CHP Trabzon Milletvekili,
24 haziran'da yapılacak seçimlerde aday listesine alınmadı.
Bana göre Pekşe'nin listeye girememesi güçlü potansiyelinden kaynaklanmaktadır.
CHP'de demokrasi anlayışının ne kadar yetersiz olduğundan kaynaklanmaktadır.
CHP'nin,
Ak Parti ve MHP gibi lider partisi olmaya karar vermiş olmasındandır.

Ama Sayın Pekşen,
"Trabzon'a yaranamadım." diyerek hemşerilerine sitem etmektedir.
Hayır!
Hemşerilerine yaranamamak ne demek?
Listeye alınmamanızdan hemşerilerin şok olmuş,
Şaşkınlıkları hala devam ediyor...
Bana göre siz Kılıçdaroğlu'na yaranamadınız.
*
Öyle ya,
Sizin Türkiye'nin her yerinde seçmen anlamında karşılığınız vardır.
Ve her yerde alacağınız oylar,
Seçilmenize yeter de artar bile.
*
O halde neden,
Ankara'da,
İstanbul'da,
İzmir'de değerlendirilmediniz?
Hayır,
Sorun kesinlikle Trabzon'da değil.
Hemşerilerinde değil.
Sorun Kılıçdaroğlunda.
Neden listeye almadığınızı,
Ona sorun...

TRABZON'UN AYŞE'Sİ

Önceki gün aradım.
Telefonu kapalıydı.
‘Küsmüş,
Telefonlara bakmıyor,’
Diye düşündüm.
Ama bir gün sonra tekrar aradım.
Telefonu açtı konuştuk.
Aklımdan geçenleri tekrarladım.
Güldü,
"Yok,
"Asla küsmedim.
Her şey nasip işidir" dedi.
*
"İmkanlar yetkilerle orantılıdır.
*
Kimseye yanlış yapmadım.
Zira yanlış yaparsanız doğru konuşamazsınız.

"Ben 3. teşebbüsümde vekil seçildim.
Belki ben seçildiğimde benden çok daha fazla hak edenler vardı.
Ama bana kısmet oldu.
Şimdi başka insanların nasipleri olacak.
Buna gücenilmez.
Ben, dün olduğu gibi bu gün de;
Trabzon'un Ayşe'siyim.
Yerim/durağım,
Toprağım Trabzon'dur.
*
Ben kendi öz eleştirimi yapıyorum.
Vekilliğim süresince üzerime hak geçmiş midir,
Yakınımdır diye?
Kimsenin hakkını hak etmeyene yedirmedim,
Verdirmedim.
*
Aynaya bakıyorum,
Gördüğüm yüz temiz bakıyor.
*
Güneyde,
Güneydoğuda halkın kardeşliği projesinin neferi olarak çalıştım.
Vekilliğim süresince her anı verilen görevi ifa etmek için harcadım.
Evet,
Bu anlamda mutluyum.
Kaldı ki,
Hizmet etmek için illa da vekillik şart değildir.
*
Kimseye borcum yok,
Alacağım da yok.
*
Siz çok önemlisiniz.
Çünkü tarafsızsınız.
O bakımdan dün olduğu gibi bu gün de,
Bundan sonra da,
Sizin değerlendirmeleriniz benim ilgimi çeker ve çekecektir" dedi."

CEVAT BİRİNCİ KIRGIN DEĞİLİM

Bu dönemin en yıldızı parlayacağı umulan Cevat Birinci ile görüştük.
"Milletvekili aday listesine girememiş olmaktan  kırgın değilim.
Biz siyaseti nefsimiz için,
Egomuz için değil,
Allah rızası için düşünüyorduk.
 
Ben her zaman "Allah hakkımızda hayırlı olan ne ise onu versin" diyen biriyim.
Bu sonuçtan sonra demek ki,
Hayırlısı buymuş diyorum.
Ancak şunu belirtmeliyim ki,
Halkımızın bana olan yoğun ilgisi ve teveccühü,
Maalesef Ankara'da karşılık görmedi.
Buna  rağmen,
Listeye girerek,
Sorumluluk alacak adaylara da gönülden başarılar diliyorum.
Hiç kimseye,
Kırgın,
Kızgın ve
Küskün değilim."

ANLAMIYORUM!

