Evet, 31 Mart geliyor.
Adaylar bir bir belirlenmeye başladı
Siyasiler harıl harıl  hazırlanıyor.
*
Görev alan  adaylar, kendilerine uygun  kıyafetleri satın almaya başladı bile.
Hatta aynaların karşısında konuşma provaları bile yapıyor olmalılar.
Çünkü, en uygun ve en etkili  halleriyle sokağa çıkmaları gerekir.
Bu arada ben de özellikle yeni adaylarımıza, bir kaç önemli tavsiyelerde bulunayım.
*
Mesela, ne olur; kimselere yerleri gökleri bağışlamayın.
Zira artık yemezler.
Çünkü çok duyuldu ve gereği yapılmadı bu abartılı vaatlerin.
*
Şayet, “Kazanırsanız bu şehre veya ilçeye ne vereceksiniz?”
Şeklinde bir sorusu gelirse,
“Gerekli mücadeleyi vereceğiz”  şeklimde yuvarlak ama gayretli olacağınızı gösteren demeçleri tavsiye ederim.
“ Ya olacak, ya olacak!”
Gibisinden afaki laflara hiç ama hiç gerek yok.
*
Bu arada,şehri dolaşırken,  gördüğünüz insanlarla en azından okkalı bir toka yapın.
Hatta, “Çak!” da yapabilirsiniz.
Ancak bunu yaparken mutlaka göz temasını ıskalamayın.
Çok sinir bozucu olur.
Bu durumda “Evde oturmanız daha iyi olurdu.”
Diyebilirim.
*
Tabi halkla temasların hasını Merhum Hasan Celal Güzel yapardı.
Elense misali, seçmeni ensesinden kendine çeker ve fena halde kucaklamasıyla meşhurdu.
Bu kucaklama eyleminin Trabzon’daki  temsilcisi hiç tereddütsüz sevgili vekilimiz  Muhammet Balta’dır.
*
Evet, güler yüzlü olun.
Zira, “Gülmesini bilmiyorsanız dükkan açmayın” der Cinliler.
Ayrıca Başkanlar gülmeli, gülümsemeli.
Çünkü, Gülünç ciddiyetler çağı kapanmıştır.
Zira o ciddiyetlerde fena halde kibir hissi saklıdır.
*
Evet, şimdilik bu kadar tavsiye yeter.
Haydi Türk demokrasisinin yolu açık, gazanız mübarek olsun...

ESKİDEN

Eskiden de siyasiler sert demeçler veriyorlardı...
Eskiden de siyasiler tozu dumana katıyorlardı...
Hatta birbirlerine zaman zaman, şimdikinden daha da katlanılmaz sözler sarf ediyorlardı...
*
Ama sonra bir araya gelip konuşuyorlardı.
Halkın gözü önünde,
Bir masa etrafında saygıyla ve nezaketle tartışıyorlardı...
Şimdi maalesef bu  yok artık.
Hiç yok!

Tam düşmanca demeçler.
Hem de, "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" dercesine.
*
Peki nedir bu böyle?
Bu mudur demokrasi rejimi?
Bu mudur halkın kendi kendini yönetmesinin adap-ı muaşereti.
Yok yok bu değil.
*
Lütfen sinir bozucu demeçlerden vazgeçin.
Lütfen, bizleri siyasi demeçlerinizle germeyin.
Her şeyimizi olsa da,
Mutsuz oluyoruz.
Dahası geleceğimiz adına korkuyoruz.
*
Ayrıca, hatırlatırım:
Güzel sözler söylemek; güzel konuşmak sünnettir.

SEN BİZİM ONUR'UMUZSUN

Trabzonspor'da kadro dışı kalan Onur Kıvrak, "Futbolu bıraktım" dedi.
Onur, "Trabzonspor'un Kaptanı olarak başka bir kulübün kaptanının arkasında sahaya çıkmam." Dedi.

Sevgili Onur!
 Adın gibi onurluymuşsun.
Ayrıca adam gibi Trabzonsporluymuşsun.
Ayrıca, aç gözlü paragöz değilmişsin.
Zira biz milyarlarına milyoncuklar katmak için, dolaşmadık kulüp bırakmayan futbolcular da biliyoruz...
*
Önceki gün Trabzonspor kalesinde yaptığın mucizevi kurtarışlarından oluşan bir videonu izledim.
Trabzonspor'a gelmiş geçmiş Şenol Güneş'ten sonra en büyük kaleci olduğunu bir kere  daha gösterdin.
Hakkını helal et.
Yolun açık olsun büyük Kaptan...

