Trabzonspor’da 2 Aralık’ta gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul’da Ahmet Ağaoğlu başkanlığında oluşan yeni yönetim kurulunda yer alan Dış İlişkiler Koordinatörü Ahmet Fikret Gökhan, TAKA’ya konuştu.
 
Spor Danışmanımız Sadi Karakaş’a samimi açıklamalarda bulunan Gökhan, üç yıllık görev sürelerinde Trabzonspor’un başarısı için çalışacaklarını söyledi.
 
TAKA Ahmet Fikret GÖKHAN kimdir?
 
GÖKHAN: 07/12/1960 İstanbul Fatih’te doğdum. Sırasıyla Mecidiyeköy İlkokulu, Avusturya Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşetme Fakültesi’ni bitirdim. Evliyim. Lara ve Engin adında iki çocuğum var. İyi derecede Almanca ve İngilizce bilirim. Ulusal ve Uluslararası alanda asansör işiyle uğraşıyorum. Fabre Asansör ve Ventus Asansör adında şirketlerim var. Ayrıca Azarbeycan ve Gürcistan’da Alman Thyssenkrupp firmasının distribütörlüğünü yapıyorum. Trabzonlu ve Trabzonspor aşığı bir babanın oğluyum. Babam henüz 13-14 yaşlarındayken İstanbul’a amcasının yanına geliyor ve burada yerleşiyor. Dolayısıyla ben İstanbul’da doğdum. Ancak hiçbir zaman Trabzonluluğumu ve tabiiki de Trabzonsporluluğumu kaybetmedim.


 
Şimdi Sıra Bizde
 
Bazılarının aksine benim Trabzonsporluluğum 1971-72 sezonundaki PTT maçıyla başlar. Babam beni ve kardeşimi o zaman Trabzonsporlu yaptı. O maçta maalesef çok üzülmüştüm ancak yılmadım ve Trabzonsporumu büyük bir aşk ve tutkuyla desteklemeye devam ettim. Tabii İstanbul’da okula gidiyorum. O dönemlerde arkadaşlarımdan Trabzonspor’u bilen pek kimse yok. Beni çok kızdırıyorlardı. Fakat herhalde Karadeniz inatçılığının da etkisiyle tüm bunlara direndim. Ta ki 1973-74 birinci lige çıkışımız ve Kıbrıs’ta Barış Kupası’nı almamız ile rahatlamıştım. Artık tüm arkadaşlarıma karşı tek başıma daha dik durabiliyordum. Tabii ki daha sonra o büyük şampiyonluk yılı 1975-76, şanlı Trabzonsporum’la birlikte okulda benim de popülaritemi arttırmıştı. Hatta o zamana kadar yalnız olduğum mücadeleme yeni yeni Trabzonspor’u tutmaya başlayan az da olsa bazı arkadaşlarım eklenmişti. Zordur gurbette Trabzonsporlu olmak. Ancak şanlı Trabzonspor’umuz bana çocukluk ve gençlik dönemlerimde çok büyük mutluluklar yaşattı. Bugünlere gelmemde çok büyük katkıları oldu. Şimdi sıra bizde. İnşallah vefa borcumu en iyi şekilde ödeyebilmek için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışacağım.
               
Yönetici Rasyonel Olmalıdır
 
TAKA Trabzonspor’ da yönetici profili nasıl olmalı? Çok beklenti var. Özellikle maddi. Siz bunlar için ne söylemek istersiniz?
 


GÖKHAN: Bence Trabzonspor özelinde değil de genel olarak cevap vermek gerekebilir. Yönetici fikir üretendir, organizasyon yapandır, sosyolojiyi ve psikolojiyi iyi bilendir. Belki de en önemlisi taraftardır. Yani amatör duygularla bu göreve talip olmalı ama kendi işini idare ediyor gibi profosyonel davranış biçimleri sergilemelidir. Kulübünün menfaatlerini daima en önde tutmalıdır. Bir yandan başarıları hedeflerken diğer taraftan da kulüp ekonomisini gözetmelidir. Yani rasyonel olmalıdır. Futbol endüstrisinin bugün geldiği durumda kulüplerin yönetici katkılarıyla yaşaması mümkün değildir. Yöneticiler fikir üreterek kaynak yaratmalı ve bu kaynakları büyük bir titizlikle kullanmalıdır. Bence Türk futbolunun da Trabzonspor’un da kurtuluşu bu sistemden geçmektedir. Yönetim Kurulu olarak bizim de felsefemiz budur ve bu sistemin beraberinde hem finansal hem de saha başarılarını birlikte getireceğine inancımız tamdır.
 
Kendimize Güveniyoruz
 
TAKA Trabzon’da yönetici olmak çok zor. Genelde Trabzonspor’dan kimlik alan çok yönetici gördük. Sizin Trabzonspor’a bakış açınız nedir? Hangi projeleri verebilirsiniz?
 