Anlamıyorum,
Aklımla,
Kılı kırk yarıyorum...
Ama gel gör ki,
Nedendir bu samimiyetsizlik  anlamıyorum.
*
Tecrübemle aza koyuyorum dolmuyor,
Doluya  koyuyorum almıyor.
Zira niçin görev ehline verilmez,
Anlamıyorum.
*
Dindarım diyen sakallılarla nice yıllarım geçiyor,
Nasıl dindardırlar,
Öyle ya her herzeyi yiyorlar.
Sonra da "Allaah!" diyorlar.
Anlamıyorum.
*
Hukukçularla hukuku konuşuyorum.
Bu ülkede en az olan adalettir diyorlar.
Bakıyorum;
Şaka mı bu söylenenler diyorum.
"Hayır tabi ki şaka değil" diyorlar.
Kafam zonkluyor,
Anlamıyorum...
*
Dinimiz İslam diyor,
"Gıybet günahtır.
Gıybet ölü eti yemektir."
Ama görüyorum ki,
Herkes zevkle ölü eti yiyor.
Herkes günah işliyor.
Nedendir, anlamıyorum...

PAPA MÜSLÜMAN GİBİ KONUŞTU

Hıristiyan aleminin lideri Papa Franciscus,
İslam'la terörün birlikte anılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sorusuna,
"Yalan ve  saçmalık" dedi.
Bu açıklama öyle pek sık rastlanır bir değerlendirme değildir.
Ama şimdi bizimkiler,
"Papa Franciscus gizli Müslüman" derlerse şaşmamak lazım.

HERKES HAFİYE OLMUŞ

Önceki gün bir genç adam parkta iple kendini asarak intihar etti.
Aman Allah'ım!
Herkes araçlarını durdurup parka geliyor ve cep telefonlarıyla adamı görüntülüyorlar.
İyi de ne yapacaksınız o fotoğrafları?
O parkta nice  güzel kuşlar.
Her renk açan çiçekler...
Ve daha ne güzellikler varken,
Canına kıymış bir mevtanın son halinden sana ne?
Nasıl bir merak bu?
Nasıl bir ruh halidir,
Anlamıyorum...

BU DEDE BAŞKA DEDE

Bu dede Ak Parti dedesi.
Ak partiyi çok seviyor.
O kadar seviyor ki,
"Ak partiye oy vermeyenin,
Namazı da orucu da gider "diyor.
 
Bu arada dedemiz sevimli.
Aksanlı konuşuyor.
Ağır konuşuyor...
Ama etrafındaki modern giyimli kadın ve erkekler
Gülüyor, 
Onu keyifle görsellerken,
Ona hiç bir şekilde kızmıyorlar...

BUTARİS'E AYIP OLDU

Yunanlı gençler çok ayıp ettiniz.
76 yaşındaki Selanik Belediye başkanını neredeyse linç edecektiniz.
Gerekçesi Türk dostu olması.
Atatürk'e saygı duyması.
*
Bakıyorum da o genç adamlar.
Nasıl da saygısızlaşmışlar.
Nasıl da insan olmaktan habersizmişler.
Nasıl de çürümüşler.
*
Bakıyorum da ,
Şiddet her yerde çirkin.
Şiddet her yerde ahlaksız.
Şiddet her yerde utanmaz...
*
Yine bakıyorum da,
Kendini siper ederek Selanik Belediye Başkanı Yiannis Butaris’i linç edilmekten kurtaran bir kadını, Belediye Başkan Yardımcısı ve
Belediye Meclisi Başkanı Gula Kalipso.
Evet,
Onca zalim bir insanı linç ederken,
Onu ölümden kurtaran bir kadın.
Demek ki neymiş.
"Adam" olmanın cinsiyeti yoktur.

FIKRA

Temel gazetecilikte daha adaylık dönemini yasamakta ve Trabzon 'dan İstanbul'daki haber merkezine telefonla haber yazdırmaktadır.
Ancak, telefon hatlarındaki ariza nedeniyle söyledikleri karşı taraftan anlaşılmamaktadır.
Haber Merkezindeki şef anlayamadığı,
"Trabzonspor" sözcüğünün kodlanarak söylenmesini ister.
Temel baslar: 
-Trabzon'un (T) si... 
-Tamam.
-Trabzon'un ( R ) si... 
-?... 
-Trabzon'un (A) si... 
-?... 
-Trabzon'un (B) si...
Deyince o ana kadar susan karşı taraftaki şef; 
-Oğlum Temel!
Sen ne diyorsun?
Ne biçim kodlama bu böyle?
Diye çıkısınca,
Temel kendinden emin su yanıtı verir: 
-Sen ne deysun sefum,
Trabzon'da habu harfler yok midur?