Büyük güne az kaldı, seçime sayılı günler kala çoğumuz kafasında hangi partiye, hangi ittifaka oy vereceğini aslında belirledi diyebiliriz. Büyük gün diyorum çünkü bu seçim öyle bir seçim ki bütün devletlerin gözü kulağı bizde. Ortadoğu’dan Avrupa’sına, Amerika’dan Afrika’sına kadar bütün ülkeler bu seçimi takip etmekte.
                         
Cumhurbaşkanı adayları seçimi öyle bir havaya soktular ki ülke olarak ya mevcut yatırımları durdurup durağan ve tehlikelere açık bir devlet olacağız, ya da mevcut yatırımlara kat be kat yatırım ekleyip başta savunma, sanayi, ulaşım, turizm olmak üzere çeşitli alanlarda zirve yapacağız. Adayların en büyük taahhütleri ve projeleri hep yıkmaktan yana, satmaktan yana. İdealleri ve hedefleri büyüterek yapmaktan yana olan sadece mevcut iktidar.
                       
Peki, bu ortamda kime oy vermeliyiz? Hangi ittifakı desteklemeliyiz? Hangi Cumhurbaşkanını seçmeliyiz? Bugünkü şartlarda tarafsızım, ya da kararsızım desem yalan olur. O yüzden ben oyumu kime verip vermeyeceğimi şimdiden belirledim. Söylemlerinde devlete ve millete fayda getirecek icraat sahibini şimdiden kafamda seçtim. En demokratik hakkınız, kime oy vereceğiniz tabi ki size kalmış. Fakat bu hafta sadece kime oy vermeyeceğimi yazacağım.
                      
Baştan söyleyeyim, sizi bilmem ama ben “abdestsiz sokağa çıkmam “deyip “elli kere namaz kılmışlığım vardır” diyen birinin samimiyetine güvenip oy vermem. Elinde 53 kişinin kanı olan birini hapiste ziyaret edip serbest bırakmak isteyenlere oy vermem. Halkın sarayı olan milletin külliyesini “satacağım” diyene oy vermem. 3. köprüye muhalif olup 4.köprüyü yapacak olana, sonra da “o lafın gelişiydi” diyene oy vermem.  
                     
Cumhurbaşkanı olursam bisiklet kullanacağım” deyip seçim bölgelerine özel jetlerle gidenlere oy vermem. Seçilirse Başkomutanı olacak, fakat o Başkomutanı olacağı, şu günlerde Kandil’e operasyona giden o askerden ziyade, kendi moralini düşünen adaya asla oy vermem. Devletin televizyonu TRT’yi satanlara oy vermem. Ezelden beri düşmanımızın çok olduğu bu coğrafyada savunma sanayisine harcama yapmayacak olanlara oy vermem. Teröristlere inlerini dar eden, mazluma kucak açan, sınırlarımız ötesinde destan yazan en başarılı komutanımızın sadece bir programda siyasi konuşma yapan Başkomutanını nezaketen alkışladı diye apoletlerini sökmeye niyet eden apoletçilere asla oy vermem.
                     
15 Temmuz’da darbe ile iç savaş isteyip ABD’ye ve işgalcilere müdahalenin önünü açanlara destek verenlere asla oy vermem. Gezi olaylarını organize edip dış müdahalelere zemin hazırlayanlara asla oy vermem. Rus uçağını düşürüp Rusya ile aramızı bozmaya çalışanlara göz kırpanlara oy vermem. Baykal’a kaset kumpası kurup ana muhalefeti Atatürk’ün partisi olmaktan çıkaranlara da oy vermem.
                     
28 Şubatta Erbakan Hocama darbe yaparak Ecevit hükümetine yol açanlara oy vermem. Muhsin Yazıcıoğlu’na suikast düzenleyip kendi adamlarının önünü açanlara oy vermem. Turgut Özal’ı zehirleyip yeni bir siyasi oluşuma sebep olanlara oy vermem. Hrant Dink’i vurup diasporaya yol açanlara oy vermem. 
                    
AVM’ler tıklım tıklımken, tatil yerlerinde otellerin şimdiden dolduğu, trafikte lüks araçlardan geçilmediği ve herkesin elinde bir cep telefonu olduğu şu günlerde, her evde maaşsız insan yokken fakir edebiyatı yoksul siyaseti yapanlara asla oy vermem.
                   
Daha fazla anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz biliyorsunuz. Daha iyi bir gelecek için, çocuklarımızın yarınları için, ülkemizin selameti için, en iyisini en hayırlısını sizler de düşünerek karar vereceksiniz. Şimdiden bayramınızı kutluyorum. Memleketine sılaya dönenler lütfen yollarda dikkat etsin. Geç gitmek hiç gitmemekten iyidir. Unutmayalım hız yapmak yolu değil, yaşamı kısaltıyor. İyi haftalar.