"NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ" GERÇEĞİ
 
Bizleri Allah'a kavuşturan son nefes, hakikatte rahmettir. Ondan korkanlar ve kaçanlar, hatta nefret edenler; ahiretin mezrası hükmündeki dünya hayatını nefislerinin köleliğinde geçirenler, Allah'la buluşmaya yüzü olmayanlardır. Bu ne büyük gaflet, bu ne büyük dalalettir. Allah'la yüzleşmekten korkmamak için Peygamberimizin getirdiklerine kulak vermek; istikametten şaşmamak, yani Kur'anî bir hayat yaşamak elzemdir.
           
Ölüme hazırlıklı olanların son nefesi, aylarca güneş altında tarlasını çapalayıp bin bir zahmet çekip de hasat vakti gelince bereketli bir mahsul bekleyenlerin ruh hâli gibidir.
           
Son nefes ömür takviminin son sayfasının buruşturulup zaman çöplüğüne atılmasıdır. Ne kadar isteseniz de bundan geri dönüş yoktur.  Zira verilen mühlet son nefesle hitam bulur. Zaman çarkı durur. Pişmanlıklar kişiye hiçbir fayda getirmez. Bunu bilip öylece yaşanmalıdır.
           
Bütün iktidarları yerle yeksan eden bir zaman dilimidir son nefes. Kul son nefesle çaresizlik hâlini yaşar. Dünyada bıraktığı mallar ona hiçbir fayda vermez. Sadece yaşarken tasadduk ettikleri onunla gelir. 'Yaşarken daha çok verseydim' diyerek keşkelere sarılır.
           
Son nefes Mevlâna gibi Hakk ve hakikat dostlarının gözünde şeb-i arus gibidir. O en büyük düğündür kalp gözü açık olanlar için. Çünkü gerçek dosta gitmenin milâdıdır son nefes. Siz hiç gerçek dosta giderken hüzünlenen ve hayıflanan birini gördünüz mü?
           
Son nefes dünya perdelerinin kapanıp ahiret perdesinin açıldığı demdir. Bu kısa zaman diliminde kelime-i tevhidi hatırlayıp zikredebilmek için bir ömür vahdet çizgisinde yaşamak gerekir. Eğer o doğrultuda yaşamışsanız, kelime-i tevhid hep aklınızın merkezinde olur,  diliniz onu zikreder. Şayet yaşarken kalbinizi makam mevki, şöhret, para ve şehvet gibi putlarla doldurmuşsanız, o ilâhî lâfız aklınıza gelmez. Hatırlatsalar da söylemeye diliniz dönmez. Çünkü hayat çizginiz tevhitten uzaktır. Son nefesiniz de onun uzağında çıkıp gider.
           
Son nefeste hiç kimsenin imanı garanti altında değildir. Zira şeytan peşimizdedir. Akıllı insan, yaptığı iyiliklere güvenip böbürlenmez. Çünkü kul havf ve reca(korku ve ümit) arasında yaşar. Kişi Allah'ın celâli ve azameti karşısında haşyet duyarken; lütuf, ihsan ve keremi karşısında da her daim ümitvâr olmalıdır. Celâl ve cemâl dengesi sağlanmalıdır.
           
Yaşarken Allah'ı görüyormuşçasına ibadet edenler için son nefes ilâhî bir bayramdır. Çünkü son nefesle birlikte ilâhî imtihanın getirdiği bütün külfetler son bulmuş, nimetlenme aşamasına geçilmiştir.  Bu, ödevini yapan bir öğrencinin öğretmenden pekiyi alması gibidir.
           
Geçen her gün bizi son nefese bir adım daha yaklaştırmaktadır. Öyle de, geride bıraktığımız günler bizi kabre bir adım daha yaklaştırmaktadır. Zira mühleti belli olan ömür sermayesi kula önceden takdir edilmiştir. Zaman rüzgârı estikçe ömür harmanımızdan bir şeyleri alıp götürmektedir. Geride kalan boşluk hiçbir şekilde doldurulmamaktadır.
           
Son nefes safların netleştiği, dönüşün olmadığı bir safhadır. Son nefeste imanla can vermek en büyük nimettir. Zira kulluk hayatı bir mayın tarlası gibidir. İstikamet yürüyüşünde kulu imansızlığa götürecek mayınlarla karşılaşmak, maazallah, onlara basmak ihtimali her zaman vardır. Onun içindir ki kişi attığı her adıma dikkat etmeli, istikametten sapmamalıdır.
           
Son nefes dünya elbisesinin çıkarılıp ahiret elbisesinin giyildiği andır. Bu elbise iman elbisesiyse onu giyen kula ne mutlu, şayet isyan elbisesiyse ona binlerce kez yazıklar olsun. Çünkü kurtuluş iman elbisesini kuşanmaktadır. İsyan elbisesini giyenlerin yeri cehennemdir.
           
Son nefes Hakk'a vuslatın eşiğidir. Bu eşikten geçenler, gönülleri ışık denizine döndüren cemalullahla nurlanırlar. Onlar için gecenin de gündüzün de bir hükmü yoktur. Zira onların ziyası, kalplerinde taşıdıkları bütün karanlıklara meydan okuyan iman güneşidir. Son nefesin eşiğinde takılıp kalanları hafakanlar basar. Onlar için gündüzler de gece hükmündedir.
           
Son nefes, ömrünü güzelliklere adayanların Cennetle mükâfatlandırılacağı vaktin müjdecisidir. O yüzden onlar için bir bayramdır son nefes. Dünya çöllerinden ahiret vahalarına gidişin çıkış noktasıdır. Dikenleri aşıp güllere kavuşmanın doyumsuz müjdesidir.
           
Azrail'in soluğunu ensemizde hissetmektir son nefes. 'Hayat' denen kısa oyunun son perdesidir. Bu bazıları için komedi, bazıları için trajedi, bazıları için de dramdır. Bunun ne şekilde olacağı hayat oyununu nasıl oynadığımız belirler. Öyleyse bin düşünün, bir oynayın.