AHMET SANCAK’TAN SİHİRLİ VE ŞİİRLİ GECE

Başta İstanbul ve İzmir olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinde  şiir dinletisi ve imza günleri yapan,
Şair ve yazar Ahmet Sancak,
24 Temmuz 2018 Tarihinde,
Trabzon Ortahisar Belediyesi çok amaçlı salonunda şiir severlerle bir arada oldu.
*
Şiir dinletisini canlı müzik ortamında sunan Ahmet Sancak'a,
Bu etkinliğinde,
Ünlü hemşerimiz ve Karadeniz müziğinin duygusal sesi,
Apolas Lermi,
Muhteşem sesiyle Tuğçe Varış,
Şair/yazar Yasmin Korkut,
Eşlik edip sahne aldılar.

Şair Sancak,
"Salonu dolduran şiir dostlarına birbirinden muhteşem şiirleriyle keyifli saatler yaşattı.
Özellikle "Yok mu bizim vatanımız/Esir miyiz biz"  şiiri adeta can yaktı.
Sancak,
Şair, ruhunun sesiyle konuşur" diyor.
*
Evet,
O bir işadamı,
Ama derdi,
Euro/Dolar değil.
O "Derdi güzel" adam!
O, sanatı tercih etti.
Şiiri,
Romanı.
Sevmeyi,
İnsan olmayı,
Kalbini kullanmayı sevdi,
Sevmeyi sevdi Ahmet sancak...
Gönlüne sağlık,
İyi ki varsın dost!

15 TEMMUZ VE YIL DÖNÜMÜ

Evet,
Bu malum kalkışmayı Türk milleti hiç hazmedemedi.
Zira bu necip millet,
Seçip iktidara getirdiği,
Adnan Menderes'i bu zihniyetlere  yedirmiştir.
 
Sonra 1971 Muhtırasıyla halkın oyu ile iktidara gelen  Süleyman  Demirel'i,
devirmelerine de kemane çalmıştır.
*
Sonra 80 darbesiyle tüm siyasiler Zincirbozan'a zorunlu ikamete gönderildiğinde,
"Yaşa var ol,
Kenan Paşa” demişti.
*
Sonra 28 Şubat'ta yapılan post modern darbe, koalisyonun bitmesini sağlamıştır.
Ve son olarak 15 Temmuz kalkışması.
*
Ama halk, "Artık yeter!" dedi.
Bedelini de,
Canını vererek ödedi.
*
Ve işte bu milat gösterdi ki,
Lafta değil,
Gerçekten de demokrasinin en büyük unsuru halktır.
Halk susarsa,
Kan kusar.
Ve susmadı ...
*
Önceki gün darbenin 2. yılında,
Yüz binler,
Kutlamalara katıldı.
Başkan,
Günün mana ve önemine uygun anlamlı konuşmalar yaptı...
Evet,
"Artık bu ülkede kafasına esen darbe/marbe yapamaz."
Dedi.
*
Lakin,
Bu kutlamalar sırasında isterdim ki,
Her daim devleti ve milletinin yanında olan,
Merhum Kamer Genç'in mezarı da ziyaret edilseydi.
*
Zira o,
Türkiye Cumhuriyetinin cesur yürekli bir neferiydi.
Mecliste,
"Şu Fetullah kimdir?
Neyin nesidir?
Amacı nedir?
Bakın sonra pişman olursunuz.
*
Benim için fark etmez,
Beni bilenler biliyor.
Bu adam size zarar verir..."
Demesi hala aklımdadır.
Aklınızda olmalıdır.
*
Hatırlanırsa darbe sonrası,
İktidarıyla,
Muhalefetiyle birlik olunmuştu.
Demokrasimize sahip çıkan önemli mesajlar verilmişti.
Ya şimdi?
*
Şimdi,
"Sen FETÖ'cüsün!
Sen de FETÖ'nün siyasi ayağısın!
Sen o zaman FETÖ'nün kolu bacağısın!
Sen de kulağı,
Midesi,
Böbreğisin  gibi bitmeyen suçlamalar...
*
Oysa beraber ıslanmıştık o gece,
O kirli kurşun yağmurunda.
Beraber çıkmıştık o gece sokaklara cesurca.
Beraber saldırdık ihanetin tanklarına...
Ve beraber gazi olduk,
Şehit olduk o gece...
*
Niye tehlikeler geçince kapılarımızdan,
Neden sevgileriniz de alıp başını gidiyor,
Kalbimizden.
Neden uslanmıyor agresif dilimiz?
Ben de bunları düşünüyorum şimdi.
Sahi neden?

