HAYDAR REVİ

Düzgün insandır.
Şahsi çıkarları için siyaset yapmayan nadir insanlardandır.
Nezaketlidir,
Yol yordam bilir.
Kibirli ve kaprisli değildir.
Her işte vardır,
Ama kendini göstermeyi sevmez.
Doğruya doğru der,
Zoru görünce çark etmez.
Kendisiyle bir sohbet fırsatı bulduk ve Trabzon'u konuştuk.
Memleketin halini ahvalini konuştuk.
İşte Revi'nin söyledikleri.

"Ben yıllardır ekip çalışması içerisinde olmuş biriyim.
Siyasette de hep bunu uyguladım.

Ben istişare isterim.
Şehrime hizmet isterim
*
Uyumlu bir çalışma ortamı isterim.
Öyle "ben yaptım oldu"
Anlayışı kabul edilemez.
Bu tür yaklaşımlar partimizde kırgınlıkların çoğalmasına gider.
Biz bir ekibiz.
Ekip olmalıyız.
Dediğim gibi istişare şart."

TRABZON'A DIŞARIDAN YÖNETİCİ GETİRMEK GEREKSİZ

"Trabzon olarak,
İnsan kaynaklarımız iyidir.
Bizim insanımız her zaman önemli görevler üstlenmiş kimselerdir.
Türkiye'yi yönetmeye taliptirler.
İşte bürokrasi ve siyasi arenada bunu görebiliyoruz.
*
Trabzon böylesine değerli vatan evlatları,
Lider insanlar yetiştirmişken,
Dışarıdan bu şehre "yönetici" diye adam getirilmesini çok gerekli görenlerden değilim.
Dedim ya Trabzon'un insan kaynağı güvenilirdir.
Çalışkandır.
İşinin erbabıdır.
*
İtiraf etmeliyim ki,
Bana bu görev verildiği zaman şaşırmıştım.
"Ben mühendisim.
Siyasetten anlamam" demiştim.
Ama büyüklerimiz öyle layık görmüşler.
*
Bizde vazife kutsaldır.
Kendimize olan saygımız,
Memleketimize ve partimize olan sevgimiz ağır bastı ve
"Ya bismillah!" Dedik,
Göreve başladık ve devam ediyoruz...
*
Gelecekte Ak Partideki konumum ne olur bilemem.
Cumhurbaşkanımızın ve parti teşkilatımızın takdirine bağlıdır.
Ama her zaman olduğu gibi verilen görevi de en iyi şekilde yapmanın gayretinde oldum,
Olacağım."

KANUNİ BULVARI HIZLA İLERLİYOR

"Hükümet olarak,
Vaat edilen yatırımlar mutlaka yerine getirilecektir.
Hatırlarsanız,
Seçime kadar dünyalar vaat edilirdi.
Sonra seçim gelir geçer.
O vaatler unutulurdu.
Ama Ak Parti hiç böyle bir politika izlemedi.
Halkımız gördü ki,
Sayın Erdoğan söz verdi mi,
Mutlaka yerine getirilir.
Bizim hizmet anlayışımız samimiyettir.
*
Trabzon için bu gün en önemli proje,
Kanuni Bulvarıdır.
Onun için ekonomik sorunlara rağmen,
Kanuni Bulvarını bitirmeye çalışıyoruz.
Yıl sonunda Boztepe'ye kadar olan bölüm bitecek ve hizmete sunulacak.
Evet, ben Kanuni Bulvarını bu aşamada Çevre Yolundan daha çok önemsiyorum.
Demir yolu elbette gelecek.
Bu artık bir devlet projesi."