TRUMP YİNE SAHNEDE

Yemin ederim bu adam rahatsız.
İşi gücü problem.
Ama çözebilen cinsten değil.
Sorun çıkartan cinsten.
Eşi Melania Trump bile bıkmış adamdan.
*
Karşılama törenlerinde görüyoruz.
Hiç yüz vermiyor buna.
Yani demem o ki,
Şu yengemiz kadar cesur olabilirse, daha güzel olacak dünya.

Bir gün kalkıyor, önüne çıkana meydan okuyor.
Mesela, Kuzey Kore devlet başkanıyla fena halde restleşiyorlar.
Sonra,
Kapalı kapılar ardında ne cevap almışsa  HYPERLINK "https://www.ensonhaber.com/kim-jong-un.htm" \o "Kim Jong-un"Kim Jong'dan.
Kuzey Kore'ye karşı artık suspus.

Ama tabi suspus dedik de, tamamen sesi soluğu kesilmiş değil.
Zırvalayacağı en uygun coğrafya bizim diyarlar.
Bir "Gidiyorum" der.
Bir "Kalıyorum" der.
Bir "Tayyip Bey büyük lider" der.
Bir döner tehdit eder.
Bu ne zırtıl adam böyle ya!
*
Anlaşılıyor ki, bunlar iki şeyden anlıyor.
Bir, para,
İki, silahın gücü.
İkisi de bizde yok.
Yani onları doyuracak kadar para veya korkutacak kadar silah yok.

DOLAR

Bu Yecüc Mecüc susmadıkça.
Bu küstah sarışın, üstümüze geldikçe.
Bu dolar denen büyük kalpazanın pis parası.
Sahibine paralel olarak, ülkemizde ekonomik sorunlar çıkartıyor.

Düşünün,
Başka bir devlet.
Başka bir millet.
Binlerce kilometre uzaklardan geliyor, bizim ve diğer ülkelerin  her işine karışıyor ve karıştırıyor.
*
Evet, bu ahlaksız medeniyet.
Almış eline silahını, önce mazlum milletlere adeta mezarını kazdırıyor,
Sonra vurup vurup gömüyor.
*
Lakin, bir yürekli sestir.
"Zulme dayanan saltanatlar yıkılır."
Yıkılır elbet...

SEVGİLİ HİKMET KARAMAN

Hocalık kapasiteni bilmem.
Benim işim değil.
O teknik bir konu.
Hatta üzerime vazife de değil.
*
Ama seni fena halde Fatih Terim hayranı olarak görürüm.
O miminler.
Yan bakışlar.
Çatık kaşlar...
Zaman zaman agresif demeçler.
Sanki hık demiş, burnundan düşmüşsün Fatih Terim'in.

Bak bunu söyledim.
Bir şey daha söylemeliyim.
Rizespor'u küme düşüren sensin.
Buna rağmen kalkmış,
Trabzon'u, Trabzonspor'u nasılda hedef tahtasına koymuştun.
Tabi sadece sen değil.
Bu Trabzon düşmanlığına talip pek çok sorumlu ve sorunlularla birlikte....
*
Evet, Rizespor'un küme düşmesi beni üzmüştü.
Halen de o üzüntüm devam eder.
Keşke o maç gecesi Ersun Yanal,
Usta Yönetimi tarafından Trabzonspor'dan kovulsaydı.
Ama neyse oldu, olmaması gerekenler...
*
Şimdi bu günahın baş aktörü olarak:
"Trabzon'a laf etmek haddime mi?
"Beni Rizespor yöneticileri tembihledi" diyorsun...
*
Deme kardeşim.
Sus!
Bari bu kadar da ucuzlaşma.
Sen çocuk musun?
Senin aklın/vicdanın yok muydu ki, o gerilimli anlara benzin döküyordun.
Çok ayıp Karaman.
Fizik olarak çok benzediğin Fatih Terim, bu senin yaptıklarını asla yapmazdı.
Madem benziyorsun,  benzerliğin hakkını da ver be kardeşim.

FIKRA

Bir gün Temel'le Dursun yürürken,  
Dursun maddi sıkıntılardan yakınır.  
Canına tak ettiğini söyler.  
Temel de ona katılarak şöyle der: 
-Ula uşağum adamlar milattan önce 700 yılunda parayi pulmuşlar.  
Sene olmiş 2019.  
Pen hala pulamadum oni daa