İÇİMDEN GELDİ

Neredeyse ağlamayan hiç bir siyasetçi yok.
Hem de hüngürlüsünden,
Duygusalından,
Merhametlisinden...
*
Bu duruma milletçe fena halde,
Acı çekiyor/ üzülüyoruz...
Bu itibarla diyorum ki,
*
"Ey siyasiler!
Neden bu kadar çok ağlıyorsunuz?
Sizi ağlarken gördüğümüzde,
Ağlama krizlerine girer olduk gayri...
*
Hep sizin derdinizle sarardık/solduk.
Yoksa ağlamanıza biz mi sebep olduk.
*
Nedir,
Maaş mı yetmiyor?
Halk mı,
İtaat etmiyor?
*
Oysa cüzdanlarınız,
Dolar dolmuş.
Cepleriniz Euro.
Ne olur ağlamayın,
İçimizi dağlamayın.
*
Öyle dalmayın derine,
Biz ağlarız,
Hepinizin yerine..."

AYNI FİKİRDE OLMAK!

Aynı fikirde olmak iyidir zaman bazen.
Yol arkadaşlığıdır.
Fikirdaşlık,
Arkadaşlıktır.
Lakin her şey değildir.
 
Düşünün,
Aynı fikirdeyiz.
Aynı anda  ayanı mağazada aynı ürünü almak isteyen;
Binlerce,
Milyonlarca,
Hatta milyarlarca kişiden biriyiz.
Aman Allah'ım!
Yeriz birbirini,
Yeriz...
Hem de aynı fikirden insanlar olarak.
*
Mesela,
Herkes o pazar deniz gidiyor.
İlla da o plajda denize girecek.
Mesela,
Tüm erkekler,
Yani yüz milyonlarca erkek  aynı fikirde oldukları için aynı kızı seviyorlar.
Hem de ölümüne...
Nasıl bir bela?
*
Demek ki,
Aynı fikirden olmak da o kadar hoş bir şey değil.
*
Problem farklı fikirler değil.
Sorun,
İnsanın insana bakışında,
İnsanın insanı önemsememesinde.
İşte o eksikliğimizi giderebilirsek.
Dünya işte o farklılıklarla muhteşemdir.
Allah işini bilir...

FIKRA

Adamın biri sinemaya gider.
Tam sinemada film baslarken önüne saçını
kazıtmış biri oturur ve sinemanın ışıkları bu saçını kazıtmış adamın
kafasına vurur…
Arkasındaki adam bir turlu filmi izleyemez.
Adam içinden,
“Şunun ensesine bi tane yapıştırayım” der.
Sonra, “Oğlum adam iri yari…
Ellese bile beni parçalar” diyip vazgeçerken yanına Temel oturur.
Adam Temel’e donup “Su kafasını kazıtmış adamın ensesine bi tane vur sana 50 tl vereceğim” der.
Temel de 50 lirayı duyunca dayanamaz ve adamın ensesine bi tane yapıştırır ve devam eder.
“Ulan Hasan sen burada miydin” der.
Adam dönüp “Ne Hasanı kardeşim” der.
Temel de “Pardon kardeşim karistirdum” der ve adam önüne dönünce 5o Tl'yi alır.
Adam dayanamaz ve Temel’e dönüp,
 “Kardeş bi tane daha yapıştır sana 100 lira vereceğim” der.
Temel bi tane daha adamın ensesine yapıştırır ve ilave eder,
“Hasan sensin be!
Yeme peni”
Adam tekrar dönüp,
“Hasan değilim kardeşim be ” diyip ön koltuklardan birine oturur.
Temel’in yanındaki adam artik filmi bırakıp bu kafasını kazıtan adamı aramaya baslar ve bulur hemen Temel’e dönüp, “Bak kardeşim işte oraya oturmuş.
Git ensesine bi tane daha vur,
Sana cebimdeki tüm parayı verecem” der.
Temel hemen kafasını kazıtmış adamın arkasına geçip ensesine bütün gücüyle bi tane daha  yapıştırıp,
“Ulan Hasan burda miydin,
Pen de yarim saattir arkadaki adami sen sanıp ensesine vuruyorum” der…