Şampiyonluk, Türkiye Kupası derken Avrupa da hayal olma noktasına geldi.
Milyon Euro’lar harcıyorsunuz, bireysel olarak baktığınızda zirveye oynayan takımlardan bir eksiğiniz yok.
Ancak kasanız boş olduktan sonra futbolcuları motive nasıl motive edeceksiniz?
Harç bitti, yapı paydos!
50.yılda şampiyonluk vaatleri ile uyutulan bir camiayı takmayan bir yönetim…
Kulübün borcu 1 Milyar 250 Milyon’a dayandı.
Oyuncular aylardır para alamıyor.
Hoca devre arasında transfer istiyor.
Giden sol bekin yeri daha maliyetli bir oyuncuyla dolduruluyor.
Yine kazanan menajerler, kaybeden, borçlanan ise Trabzonspor oluyor.
Avrupa hedefine de ulaşılamadığı taktirde bunu camiaya nasıl izah edeceksiniz?
Maça gelince;
Trabzonspor’un bir haftası bir haftasına uymuyor.
Geçen hafta Göztepe karşısında tarihi farkı kaçıran takımdan dün akşam Gençlerbirliği karşısında eser yoktu.
Göztepe maçında kaleci Beto 10 kurtarış yapmış kaleyi kapatmıştı.
Dün akşam ise Trabzonspor’un adam akıllı bir şutu var o da penaltıdan.
O da gol olmadı!
Bir takımın oyunu bir haftada bu kadar mı değişir.
Akıl sır erdiremiyorsunuz.
Rıza Hoca’nın çift forvete döneceği yerde Rodallega’yı çıkarıp N’Doye’yi oyuna koyması tartışılır.
Kucka haftalardır kötü ama bakıyorsunuz maçta en çok ikili mücadele kazanan oyuncu durumunda.
Ve bir gerçek Burak yoksa Trabzonspor ya zor kazanıyor ya da kazanamıyor.
Usta yönetiminin görevde olduğu süre içinde yaptığı en doğru tercih sanırım Burak Yılmaz’ı transfer etmek oldu.
Burak Yılmaz’ın olmadığını düşündüğünüzde bugün Trabzonspor küme düşmeme mücadelesinin içinde kendini bulabilirdi.
Şu süreçte ‘Trabzonspor Burak’ın mirasını yiyor’ ifadesi yanlış olmaz sanırım.