Sevgili Okurlar,
Trabzonspor’dan başlayacağım. Trabzonspor, taraftarıyla birlikte yeni yönetimi ile birlikte, oyuncusu ile birlikte son yılların en verimli dönemini yaşıyor.
3’te 3 yapan bir Trabzonspor takımı olarak İstanbula gitti ve taraftarı tarafından muhteşem karşılandı.
Belki son 20 yıldır ilk kez ‘Trabzonspor İstanbul’da favori’ olarak gösterildi.
Bir de Beşiktaş’a bakalım.
Geçen yıl ki şampiyonlar ligindeki başarısından beri düşüşte.
Başkan ve teknik direktör Şenol Güneş zoraki bir arada duruyor.
En değerli oyuncusu Pepe parasızlıktan kulübü bırakıp gitmiş.
Babel yok.
O motive Beşiktaş gitmiş yerine ise toplama bir takım gibi duran Beşiktaş gelmiş.
Diyebilirim ki, Trabzonspor ile Beşiktaş maç öncesi dengelenmiş.
Bir sahasında en büyük avantajı Beşiktaş’ın taraftarı. Onu da yorumlar isek İnönü’deki baskı da Vodafone Park’ta yok.
Trabzon İstanbul’da güzel mücadele verdi. Kalecimizin iki golde de tecrübesizliği vardı. Ceza sahasına hakim olamadı.
Ama şunu söyleyeyim. Takımın gücü bu kadar.
Üzüldüğüm maç 2-0’dan 2-2’ye geldi.
Buna üzüldüm.
 
Beşiktaş Sol kenara Caner sağa ise Gökhan Gönül girdikten sonra iyice baskı kurdu. Mustafa Pektemek de Trabzonspor’u boş geçmiyor!
Ligde ikinci sıraya yaklaşmak kolaydı.
Ünal hoca Sosa çıkınca şaşırdı. Ortaya Batuhan’ı koyması ile ustalığını yapamadı..
Ünal Karaman azıcık kurt hoca olsa. Savunmadan Toure’yi çıkarır ortaya.
Alır onun yerine Hosseini’yi ve alır maçı.
Maçı alsa şenol hocadan ustalık belgesini de alacak.
Futbolcular hak etti, Ünal belgeyi hak etmedi.