Ünlü Sinema Sanatçısı Marilyn Monroe’ya olan benzerliğiyle dikkat çeken Mardin’de yaşayan 4 çocuk annesi Melek Akarmut katalog çekimi için geldiği Trabzon’da Canan Kalaycı ile hoş bir sohbet gerçekleştirdi.
 
Trabzon’un ünlü mekanlarında gelinlik katalog çekimleri yapan Mardinli Marilyn Trabzon’un doğasına, tarihine, insanına hayran kaldığını söyledi. Akarmut, saçları, gözleri, içten gülüşü ve bembeyaz elbisesiyle genç kızlara taş çıkardı ve herkesi kendine hayran bıraktı.
 
5 Yıldır Mardin’deyiz
 
TAKA: Hollywood yıldızı Marilyn Monroe’nun Mardin’de yaşayan ve ona çok benzeyen ismiyle beraberiz. Trabzon’a hoş geldiniz, sizi biraz tanıyabilir miyim? Mardin’de mi yaşıyorsunuz, Mardinli misiniz?
 
AKARMUT: Aslen Afyonluyum,  eşim Adanalı. Eşim askeri görevli olduğu için Türkiye’nin birçok ilini gezdik. Mardin’e de çok severek, isteyerek gittik. 5 yıldır Mardin’deyiz. İki kız, iki erkek 4 çocuk annesiyim. Çocuklarım hep başka şehirlerde doğdu. Ev hanımıyım. Hem modellik yapıyorum hem de bazı firmaların katalog çekimlerinde yer alıyorum.

 
Mardin Halkına Vefa Borcum Var
 
Sizin Marilyn Monroe’ya benzerliğiniz nasıl ve nerede fark edildi? Hakikaten çok benziyorsunuz. Özellikle, saçlarınız, gözleriniz ve gülüşünüz. Fotoğraflarınızı yan yana getirdiğimde hiçbir fark göremiyorum.
 
AKARMUT: Aslında bu konuda Mardin halkına vefa borcum var. İlk onlar benzetti. Benim makyajsız ve doğal halim daha çok benziyor. Mardin’de modacı bir arkadaşım Marilyn’in o meşhur beyaz elbisesini benim için hazırladı. Sonrasında basında bir çok haberim yer aldı. Avrupa basınında çok ilgi gördü. Özellikle Arap ülkelerinde fenomen oldum.
 
Kim Olduğunu Bilmiyordum
 
TAKA: Mardin sokaklarında da hep böyle bakımlı, kostümlü mü geziyorsunuz? Belki dışarda ona benzeyen sizin gibi onlarca kadın var. Ama siz eğer ona benziyorsam onun gibi olmalıyım mı diyorsunuz ya da aynanın karşısına geçip acaba gerçekten söyledikleri kadar ona benziyor muyum diye sorguluyor musunuz kendinizi?
 
AKARMUT:Ben Marilyn Monroe’ya benzetildiğimde inanın onun kim olduğunu dahi bilmiyordum. Benzetildim ve haberlerim çıkınca bana “Onun hakkında bilgi edin, sana sorular sorarlarsa bilgin olsun” dediler. Hayatını okudum. Çok zor bir hayatı olmuş, dünyanın sevdiği, hayran olduğu bir starın o şekilde ölmesi çok acı. 
 
En Büyük Destekçim Eşim
 
TAKA: Monroe’nun zor bir hayatı olmuş, siz de bir kadınsınız, bir annesiniz. Kendi hayatınızla onu kıyaslayınca dünyada zor durumda olan, şiddet gören, taciz ve tecavüze uğrayan, öldürülen kadınlara, küçük yaşta evlendirilen çocuklara, annelere bakışınız nasıl?

AKARMUT:Evet doğru söylüyorsunuz. Çok şiddet gören kadınlarımız var. Kadınlar hangi yaşta ve hangi konumda olursa olsun asla kötü davranılmayı hak etmiyor. Kadınlar, da çocuklar da, hayvanlar da her zaman sevgiye, ilgiye, şefkate muhtaç. Hepsinin korunması gerekli.  Düşünüldüğünde  hiçbir canlı şiddeti ve öldürülmeyi hak etmiyor. Kendimle kıyaslayınca benim çalışmalarımdaki en büyük destekçim eşim. O çok kültürlü ve çok kitap okuyan bir insan. Bizim evde hiçbir zaman yüksek sesle konuşulmaz. Ses tonumuz asla yükselmez, kavga edilmez. Her şeyi konuşuruz, birlikte karar veririz. Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde bir hayat sürdürüyorum, çocuklarıma da hep iyi ve ahlaklı insanlar olmaları yönünde tavsiyelerde bulunuyorum.
 
