Trabzonspor diyemem ama taraftarları tam yedi yıldır hak arayışında her şeyi yaptılar.
Gazete ilamından FIFA önünde gösteriye kadar yedi yıl içerisinde yüzlerce protesto ve hak arayışı çabası gösterdiler..
Çoğu kendi imkanlarıyla bunu sağlarken, bir çoğu da kulüpten kazanarak bunu yaptı.
Açık ve net..
Toplumu kandırmak ve bir şeyler yapıyorum görüntüsü vermek isteyenler yedi yılda bir ya da iki kez İsviçre'de ki gazetelere ilam verdiler.
Trabzonspor bu süreçte onun ağına eylem yapan bazı göstericilerin ya da aktivistlerin paralarını ödedi. Özellikle Sadri Şener döneminde bu çok oldu.
Voleyi vuran vurdu.
Şimdi ise Trabzonspor’u savunanlar tamamıyla gerçek sevgiyle bürünmüş içinde Trabzonspor aşkını taşıyıp ölenlerin acısını taşıyanlar kaldı.
Onlar da kendi çabalarıyla İsviçre dediler İsviçre'ye, CAS dediler CAS'a her yere gittiler.
Döviz astılar.
Bağırdılar, çağırdılar, haklarını aradılar.
Halbuki adalet İsviçre’de değildi.
Adalet Türk adaletinde. Zaten 1. Etik Kurulu raporu, 16. ACM kararı, TFF Disiplin Kurulu Kararı “ŞİKE”yi tescil etmiş; lakin siyasal sistem bunun uygulanmasına izin vermemişti.
Hala da vermiyor.
Kupanın nerede ve kimde olduğu belli. Ne işimiz var İsviçre sokaklarında?
Neyse; gelelim Trabzonspor'un önce ki gün başvurduğu FIFA başvurusuna...
Trabzonspor'lu yöneticiler başvuru heyetini çok özenle seçtiler.
Özer Bayraktar, Ahmet Çubukçu ve Coşkun Bülbül…
Giymişler formaları bayram şekeri almışcasına FIFA önünde poz verip, yanlarında sonucun ne olacağını bilen Avukatları ile başvuruya gittiler.
Görüntü; bayram şekerini alan çocuklar gibiydi. Formalar giyilmiş, çok büyük bir başarı elde edilmişçesine FIFA’nın önünde poz veriyorsun bir de bunu basına servis ediyorsun..
Bakın işte!
Trabzonspor geldi ..
Öyle mi gelir Trabzonspor !
Cicili formaları giy, FIFA önünde şov yap.
 İnşallah içeri öyle girmediler.
Trabzonspor arkasında yirmi bin otuz bin kişiyi organize eder, lobi yapar, baskı kurar, takım elbiseli, son derece ciddiyet içerisinde bir basın açıklaması yapardı..
Bu bizim “Onur” mücadelemizin son hamlesidir denilirdi...
Avrupa da şaşırırdı, Türkiye de....
Olmadı.. Hiç olmadı..
Beceremediniz.
İbrahim Ertürk Bey'in dediği gibi; sınıfta kaldınız.
Öyle başvuru yapılmaz.
İçerikten zaten bir şey çıkmayacak, bari şekli güzel yapsaydınız.
Zaten bir ciddiyet olsaydı orada; Başkan olurdu.
Sadri Şener olurdu.
Faruk Özak olurdu..
Birliktelik olurdu..
Yazık ki ne yazık...
 
Uçaklar Havada Kaldı
 
Trabzonspor için bu hafta her gün için uçaklar inip kalkacak deniliyordu.
Herkes böylesi umutlar içerisindeyken ; yine Başkan çocuksu bir açıklama demeyeyim de; sosyal medyada bir anket başlattı.
“Trabzonspor'da gelecek yıl,  ekonomik başarı mı yoksa;  sportif başarı mı gelsin?” anlamına gelen saçma sapan bir şey başlattı.
Buyur cenaze namazına...
Kardeşim sen daha dün demiyor muydun, bizim olmazsa olmazımız 50.yılda şampiyonluktur.
Başka beklentimiz yok.
Bunun için altyapıyı, planları projeleri hazırladık, hedef;  2017’de şampiyonluk..
Ekonomiyi nereden soktun araya?
Bu da nerden çıktı?
Ekonomiye gelirsek; siz futbolcu paralarını ödemeden, personel maaşlarını ödemeden, hangi kulun hakkını yiyerek transfer yapıyorsunuz ki zaten?
Önce bunun bir vicdani hesaplamasını yapın içinizde.
Ondan sonra havadan inen uçaklara bakarız.
Nerde Onazi?
Siz FIFA’dan girerken o arka kapıdan çıkıyordu.
Adalet aramaya gelen kulüple, adaletsiz davrandığı futbolcusu aynı kurumda!
Allah'ın sopası yok.
Konuşulacak yazılacak o kadar çok şey var ki...
Bazen Trabzonspor adına çok üzülüyorum. Kimlerin eline kaldı bu kulüp.
 
Zeki Yavru
 
Geçen hafta Zeki Yavru'nun oynadığı futbolun karşılığı ile kazandığı parayı karşılaştırmış; paralel olmadığını söylemiştim.
Zeki Yavru da; Trabzonspor'dan ayrılırken, bazı taraftarlara hakkını helal etmediğini söyledi.
Benim yazım ailesini çok üzmüş.
Anne ve Babasını.
Olabilir evlatlarıdır.
Kimsenin Anne Babası üzülsün diye yazı yazmam
Ki buna en çok ben üzülürüm.
Anne Babasının ellerinden öper, saygı duyarım.
Lakin iş özür konusuna gelince; önce Zeki Yavru haklı haksız da olsa o sarfettiği cümlelerin adresini net bir şekilde belirtip kamuoyunun geri kalanından özür dilemelidir.
Futboldur bu; yarın belli olmaz tekrar dönersin. Acizane ağabey tavsiyesi bu.
Hayatımda Zeki Yavru ile hiç bir sosyal hukukum olmamıştır. Hiç bir futbolcuyla olmamasına da çok özen gösteririm.
Zeki kardeşim, Trabzon evladısın. Haksızlıklara bizim seyirci, taraftar tarafından uğradığına yüzde yüz eminim. Fakat açıklaman bana göre hatalıydı.
Ben Anne Babanın ellerinden tekrar öperim, yalnız söylediklerimin, futbol adına söylediklerimin arkasındayım.
 
Bu futboldur. Benim görüşüm böyle. İnşallah beni yanıltır çok büyük oyuncu olursun, ben de bundan gurur duyarım.