GÖKHAN: Sorunuzda hem haklılık payı var hem de yok diyebilirim. Şöyle açmam gerekirse; evet bu dönemde Trabzonspor’da yönetici olmak çok zor. Açıkçası ateşten gömlek. Ancak biz yönetim olarak bu yükün altına girdik. Burası denizin bittiğ yer. Kendimize güveniyoruz. Özellikle alt yapı hamlemiz ve yetiştirerek şans verdiğimiz futbolcu kardeşlerimizle bu yükün altından kalkacağımızı düşünüyoruz. Yine üreten ve geçmiş yıllarda olduğu gibi genç kardeşlerimize şans vererek onları üst seviyelere getiren ve hatta günümüzde onları dünya futbol sahnesine kazandıracak bir organizasyonu yaratmaya çalışıyoruz. Nitekim de bunu meyvelerini almaya başladık. Bugün genç futbolcu kardeşlerimiz Avrupa’nın önemli takımlarının radarında hatta UEFA nın yetenekli gençler listelerinde yer alıyor.
 
Şampiyonluğumuz Dünya Nezdinde Tescillenmiştir
 
TAKA Ülke futbolu kaosta. Malum 2010-2011’de tescil olup verilmeyen şampiyonluğumuz var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
 
GÖKHAN: Bu konuda tek bir gerçek vardır; 2010-2011 Şampiyonu Trabzonspor’dur. Bu Türk adaletince de ve kamu vicdanında da tescillenmiştir. Ancak takdir edersiniz ki hukuki süreç devam etmektedir. Başkan Yardımcımız Önder Bülbüloğlu nezdinde CAS süreci büyük bir titizlikle takip edilmekte olup mümkün olan en kısa sürede lehimizde neticelenmesini beklemekteyiz. Bütün beklentim tüm Trabzonspor taraftarlarının olduğu gibi, en kısa sürede bizlerce malum olan şampiyonluğumuzun dünya nezdinde de tescillenmasidir.
 
Şampiyonluktan Sözetmek İçin Erken Ama Neden Olmasın
 
TAKA Trabzonspor Şampiyonluk potasında. Oyuncu olarak da eksiklerimiz var. Tam olarak sizin yapmak istedikleriniz nelerdir?
 
GÖKHAN: Şampiyonluktan bahsetmek için henüz çok erken. Daha oynanmamış 17 maç var. Biz yönetim olarak şampiyonluğu telaffuz etmiyoruz ancak neden olmasın demekten de kendimizi alamıyoruz. Biz yönetim olarak teknik heyetimize, futbolcularımıza ve en önemlisi de taraftarımızın desteğine çok güveniyoruz. Bu bileşenler bir araya gelip ahenk içinde çalıştığında başarının gelmesi kaçınılmazdır. Bizim hedefimiz hem borçluluğumuzu azaltmak hem de ligi bitirebileceğimiz en üst noktada bitirebilmek. Oyuncu eksiklikleri konusu benim konum değil. Bu konuda kendimi yetkin görmem. Muhakkak hocamız bir rapor verecektir, ancak eminim ki çıktığımız bu yolda en büyük oyuncu kaynağımız 1461 Trabzon kulübümüz ve altyapıdan gelecek gençlerimiz olacaktır. Benim görevim Dış İlişkiler Koordinatörlüğü. Hedefim son yıllarda yurt dışında hissedilir şekilde azalmaya yüz tutan Trabzonspor taraftar sayısını ve heyacınını derneklerimizle koordine ederek tekrar canlandırmak, çoğaltmak ve inşallah önümüzdeki senelerde sürekli yer alacağımız Avrupa Kupaları’na şimdiden hazırlanmak. İkincisi ise Sayın Başkanın da açıkladığı gibi biz futbolcu yetiştirip satan bir kulüp olacağız. Bu modellerle ilgili başarılı olmuş Avrupa kulüplerini inceleyerek kendi doğrularımız çerçevesinde sistemlerini adapte edebilmek. Benim idealim gün gelip görevi devrettiğimizde finansal açıdan ve organizasyon açısından sağlam temellere oturmuş belli kurallarla yönetilen sportif başarıları olan bir kulüp bırakmak.


 
Yönetimde Olmak Beni Çok Heyecanlandırıyor
 
TAKA Dünyayı geziyorsunuz, birçok yönetici tanıyorsunuz . Trabzonspor da büyük şirket . Sizce iyi yönetmek için ne gerekli?
 
GÖKHAN: Trabzonspor finansal büyüklüğü açısından büyük bir şirket. Ancak diğer yönden hitap ettiği insanlar, yani taraftar sayısı açısından çok çok büyük bir şirket. İnanın daha önce CEO olarak yönettiğim şirketin finansal büyüklüğü Trabzonspor’dan daha büyüktü, ancak böyle dinamikleri yoktu. Trabzonspor’un Yönetim Kurulu’nda olmak, beni hem çok heyecanlandırıyor hem de biraz korkutuyor. Taraftara ve camiaya karşı büyük bir sorumluluk taşıyorsunuz. Başta da söylediğim gibi amatör ruhla hissedip, profesyonelce yönetmelisiniz. Çok zor bir denklem. Bence dünyadaki hangi büyük ünlü yöneticiyi getirirseniz getirin Trabzonspor taraftarı olmadıktan sonra bu denklemde başarılı olması çok zor. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim, çok samimi ve uyumlu bir yönetimimiz var. Takım dinamikleri ve taraftarımızın inanmışlığı üst düzeyde. Tabii ki zaman zaman tökezlemeler olabilir, bizden vazgeçmesinler. Özellikle sahadaki genç kardeşlerimizin onların itici gücüne çok ihtiyacı var. Ancak hep birlikte başarabiliriz.
SADİ KARAKAŞ