Elimden Her İş Gelir
 
TAKA: Evde Marilyn Monro’ya benzeyen bir eşin kendisine yemek ve çay hazırlaması konusunda neler düşünüyor?Bu kadar hamur işi seven biri formunu nasıl korur?
 
AKARMUT:(Gülüyor) Aslında el becerisi yüksek bir kadınım. Elimden her iş gelir. Mesela hamur işlerinde bayağı marifetliyim. Üç beyazdan kaçının derler ben tam aksine o üç beyaz benim hayatımda hep olmuştur. Çocuklarım çok yemek seçer. Sabahları uyandığımda o hayran olduğum köy kadınları gibi hamur yoğurur, her sabah yufka açarım. Çocuklarıma gözlemeler, börekler yaparım. Evimde 3-4 çeşit tatlı, pasta mutlaka bulunur. Bu arada içli köfte ve mantıda da hayli iddialıyım. İnanın hiç bir şey yapmıyorum.Bunun bünye ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Ama düzenli spor yapmayı çok isterdim. Biraz tembelim sanırım. Bol bol yürüyorum.


 
Çocuklarım Gurur Duyuyor
 
TAKA: Çocuklarınız sizinle nasıl vakit geçiriyor, Size olan aşırı ilgiden rahatsızlık duyuyorlar mı?
 
AKARMUT:Çocuklarım benimle gurur duyuyorlar. İyi ve anlayışlı bir anne olduğumu düşünüyorum.  Dışarı çıktığımızda insanlar etrafımızda kalabalıklaşır ve bol bol fotoğraf çektiririz. Ben de onlar da bu ilgiyi seviyoruz sanırım. Hiç kimseyi kırmamaya çalışıyorum. Mardin halkını çok seviyorum. Sevilmek her insan için güzel bir şey.
 
Doğum Günümü Burada Kutladım
 
TAKA: Bir başkasına benzemek onun gibi yaşamayı mı gerektiriyor? Her sabah kalkıp çok makyaj yapmalıyım, saçım şöyle olmalı, çok şık olmalıyım mı diyorsunuz? Yoksa şöyle bir pantolon bir tişörtle pazara gitmek alış veriş yapmak fikriniz var mı?
 
AKARMUT:Şu an 44 yaşındayım. Hatta 44. yaşımı doğum günümü burada Trabzon’da kutladım 6 Mart’ta. Pazara gidemiyorum çok istiyorum aslında. Rahat rahat gezmek, tezgahlarda bulunan ürünleri incelemek her kadını mutlu eder. Kalabalık ortamlarda bana olan ilgi daha çok. Bakın Marilyn Monroe burda diyorlar. Mardin yeniliklere çok açık bir şehir. Herkesi bağrına basar. Bu nedenle sanırım Medeniyetler şehriolmuş. Çok değerli dostlara sahibim Mardin’de. 5 yıldır orda yaşıyoruz, çok memnunuz. Beni bu halimle kabul ediyorlar, hiç yadırgamıyorlar.
 
Mardin’de Daha Rahatım
 
TAKA: Egelisiniz ve Güneydoğu da yaşıyorsunuz. İki kültürü karşılaştırırsak zorluk yaşadınız mı, bir tarafta zeytinyağlılar bir tarafta et ve baharat ağırlıklı yemekler, farklı kültürler farklı gelenekler?
 
AKARMUT:Oraya çabuk alıştım. Ben kendi memleketimde bile Mardin’deki kadar rahat değilim. Zeytinyağlılardan etli yemeklere döndüm. Hemen hemen bütün yemeklerini öğrendim. Geleneklerini seviyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse Ne Mardin’in reyhanisini ne de Ege’nin zeybeğini bilmiyorum sadece halayı öğrenebildim.
 
