da ayrı bir önem teşkil etti. 3 Temmuz sürecinde işbaşında bulunan Mehmet Ali Aydınlar’ın izlediği politika ağır eleştiriler almasına karşın, daha sonra göreve gelen Yıldırım Demirören federasyonu süreci son derece kötü yönetti. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar Demirören döneminde iş başında bulunan kişiler ve kurullar, resmen günü kurtarma çabası içine girdi. Şike ve teşvik yapıldığı iddia edilen maçlarla ilgili kişileri ve kurulları birbirinden ayıran Yıldırım Demirören federasyonu, bu yönde gelen her türlü eleştirilere kulak tıkadı. Özellikle son 1 yıl içinde resmen ‘bahar havası’ estirildi. Öyle ki Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, “Bu süreci çok iyi yürüttük. Herkesin bize teşekkür borcu var” diyerek kulüplere mesaj göndermişti. Önceki gün çıkan cezaların ardından Demirören’in, UEFA’da devam eden soruşturmanın ciddiyetini kavrayamadığı ve konuya ne kadar uzak olduğu gözler önüne serilmiş oldu. Çanak tuttular UEFA’daki olaylara tam olarak vakıf olunamadığı için TFF’den herhangi bir lobi faaliyeti yapılamadı, sorunların üstüne gidilemedi. Problemler adeta halının altına süpürüldü. UEFA bağıra bağıra “Ceza vereceğiz” yaklaşımında bulunmasına rağmen, görmezden gelindi. Ülkemizin etkili ve yetkili isimleri görevini yapmadı. Camianın liderleri pozisyonundaki bu kişilerin basiretsizliği yüzünden de Türk futbolu tarihi bir yara aldı. Şikeye bulaşan kişiler yüzünden kara bir gün yaşarken, yine Türk futbolunun önde gelen kişileri bu kötü zemine resmen çanak tutmuş oldu. Koltuktan inecek UEFA’nın bu kararı sonrası Yıldırım Demirören başkanlığındaki Futbol Federasyonu için geri sayım başladı. Demirören federasyonu, dünkü UEFA kararı ile çıkmaz bir yola girmiş oldu. Şike sürecini iyi yürütebilmesi için iş başı yaptırılan Demirören, icraatları nedeni ile pek çok kesimden tepki topladı. Disiplin yargılamasının ardından Trabzonspor’un hedefi olan Demirören, bir süre önce yürürlüğe giren 6+0+4 uygulaması ile de F.Bahçe dışındaki tüm takımların şimşeklerini üzerine çekti. F.Bahçe de “UEFA’da takımların savunması bizi ilgilendirmiyor” diyen Demirören’i bombardımana tutmuştu. G.Saray ve diğer kulüplerin de tepkisini çeken Demirören’in istifa edeceği, ya da muhalefetin olağanüstü genel kurula gideceği öğrenildi. ‘Hz. Ömer Mezardan Çıksa......’ Futbol Federasyonu Başkan Vekili Ufuk Özerten de ligin devre arasında Antalya’da yapılan seminerde “Adaleti ile tanınan Hazreti Ömer mezarından çıksa ve bu süreci görse, tekrar mezara girerdi. Ama biz bu işi çözümledik” demişti. Bu sözler, zafer sarhoşluğu içindeki federasyon yönetiminin konudan bihaber oluşunun göstergesi gibiydi. Federasyonun Avrupa’da temsil açısından yetersiz kalışı da bunda önemli rol oynadı. Bıçakcı 'Heykeli Dikimeli' Demişti UEFA Tahkim Kurulu’nda uzun yıllardır görev yapan Levent Bıçakcı bile 1 yıl önce yaptığı bir açıklamada “Olay kapandı. Yıldırım Demirören’in heykelinin dikilmesi gerekir” demişti. Bu şekilde kamuoyunun önemli bölümünün yüreğine su serpen Bıçakcı’nın, son çıkan cezalarla birlikte UEFA’nın içinde bulunmasına rağmen, UEFA’nın işleyişini yeteri kadar bilmediği gün yüzüne çıktı. “Konu kapandı” diyen bir başka isim Şenes Erzik oldu. UEFA Asbaşkanı görevinde bulunan Şenes Erzik, geçen yıl Ankara’da yapılan Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nda “Biraz zor oldu ama başardık. Süreci çok iyi yürüttük. Ceza olayı kapandı. Her ne kadar bazı kişiler UEFA’ya çeşitli ihbarlar da bulunsa da, alnımızın akı ile bu işi bitirdik” mesajı vermişti. Ancak Erzik de ters köşe olanlar arasına katıldı.

Editör: TE Bilisim