Trabzonspor için çok kritik ve önemli bir maçı daha geride bıraktık. Her ne kadar bu maçın sonucu beklentilerden uzak olsa da, ortaya konan mücadele için oyuncuları tebrik etmek isterim. Herkesin ortak görüşü, bu kadronun yetersiz olduğu yönünde, haklıda olabilirler ama dün akşam genç oyuncuların ortaya koyduğu mücadele, bu tezi çürütmüş olmalı. Çünkü sahada sahnelenen tiyatronun yönetmeni olan TFF, yönetmen yardımcısı MHK ve oyuncuları olan var’ın başında oturan ve sahada mücadeleyi yöneten hakemler, tam bir oscarlık performans sergilediler. Dolayısı ile müsabakanın sonucunu sahada mücadele eden oyuncular değil, bu emek hırsızları belirlemiş oldular.
 
Bu ülkede “VAR” sistemi değil, hangi sistem olursa olsun, değişen bir şeyin olmadığına, ligin doğal akışının nasıl değiştirildiğine dün akşam tüm Türkiye bir kez daha şahitlik etti. Ligin akışı diyorum, çünkü bu sonuç sadece Trabzonspor’u değil diğer takımları da yakından ilgilendiriyor.
 
Trabzon şehrine ve Trabzonspor’a bu kinin ve aşağılayıcı tutumun nedenini anlamak mümkün değil. Türk futbolunun dibe vurduğu bir dönemde, genç ve dinamik oyuncu havuzu ile, geleceğin milli takımını oluşturacak böylesine önemli bir projeye sekte vurmak ve bu oyuncuları daha işin başında yıldırmak, bezdirmek için yapılanların kabul edilebilir bir yanı yok. Maçın ilk yirmi dakikası Başakşehir takımına sahaya dar eden, ezici bir oyun sergileyen Trabzonspor’u ancak be şekilde durdurarak sonuç alabilirlerdi ve öylede oldu.
 
Ünal hocaya da küçük bir eleştiri yapmak isterim. Rakibe üçüncü bölgede bu denli yoğun baskı yapma yerine, kendi sahanda bu baskıyı yaparak alan daraltsan, rakip oyuncuların pas bağlantılarını keserek kazanılan toplarla hızlı hücumu denesen şimdi farklı konuşuyor olabilirdik. Hızlı oyun için ileri uçta gerekli oyuncu kalitesine sahipsin. Başakşehir takımında mücadele eden emekliliği gelmiş oyuncuların yürüyerek sonuca gitmesi düşündürücü bir durumdur. Bir önceki yazımda belirtmiştim, Ünal hoca gelişim aşlamasında olan bu genç yeteneklere takım oyununu öğretmelidir. 90 dakika koşup enerjisini tüketmeleri yerine topu koşturmalarını anlatmalı ve uygulatmalıdır.
 
Sonuç olarak, büyük umutlarla çıktığımız maçta, yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı maçı kaybettik. Bu maçta ki tek kazancımız, seyircinin yüreklerini ortaya koyarak mücadele eden genç oyunculara maç boyunca ve maçtan sonra sahip çıkmasıdır. Soyunma odasında yaşananlara isyan ederek gözyaşı döken oyuncuların durumu, başlatılan projenin ne denli doğru olduğunu gözler önüne seriyor. Trabzonspor’u ileriki dönemlerde başarıya götürecek ruh, soyunma odasında kendini ziyadesi ile göstermiştir.
 
Trabzonluyum ve Trabzonsporluyum diyen herkesin bu yaşananlardan sonra bir kez daha düşünmesi, bu camiaya bu travmayı yaşatanların bu gücü nereden aldıklarını bir kez daha analiz etmesi lazım. Yoksa arzulanan başarı bir hayalden öteye asla gitmeyecek ve bu camia nesiller boyu geçmişte elde edilen şampiyonluklarla avunacaktır.