Kaliteli Bir Yapımda Yer Almak İsterim
 
TAKA: Marilyn Monroe’nun hayatını oynamak gibi bir hayaliniz var sanırım.     
 
AKARMUT: Oyunculuk hayalim var evet. Zaman zaman bu konuda teklifler alıyorum. Ajanslara kaydım var. Eğitim de aldım. Ama Mardin’de yaşadığım için İstanbul’a sık sık gidip gelme şansım yok. Bir hayli proje teklifleri geliyor. Ancak kaliteli bir yapımda yer almayı isterim. Tabii ki Marilyn Monroe’nun bir benzeri olarak onun hayatını konu alan filmde oynamak en büyük hayalim. Şu an yaptığım iş modellik, bundan da memnunum.   Bir klip çekimim oldu. Şarkı söyledim. Çok istiyordum yaptım. İçimde kalmasın istedim. Bu konuda çok amatörüm ama bir yerden başlamak lazım. İkinci üçüncü klibimi de mutlaka çekeceğim.
 
Şehrin İnsanı Çok Sıcak Kanlı
 
TAKA:Trabzon’a bir katalog çekimi için geldiniz, nasıl beğendiniz mi şehrimizi?
 
AKARMUT:Trabzon’a Doğu Ticaret firması aracılığı ile geldim. Trabzon benim çok merak ettiğim bir şehirdi. İnanılmaz güzel buldum. Doğası, havası çok güzel. İnsanları çok sıcak. Özellikle yemeklerine hayran kaldım. Akçaabat köftesi ve kuymak nefis. Böyle bir tat yok gerçekten. Çocuklarıma artık sabahları kuymak yapabilirim. Trabzon’a ilk defa geldim. Çok görmek istediğim ancak bir türlü fırsat bulup gelemediğim bir şehirdi. Allaha şükürler olsun ki bu dileğim yerine geldi. Benden bol bol oksijen istedi dostlarım. Birde Trabzonspor’dan çok bahsettiler.
 
Trabzonspor’un Yeri Bende Ayrı
 
TAKA: Hangi takımı tutuyorsunuz.
 
AKARMUT:Ben Galatasaraylıyım ama siz nasıl diyordunuz. “Bize her yer Trabzon” Trabzonsporu da çok seviyorum Anadolu takımı olduğu için. İnşallah bir gün Akyazı stadında bir Trabzonspor - Galatasaray maçını izleme imkanım olur. Davet edilirsem seve seve gelirim.
 
Mardin’de Bizim İzmir’de
 

TAKA: Trabzon ile Mardin kardeş şehirler projesi kapsamında bir hamsi şöleni gerçekleştirildi. Katılma imkanınız oldu mu?
 
AKARMUT:Evet duydum hamsi şölenini ancak katılamadım. Bu tür etkinlikler olursa mutlaka gideceğim bundan sonra. Çok güzel ve doğru zamanlanmış bir proje. Türkiye’yi Kürt, Arap, Alevi, Çerkez, Laz diye ayırmamak lazım. Mardin de bizim İzmir’de, Antalya da bizim Diyarbakır’da, Trabzon’da. Biz birlikte Türkiye’yiz. Benim eşim asker. Mardin halkı bize sahip çıkıyor. Beni kardeşleri, bacıları görüyorlar. Ben de onları seviyorum. Doğu ve Güneydoğu denilince birçok insanın aklına Terör geliyor maalesef. Doğu da Güneydoğu’da bir cennet. Oranın halkları çok misafirperver. Size gönüllerini, evlerini, yüreklerini açıyorlar. Ülkemizde herkes kardeş olmalı.  
 
36 Yaşında Hayatını Kaybetmişti
 
Sinema dünyasının en çok tanınan aktrislerinden biri olan Marilyn Monroe, 1962 yılında 36 yaşında hayatını kaybetmişti. Ünlü aktrisin, yüksek dozda sakinleştirici içtiği için yaşamını yitirdiği iddialar arasındaydı. Üç kez evlenen Monroe’nun son evliliği ünlü yazar Arthur Miller olmuştu. Pek çok ödüle aday gösterilen Monroe, “Altın Küre” ödülünü de kazanmıştı.
Canan KALAYCI