Üç yılın ardından ‘Bu ne maskaralık!’
 
“Bu ne maskaralık Süleyman Bey! Galiba darbe oluyor.”
 
“Şu an ne yapmamı isterseniz?”
 
“Çankaya Köşkü’ne geçin.”
 
Tarih 15 Temmuz 2016... Saat yaklaşık 20.45. Diyalog dönemin başbakanı Binali Yıldırım ile dönemin çalışma bakanı Süleyman Soylu arasında geçiyor.
 
FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümüne geliyoruz. 15 Temmuz’un ardından İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’yu hem bu köşede hem de gazetemizin pazartesi günü yayınlanacak özel ekindeki yazım için aradım. Amacım üç yılda terör örgütüyle mücadelenin ne aşamaya geldiğini öğrenmekti, sohbet ederken yukarıdaki satırlarda yer verdiğim diyaloğu anlattı. Ben de sizlerle paylaşmak istedim.
 
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın kendisini o gece arayarak, “TBMM’nin üzerinde uçaklar mı uçuyor” sorusunu yönelttiğini söyledi. Ardından da aralarında bu diyaloğun geçtiğini belirtti. İçişleri Bakanı’nın anlattıklarından devam edelim. Yıldırım telefonu kapattıktan sonra Soylu ile Abdulhamit Gül, Bekir Bozdağ, Mehmet Muş, Naci Ağbal, Nihat Zeybekci’nin de aralarında bulunduğu isimlerle temas kuruluyor ve Çankaya Köşkü’ne geçiyorlar. Soylu silahını da yanına alıyor. Çankaya Köşkü’ne gittiklerinde ışıklar kapalı. İçeri giriyorlar ve güvenlik görevlilerine talimat veriyorlar, “Tanımadığımız kimse kapıdan girmeyecek. Ne pahasına olursa olsun...”
 
TRT’nin darbecilerin elinden kurtulması, Ankara’daki mücadele, AK Parti örgütünün organize edilmesine Çankaya Köşkü’ndeki siyasilerin katkısı büyük oldu.
 
En Derin Çatışma Emniyet’te Yaşandı
 
O geceden bir kesit anlattıktan sonra gelelim FETÖ ile mücadeleye... Önce sizi 90’lı yılların sonuna götüreceğim çünkü ilk Emniyet teşkilatında örgütlenen FETÖ’nün neler yapabileceğini, amacını da örgütün karşısında yer alan, mücadele eden, örgütten büyük zarar gören Emniyet mensupları dile getirmişti. Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibinin ta o tarihlerde hazırladığı rapordan bahsediyorum. Raporda, “Gülen cemaatinin devlet içindeki yapılanması alışılmış örgütlenme modelinin dışındadır. Tarikata göre makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Mevcut bürokrat ve siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle ‘Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et’ taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altına almaya çalışmaktadırlar” ifadeleri yer alıyor.
 
“Ülkemizi bekleyen tehlikenin boyutu endişe vericidir” denilen raporu hatırlattım Süleyman Soylu’ya. Soylu, “Mevzi kapma ve yönetme, istihbaratı ve tüm Türkiye’nin bilgilerini ele geçirme mücadelesi ilk kez Emniyet teşkilatında başladı. Nihai amaçları için orayı ele geçirmeleri lazımdı. Kendi pisliklerini de en iyi bilen yapı orasıdır. Burayı ele geçirip, diğerlerini tasfiye edeceklerdi. Çatışma en derin şekilde Emniyet’te yaşandı” dedi.
 
Yöneticilerin Yüzde 99’u Temizlendi
 
Hemen ardından Soylu’ya FETÖ ile mücadelede gelinen noktayı sordum. İçişleri Bakanı, “Yönetici bazında yüzde 99 temizlendi. Yüzde 1 bilemediğimiz, çok gizli, kripto diyebileceğimiz yapılar olabilir” yanıtını verdi.
 
‘Hesapları Bitti’ Diyemeyiz
 
Peki tehlike geçti mi? Soylu, darbelerin farklı karakterleri olabileceğini belirterek, “O farklı karakterler önümüzdeki dönemlerde yine farklı şekilde tezahür edebilir. ‘Türkiye üzerine hesabı olanların hesabı bitmiş’ diyemeyiz. Bundan sonraki darbe denemelerinin meşruiyet alanlarının üzerinden gerçekleştirileceği kanaatindeyim” dedi. Kimsenin endişe etmemesini istedi. 15 Temmuz’un çok daha büyük bir sorumluluk verdiğini hatırlatan Süleyman Soylu, “Artık Türkiye’de bir darbe süreci denemeye kalkanlar, cenazelerini gömdürmeye fırsat bulamazlar” açıklamasını yaptı. Gelecek nesillerin böyle bir travma yaşamamasının en büyük hedefleri olduğunu anlattı. Sözlerini “Demokrasi bizim namusumuzdur” diyerek bitirdi.
Hande Fırat

Editör: TE Bilisim