OTOGAR YİNE AYNI YERDE YAPILMALI

"Yeni terminal binası şart.
Ama çimento fabrikasının yerine değil,
Yine aynı yerde ve daha geniş bir alanda  yapılmalı.
*
Şehir Hastanesi elbette çok gerekli.
Trabzon bunu hak ediyor.
Ama hastane için yaklaşık 300 dönüm arazi şart.
O araziyi bulmak çok zor.
Ancak vazgeçmiş değiliz,
Araştırıyoruz...
*
Sağlık sorunum  Allaha şükür iyim.
Tedavilerim devam ediyor.
Moralim iyi.
*
Sanat bizim ortak değerlerimizdir.
Sanata çok önem veriyoruz ve vermeliyiz.
Çalışan üreten sanatçılarımız kentimizin yüz akıdır.
Ancak sanatçı politik olmamalıdır.
O makul ve adil çizgisinde kalmalıdır.
Dedim ya,
Yaptığı veya yapacağı eleştirilerde,
Ona saygı duyabileceğimiz bir tarafsızlık noktasında durmalıdır.
Dedi.
*
İşte bunları söyledi,
Ak Parti İl Başkanı Haydar Revi

BAŞARI VAR TAKDİR YOK

Karadeniz'den yapılan ihracatın yüzde 25’i sadece Trabzon'dan.
Evet,
Artvin,
Rize,
Trabzon,
Gümüşhane,
Giresun,
Ordu,
Samsun,
Sinop,
Amasya,
Tokat.
Çorum,
Kastamonu,
Karabük.
Zonguldak,
Düzce
Bolu
Yani Karadeniz olarak yüz birim mal ihraç ediyor.
Trabzon tek başına bunun yüzde 25'ini sağlıyor...
Buna, "Tebrikler sana Trabzon!" denir.
*
Denir ama,
Bu başarı bu şehre ne yazık ki,
Geri dönmüyor.
Hala bu şehrin,
Şehir Hastanesi yok.
Hala bu şehrin,
Çevre yolu yok.
Hala bu şehrin Yatırım Adası yok.
Hala bu şehrin,
Lojistik Merkezi yok.
Hala bu şehrin yeterli kapasitede havaalanı yok.
Daha sayayım mı?
Bu şehir üretimden gelen bunca gücüne rağmen,
Cüce muamelesi görüyor...
İşte bu çelişkiyi,
Bu haksızlığı hala neden görmez Ankara,
Anlamıyorum.
 
MOUSTAFA JACOUB

Karikatüristler de vefasız olabilir.
Karikatüristler de kafasız olabilir.
Karikatüristler de,
Yalaka ve yavşak olabilir.

İşte Amerika'ya sığınan,
Suriyeli karikatürist,
Moustafa jacoub da,
Bunlardan biridir.
*
Yahu Moustafa!
Şu karikatürü çizerken hiç mi utanmadın.
Hiç mi insaf etmedin.
*
Bir ülke düşün;
Senin ülkenden,
İnsanlıktan,
Merhametten başka,
Hiç de mecburiyeti  olmadığı halde,
Sırf din kardeşi diye,
Sırf insan diye,
Sırf zor durumdalar diye,
4 milyon insanı ülkesine kabul etmiş bir Türkiye'yi incitiyorsun.
*
Bak Moustafa!
Hazreti Peygamber Taif'te taşlayan zihniyetin ta kendisidir..
‹flte bu nankörlüktür sizi ve Suriye'yi bu hallere koyan.
Anla bunu Moustafa!
Ha bu arada,
Karikatürist olabilirsin.
Ama,
Sanatçı değilsin.
Cahilsin çünkü.
Ve de nankör.
Ve de esirsin ihtiraslarına.

FIKRA

Hoca Nasreddin,  
Parasını geri istemek için defalarca kapısını çalan alacaklısına kapıyı açmış. 
- Yakında... Yakında paranı ödeyeceğim, demiş. 
- Ne zaman? 
- Dinle bak... Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim. 
- Eee? 
- Bu tohumlar ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak... 
- Peki anladım, ya sonra? 
- Bu caddeden çok koyun sürüsü geçer. Geçerken, geçen koyunların yünleri çalılara takılacak. Ben de yünleri toplayacağım. Bizim hanım bunları eğirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara götürüp satacağım ve paranı geri ödeyeceğim.
Adam bu saçma plan üzerine kahkahayı basar. O zaman Hoca, der ki; 
- Parayı peşin görünce nasıl da gülersin değil mi, seni köftehor seniii...