“Kadının seçme ve seçilme hakkının olmadığı bir ülkede demokrasiden bahsedilemez diyen Mustafa Kemal Atatürk; 1930’da belediyelere seçilme hakkı, 1933’de muhtarlıklara seçilme hakkı,1934’de milletvekilliği seçilme hakkını vererek biz kadınları onurlandırmıştır. Dünya ülkeleri arasında seçme ve seçilme hakkını Türk kadınları 4. Sırada almıştır ancak bugüne baktığımızda kadın hakları sıralamamız 120. sıradadır. 1950’li yıllardan sonra siyaset kadınlar ve din üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Kadın ikinci sınıf vatandaşlığa itilmiştir. Unutmayalım ki demokrasi kadınların güçlü olduğu toplumlarda olur. Ülkemizde 17 yaş altı 15 bin kız çocuğu kayıp. Her 10 çocuk gelinden 4’ü ikinci eş. Kadın sığınma evlerimizde barınanların üçte biri çocuk gelin. Gençleri erken yaşta evlenmeye teşvik edenler, evlilik yaşını liselere kadar indirenler, çocuklarımızı ve kadınlarımızı aşağılamaktadır. Bu kokuşmuş yoz, bağnaz zihniyeti kınıyoruz. Bütün kadınlarımızı Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Atatürk Kadının Toplumdaki Yerini Tanımlamıştır
Türk Kadınlar Birliği Trabzon Şubesi adına açıklama yapan Ayşegül Akyüz, “Atatürk Cumhuriyet’in ilanından 9 ay önce Şubat 1923’te şöyle demiştir: ‘Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, sosyal toplum felçlidir’ Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini tanımlamıştır” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim