CHP’nin İstanbul Adayı Trabzonlu Ekrem İmamoğlu’ndan samimi açıklamalar
 
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da CHP’nin büyükşehir belediye başkan adayı olmaya hazırlanıyor. Peki kimdir, onu adaylığa götüren taşları nasıl döşedi? Yakında adını daha sık duyacağımız İmamoğlu’yla buluştuk. İmamoğlu iddialı: “Tanıdıklarında beni çok sevecekler. O kadar sevecekler ki “Bu benim evladım, kardeşim” diyecekler. Gün gelecek, Cumhurbaşkanı da bana oy verecek.”
 
Öncelikle sizi, ailenizi tanımak, çocukluğunuzu nasıl bir ortamda geçirdiğinizi konuşmak istiyorum...
 

EKREM İMAMOĞLU: Tabii… 1970’te Trabzon’da doğdum. Köyümüz Cevizli, Akçaabat’ın sahilden yaklaşık 12 kilometre içerisinde küçük bir köy. Ailemizin iki katlı taş yığma bir evi var. Babamla amcam evlenince yanında benim doğduğum evi yapıyorlar. Aslında ufacık, tabanda 60 metrekarelik bir ev. Altında ahır yer alıyor, çünkü ineklerimiz var. O zaman tarım da yapan bir aileyiz. Ticaretle de uğraşıyorlar. Tarlamızda tütün ekilirdi. Tütün favori üründü, iyi para kazandırırdı. Annem-babam akraba, hala-dayı çocukları. Annem çok şefkatli, aynı zamanda çok çalışkan bir kadın. Anneyle daha çok vakit geçiriyorsunuz, çünkü babam ticaretle uğraşan bir işadamı. İnşaat malzemesi toptancısı. Anneyle büyüdüm aslında. İki kardeşiz. Benden 9 yaş küçük bir kız kardeşim var. Aslında aile planlamasına uymuşlar. Babam, ANAP’ın Trabzon’da kurucusu ve merkez ilçe başkanıydı. Bir toplantıda vali bey babamı “Bak ne güzel, Hasan Bey’in iki çocuğu var” diye örnek gösterirdi. Ben babamın yaptığını yapmadım, üç çocuğum var.
 
Siyasete ilginiz babadan geliyor, öyle mi?
 
EKREM İMAMOĞLU: Açıkçası 60’ların sonundan itibaren ülkücü ve MHP’li. Ama fanatizmi yok. Aynı dönemde lisede okuduğu solcu arkadaşları “Bizim Hasan sağcıydı, ülkücüydü ama başımız sıkışsa gelir bize yardım ederdi. Bazen bizi polisin elinden alırdı…” diyor. Gurur duyuyorum tabii. Beni de farklı yetiştirdi, hiç patron çocuğu gibi değildim mesela. Ameleydim, bulaşık yıkadım ya da çıraktım. Üniversiteden sonra ancak onunla yan yana durabildim.
 
Başka Siyasi Partilerden Teklif Aldım
 


Babanız muhafazakâr, siz nasıl CHP’li oldunuz?
 
EKREM İMAMOĞLU: Babamın siyaset yaptığı yıllarda lisedeydim. Babam bir seçim kaybediyor. Milletvekilliği tercihinde de kendisine bir yanlış yapılıyor, küsüyor. Kardeşlerine diyor ki, “Ben ticareti de Trabzon dışında yapacağım.” Böylece 1987’de İstanbul’a geliyoruz. Siyaseti de bırakıyor. Benim ANAP’a bir sempatim vardı tabii ama rasyonel bir adamım. Hatta İstanbul il yönetimine davet edildim. Mükerrem Taşçıoğlu o dönem il başkanı. Toplantıda ayağa kalktı, “Yeni yönetim hayırlı olsun, şunlar şunlardan oluşuyor, hadi başlayın” dedi. Tam gidecek, elimi kaldırdım. “Ben Güngören’den geliyorum, ticaretle uğraşıyorum, üniversiteyi bitirmek üzereyim. Kendimi tanıtıp, görev almak isterdim ama siz görev dağılımını yaptınız ve gidiyorsunuz. Birçok arkadaş var, tanımak isterim, hatta siz de tanısanız iyi olabilir” dedim. Döndü, masaya oturdu ve “Doğru söylüyor, hadi hepinizi tanıyalım, görev dağılımını haftaya bırakalım” dedi. Haftaya tek bir değişiklik olmuştu. Surdışı il başkan yardımcılığını bana verdiler. Dolayısıyla böyle 5-6 ay ANAP’ta siyaset yaptım aslında. Kendimi daha çok ifade etmek, bir şeyler yapmak istiyordum. Ben cumhuriyetin değerlerine inanan, İstiklal gazisi bir dedenin torunu olarak Atatürk sevgisiyle büyümüş, Türkiye’nin her değerini bilen, hisseden, 5-6 yaşından beri din eğitimi almış, inançlı, herkese eşit bakabilen biriyim. Evet, muhafazakâr bir aileden geliyorum ama sosyal demokrat değerlerle üniversitede tanıştım. Bu değerleri benimsedim, inandım. 2008 yılında siyaset yapmak için gerekçelerim vardı ve adresim CHP’dir dedim. Başka siyasi partilerden teklif aldım ama hiç düşünmedim.
 
Hayal Ederek Büyüdüm

 

Neydi CHP’de siyaset yapma gerekçeleriniz?
 
EKREM İMAMOĞLU: CHP’ye gitmemin altındaki gerçek şuydu: Yaşadığım yerdeki (Beylikdüzü) yönetim sistemini beğenmiyordum. Oysa ben Beylikdüzü’nü hayal ederek büyüdüm. Burada binlerce konut ürettik, ticaret hayallerim ama aynı zamanda yaşam hayallerim vardı. İki çocuğum burada doğdu. Yöneticilerin kente, insana bakışı, partizanlık duygularından mutsuzdum. Düzenden şikâyetçi olacak biri değilim, mücadele etmeliyim deyip, siyaset kararı verdim. Toplumun her kesiminden tetikleyen insanlar da oldu. Üye oldum, 2009 yerel seçimlerinde aday adayıydım. Partim beni aday yapmadı. Beş ay sonra ilçe başkanlığı teklif edildi, kabul ettim. Artık aktif siyasete girmiştim. Çok önemli bir okulmuş. İnsanları tanıyordum ama fazlasını gördüm. Ne kadar kutuplaştıklarına şahit oldum, bunu yıkabilirdim, çünkü benim ailemde herkes vardı. İnanılmaz bir örgütlü yapı yarattık. Sonra da belediye başkanı oldum.
 
Herkesime Yakınım
 
Bugün aday olmanızda örgütçülüğünüz önemli bir etmen mi? Beylikdüzü sakinlerinden öğrendim; çatkapı herkesin kapısını çalıyor, evine konuk oluyormuşsunuz. Bu aslında ‘AK Parti tipi siyaset’ olarak bilinir değil mi?
 


EKREM İMAMOĞLU: AK Parti tipi demek için biraz daha araştırmak lazım. Sol yapının da örgütlenme modelinin aslında bu olduğunun bir takım örnekleri var. Kime ait olduğunu bilemem ama iyi iyidir, doğru doğrudur. Yansıttığım ruh, diğer partinin iyi tarafına benziyorsa bu beni mutlu eder. İlk dönemde kendi partimden eleştirme derecesi yüksek arkadaşlarım da bana AK Partili, MHP’li dediler. Hiç rahatsız olmadım. Eğer toplumun her kesimine yakın olduğumu hissettiriyorsam müthiş değerli. Tam da Türkiye’nin istediği, aradığı şey. Üstümde yapay bir ceket yok, bu benim tenim, duygularım. Ne hissediyorsam, onu yaşıyorum. Partim de bana bu imkânı verdi.
 
Genel Başkanım İzin Verdi
 
EKREM İMAMOĞLU: 2011’de ruhumda olan bir şeyi söyledim. Genel başkanımı aradım, “Müsaade ederseniz 10 Kasım’da partim adına Atatürk için mevlit okutmak istiyorum. Partime ters gelir mi” dedim. “Ne demek, mutlu olurum” dedi. Partiden eleştiri oldu ama genel başkanım izin verdi. O gün bugündür bunu yapıyorum. Ne istiyorsam yapabildim CHP’de. Görüyorum ki, birçok partide istediğinizi yapamazsınız.
 
Sorsanız İstanbul’da Yaşıyor

 

Çat kapı gittiğiniz o evlerde ne gördünüz?
 
EKREM İMAMOĞLU: İlçe başkanlığımın ilk ayları ramazan ayıydı. Sokak iftarı düşüncesi var. Dedim ki, maksat ihtiyacı olan insanlara sofra kurmaksa, bunu sokakta yapmak benim ahlakıma ters... Yemeği olmayan insanın evine yemek götürelim, o sofrayı paylaşalım. Bunca yıldır her ramazan en az 25 günü başka evlerde geçirdim. Tüm toplumun fotoğrafını çektim, kimdi bu insanlar? Kırsaldan henüz gelmiş, kadın henüz İstanbul’un başka sokağını görmemiş, kocası asgari ücretle çalışıyor, birkaç çocuğa bakmak için çabalıyor. Sorsanız İstanbul’dayız. Ya da eşi tutuklu, kadın tek başına 7-8 çocuğa bakıyor. Bir çocuğu Boğaziçi’nde okuyor, diğeri uyuşturucudan tedavi görüyor. Alabora olmuş bir hayat, kırsaldan gelmiş, tutunmaya çalışıyor. Sorsanız İstanbul’da yaşıyor.
 
Sadece Hizmetle Yaptık
 
Neden AK Parti’ye oy verdiklerini anlayabildiniz mi?
 
EKREM İMAMOĞLU: Bugün iktidar olan partinin iktidar olma biçimini küçümsemek siyasete gerçekçi ve ahlaklı bakmamak demektir. Bir mücadele var, halka, insana dokunuş var. Bu 70’lere dayanan bir mücadele. Özellikle 90’lardaki sermayelerini çok önemsiyorum. Çünkü örgütlenmeyi, insana dokunuşu o yıllarda yaptılar. Aslında şu anda sermayeyi tüketiyorlar. Toplum, hâlâ geçmişte aldıklarını anlatıyor. Ben Beylikdüzü’nde bunu çok değiştirdim. Artık bizim daha iyisini sunacağımızı hissettirdik onlara. Hem de hiçbir siyasi zorlama yapmaksızın, sadece hizmetle yaptık bunu.
 
Felsefe Değişimine İhtiyaç Var
 
Beylikdüzü’nde kazanma ihtimaliniz büyükşehirden fazla olabilirdi. Hangi motivasyonla karar verdiniz?
 
EKREM İMAMOĞLU: Bir kere İstanbul’un çok acil bir değişime ihtiyacı olduğunu biliyorum. İstanbul kent olmaktan çıkmak üzere. Sadece ben değil, yönetenler söylüyor. İstanbul’a ihanet ettik diyen kendileri. 25 yıldır bu kenti yönetiyorlar. Yaptığımız tüm araştırmalar kentlinin mutsuz olduğunu gösteriyor. Yüzde 60’ı fırsatını bulursa İstanbul’u terk edeceğini söylüyor. Ben 10 yıl boyunca AK Parti tarafından yönetilmiş Beylikdüzü’nü devraldığımdaki mutluluğunu da biliyorum, -çünkü ölçmüştüm-, şu andakini de biliyorum. O İstanbul’u terk etmek isteyenler arasında artık Beylikdüzü’nde yaşayanlar yok mesela. İstanbul’un da çok hızlı bir felsefe değişimine ihtiyacı var.
 
Beni Tanıdıklarında Çok Sevecekler
 
Kazanacağınıza inanıyorsunuz…
 
EKREM İMAMOĞLU Kesinlikle inanıyorum.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’a verdiği önemi Meclis Başkanı’nı İstanbul’a aday seçerek gösterdi, ancak CHP, Beylikdüzü’nde sevilen ama dışında tanınmayan biriyle yürümek istiyor.’ Bu bir eleştiri konusu...
 
EKREM İMAMOĞLU: Tanınma sorununu gidereceğimi biliyorum. Göreceksiniz, 350 bin Beylikdüzülü beni anlatacak İstanbul’a… Sadece onlar değil, biriktirdiğim dostlarım da arkamda olacak. Beni tanıdıklarında çok sevecekler, o kadar sevecekler ki, ‘Bu benim evladım, kardeşim’ diyecekler.
 
Düş kırıklığına uğramış CHP seçmenini sandığa nasıl götürmeyi planlıyorsunuz?
 
EKREM İMAMOĞLU: Yaptıklarımızı anlatacağız. İnanın gönüllere öyle bir umut doğacak ki, coşa coşa sürecin içinde olacaklar. CHP seçmeni sandığa gidecektir, farklı partilere oy verenlerinden bizi tanıyacağını düşünüyorum. İstanbul halkı bu sürece katılacak, ‘Evet değişsin istiyorum’ diyecek.
 
Gürsel Tekin Destek Verecek
 
CHP milletvekili Gürsel Tekin bu göreve çok önce talip olduğunu açıklamıştı. Kendisiyle görüştünüz mü hiç?
 
EKREM İMAMOĞLU: Aradım, şu anda Ankara’da olduğunu, haftaya geleceğini ve arayacağını söyledi. Muhtemelen görüşeceğiz. Partimde kimse benden uzak duramaz. Parti içindeki aile kavramını o kadar önemserim ki…  Kayıtsız şartsız, en önde. Benim atamam yapıldığında, ilk müjdeyi veren kendisiydi. Biz zaten beraber çalıştık, rakip değiliz. Partimdeki herkesin yanımda olacağını biliyorum.
 
Ağustos’tan Beri Hissediyorum
 
Adaylık için seçildiğinizi ne zaman öğrendiniz?
 
EKREM İMAMOĞLU: Bir kere şunu biliyordum: Değişim Beylikdüzü’nden başlamıştı ama o yol İstanbul’la devam etmeliydi.  Yerel yönetim sürecinde bu yönde telkinler almıyor değildim.
İster istemez insan yüzünü oraya çeviriyor. Boş durmadık, İstanbullunun ihtiyaçlarını araştırdık. Genel başkanımızın ilgisini epey zamandır, Ağustos’tan beri hissediyorum. Kasım, Aralık, Şubat’ta üç büyük İstanbul araştırması yaptırdım. Sinyal sizin röportajınızda çakıldı, mesajı almamak mümkün değildi. Bir dönem daha kalmak daha doğru olabilir diye düşündüm ama reddettiğim kesinlikle doğru değil. Yaklaşık 3 haftadır yoğunlaştırılmış bir süreç yönetimimiz var. Olumlu düşüncemizi ilettik. Tabii ki son kararı Parti Meclisi verecek. Çocuklarım için ne istiyorsam bu kent için de onu istiyorum.
 
Kendi Paramla Aldım
 
Trabzonsporlu olduğunuzu biliyoruz. Belediyenin parasıyla Akyazı Stadyumu’ndan loca aldığınız doğru mu?
 
EKREM İMAMOĞLU: Benim kalecilik hayalim çok büyüktü, Şenol Güneş’e hayrandım, oynadım da ama bu hayalimin önünü babam ‘Eğitim daha önemli’ diyerek kesti. Sonrasında ben bu arzumu 31 yaşında Trabzonspor’da yönetici olarak elde ettim. 2008’de takımın Basketbol Şubesi’ni kurdum. 99 yılından beri stadın pozisyonuna göre koltuklarım, localarım hep olmuştur. Nasıl ve hangi arkadaşlarımla aldığımı kulüp kayıtlarında bulabilirler. Param ve sağlığım oldukça kulübüme katkı sunmak için loca almaya devam edeceğim. Kendi paramla aldım o locaları, belediyenin parasıyla değil.
Hürriyet