Sevgi Kırıt
15 yaşında bir kız çocuğu...
Çocuğuydu!
15 cani tarafından önce uyuşturucu enjekte edilerek tecavüze uğradı!
Tecavüzle yetinmeyen katiller bu defa ona türlü türlü işkenceler ederek yavrucağı öldürdüler!
Bitmedi!
Ölen yavrucağın cesedi canilerce parçalara ayrılarak bir bavul içinde “nasılsa bulunamaz” sanılarak Ispartanın Gönen ilçesinde arı kovanlarının olduğu bir tarlaya atıldı.
Soruşturması 7 yıl süren bu vahşi olay sonrasında açılan davada yakalanan sanıklar, ağırlaştırılmış müebbet alarak ve ayrıca 28 yıla mahkûm oldular!
Keşke ohhh diyebilseydim...
Çünkü, yapılan itirazları değerlendirmeye alan üst mahkeme kararını vererek sanıkları tahliye etti!
Üstüne de katledilen çocuğun ailesinden mahkeme masraflarını isteyerek!
.........
Yaşar Kemal
Doğumu 1923-Ölümü 2015
Yazar der ki; Bu ülke de dört şey olmayacaksın!
Kadın
Çocuk
Ağaç
Sokak Hayvanı
1923-2019 yılları arasında geçen 96 yıllık ömrü boyunca değişen bir şey var mı?
Yok!
Kadının başına gelmeyen kalmadı!
Çocuğun da!
Ağacın da!
Sokak hayvanının da!
Toplumda infial yaratan her olay sonrasında, yalan söylemeyi meslek haline getiren siyasilerin basına yada Sosyal Medya hesaplarından “ sözün bittiği yerdeyiz!” gibisinden yaptıkları açıklamaları zerre inandırıcı bulmuyorum artık!
Seçimden seçime İDAM, CEZA diyerek oy isteyen, ama kendilerini de bu konu ile uzaktan yakından bağdaştırmayan sevgili siyasilerimiz...
Çocuklarımız tecavüze uğrar!
Normal bir olaymış gibi susar tepki vermezsiniz! Verdiğiniz tepkilerde, “ bana dokunmayan yılan kırk yıl yaşasın!” cinsinden!
Orman yanar!
Türlü türlü bahaneler üretirsiniz!
İsrail’e, Yunanistan’a kalkan yangın uçakları sıra bizim topraklara gelince “ teşkilat bu uçaklarla uçmak istemiyor!” der akla ziyan bahaneler üretirsiniz!
Ağaç kesilir, yok yukarı tarafta ki ağaçlar değil, aşağı taraftaki ağaçları kestik! Diyerek saçma sapan açıklamalarda bulunursunuz.
Masum sokak hayvanlarının başlarına gelmeyen zulum,eziyet kalmadı!
Altı üstü bir kanun bekliyoruz. Bir kanuncuk! Onu da görmezden geliyorsunuz?
Adli merciler var olan kanunu uygulamaz. Siyasiler olayın takipçisi olmaz.
Halk saç baş yolar!
.........
Bir topluma bu kadarı sizce de fazla değil mi?
Milletçe yıldık yeminle!
Ne zaman çözüm üretmeyi düşünüyorsunuz?
Ne kadar daha beklemeliyiz?
Sahi gerçekte siz ne işe yararsınız?
Hiç düşündünüz mü ne işe yaradığınızı?
Biliyorum ertesi güne tüm bu yaşanılanlar gündemden düşecek, yenileriyle meşgul olacağız. Bunlarda arada kaynayıp gidecek!
Ta ki yeni bir vahşet haberine kadar.
Sonra halk olarak bizler yine kahredeceğiz! 3-5 saat acılı,ağlak, isyankar paylaşımlar yapacağız. Aile arasında, günlerde bir börek bir çay arası ahlanıp,vahlanacağız!
Siyasiler yine” sözün bittiği yerdeyiz” deyip susacaklar...
Sonra unutup gideceğiz!
Anlayacağınız Yaşar Kemal’in dediği gibi...
“Umarım öbür dünya da Türkiye yoktur.”
...........
Gündem o kadar yoğun ki arada kaynadı gitti!
Biildiğiniz üzere 15 Temmuz günü korkunç olaylar yaşadık! 251 masum vatandaşımız FETÖ terör örgütü tarafından katledildi!
Şimdi bir soru sormak istiyorum... Devlet düzenini yıkmak için masum insanları öldürüp ülkeden kaçıp gidenlere ne denir?
Pek tabi, Vatan Haini!
Geçen haftalarda bu hainlerden birinin ailesi “Eskiye dayanan dostluk” denilerek üst düzey bir siyasi tarafından ziyaret edildi.
Kırıkkale de pastane sahibi FETÖ terör örgütü üyesi olarak hüküm giyen, bir oğlu da tutuklu olan firari Mehmet İşler’in ailesi kendi oğlu da Ak Parti İstanbul milletvekili olan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Üyesi Bülent Arınç tarafından ziyaret edilince 15 Temmuz gecesi geldi aklıma.
Hiç bir suçları yokken sırf vatanlarını koruma uğruna kana bulanarak ölümü seçen insanlarımız! Yetim,öksüz,evlatsız kalan aileler. Bir taraftan da onlara kurşun yağdıran hainler!
FETÖ'nün Balyoz kumpası mağduru emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok sosyal medya hesabından Fetö ile mücadele kapsamında ki Arınç'ın ziyareti ile ilgili...
“Bir kişi ile ancak bu kadar oluyor” deyince empati yaptım.
Kişi vatan haini de olsa aileleri suçlamak elbette doğru değil ama daha şehitlerin kanları kurumamışken devletin üst düzey kurumunun içinden biri tarafından yapılan bu ziyaret...
Sahi çok mu gerekliydi?
Yanan can kendinden olmayınca, böyle oluyor demek ki.