Ben yazmaktan bıktım ama her hafta yeni, yeni sakatların sakatlar kervanına katılması durmadı. Bu haftanın talihlisi(!) de;  takımın dinamosu, kaptanı, herşeyi SOSA oldu...Göztepe maçında (geçen  hafta) ayak bileğine darbe alan kaptan tüm müdahalelere rağmen maça yetiştirilemedi..
 
Zaten sıkıntılı olan kadro havuzu, özellikle de orta sahanın ortasında oynatacak oyuncu kalmadı desem yalan olmaz. Sezona sakat giren ONAZİ, Hemen hemen hiç katkı alamadığımız yeni transfer Obi MİKEL, Öz evlat Abdulkadir PARMAK ve en sonda takımın yıldızı SOSA.
 
Bunca sakatlık biraraya gelince kadroda sistem değişikliği kaçınılmaz oldu. Ünal Hoca rakibin güçlü hucumcularını karşılayabilmek için 5’li bir defans, onların önüne 4’lü orta saha ve en öne de Sörloth’ü santrafor olarak yerleştirmiş..
 
Trabzonspor; Ünal hocamin planladığı şekilde rakibi kendi sahasında kabul edip Kontra toplarda Sörloth ve N'wakaeme ile gol aramayı planlamıştı. Trabzonspor'un hesaba katmadığı şey ise organize hakem çetesiydi. Sosa'nın bileğine basıldığında kör olan gözler Abdulkadir Parmak'ın topla karışık müdahalesine tereddütsüz kırmızı kartı gösterdi. Zaten sakatlıklarla başı dertte olan fırtına bir de eksik kalınca rakip alanda etkili olamadı..
 
İkinci yarıya da taraflar değişiklik yapmadan çıktılar. Bizim uşak aynı bizum uşak, Hakem aynı hakem, Rakip aynı rakip..Fakat hesaba katılmayan birşey vardı. Fırtına zoru sever. Adaletsizliğin topuzu kaçtıkça Fırtına'nın da direnci ve inadı arttı. Her geçen dakika oyuna biraz daha ortak olan ev sahibi ekip Dakika 66’da ve 82’de olmak üzere iki  penaltıdan atışından birini gole çevirdi ve öne geçti..
 
82’nci dakika da penaltıya sebep olan Junior Fernandes’in aşırı itirazdan-İkinci sarıdan Kırmızı görmesi ile dengeler de oturdu. N’wakaeme’nin son dakikaları çekirdek gibi çitlediği maç Trabzonspor’un 1-0 galibiyeti ile sonuçlandı. Geçen haftayı lider kapatan güçlü rakibine karşı yarısı hastanelik olan kadrosu ile cansiperane bir mücadeleye imza atan bu çocuklar övgünün en büyüğüne layık…
Teşekkürler çocuklar