Trabzonspor’umuz Avrupa’ya havlu atarak tamamen ağırlığını lige verdi diyebiliriz. Nedeni ise bizim kadro yapımızdan dolayı iki kulvarda mücadele etmemiz çok zordu. Bu sene transfer edilen oyuncular içinde iki ismin haricinde Trabzonspor formasını şu an kaldırabilecek oyuncu yok diyebilirim. Tabi ki Obi Mikel ve Sturridge kariyerlerini hepimiz biliyoruz ancak onlarda eğer kendilerini futbola verirseler Trabzonspor’a faydalı olurlar bunun aksini düşünürsek onlarda sakatlık ve formsuzluk bahanesiyle sezonu bitirirler ama kendilerini futbola verirlerse bize çok fayda sağlarlar.
 
Yine söylüyorum bu kadromuz hem ligi hem Avrupa’yı bir arada yürütemezdi, onun için Avrupa’yı bırakıp ligimize dönelim.
 
Bu hafta ligin en iyi futbolunu oynayan Başakşehir'le karşılaştık. Ünal Hoca Avrupa Kupası’ndaki maçın kadrosundaki oyuncuların çoğunu kulübeye çekip Başakşehir maçına tam kadroyla çıkmayı uygun buldu. Çünkü bizim tek hedefimiz kalmıştı o da ligimiz. Bu önemli maç öncesi Abdülkadir Parmak’ın sakatlığı tabi ki bizim için büyük dezavantajdı ama yapacak bir şey yok. Elimizdeki oyuncuların en iyisiyle on bir yaparak maça çıkacağız.
 
Bu maça başlamadan önce oyuncularımızın kafasındaki en önemli soru da yenersek lider olacağız gibi önemli bir kurguydu. Tabi ki bu da futbolcular üzerinde olumlu bir baskı ve stres yaratacak demektir. İşte böyle önemli olumsuzluklarla çıktık Başakşehir maçına.
 
Maçın başlamasıyla birlikte oyuna ağırlığını koydu ve oyunun büyük bir bölümü bizim yarı sahamızda geçti. Ancak net gol pozisyonunu 20.dakika da girebildiler. Bu dakikada İrfan Can-Uğurcan'la karşı karşıya geldi ama bizim Can'ımız gole izin vermeyerek net bir golü önledi. Trabzonspor’un ilk şutu 36.dakika da
 
Nwakaeme’yle geldi. Mert bu şutu uçarak çeldi. Hemen 1 dakika sonra yine Nwakaeme vurdu Mert kurtardı. Bu karambolde top Sörloth’un önüne geldi kötü bir vuruş yapan Sörloth topu Mert'e çarptırınca mutlak golden olduk. İlk yarım saat Başakşehir'in üstün oynadığı bölümdü, Trabzonspor ise ilk yarının son 10 dakika rakip kalede etkili olabildi ve ilk yarı golsüz tamamlandı.
 
İkinci yarıya her iki takımda aynı on birlerle başladılar. Her iki takımda atak oynamayı yeğledi. 59.dakika da Sosa'nın korner atışından gelen topa Sörhloth kafayı vurdu bu topu Skrtel eliyle kesince Ali Palabıyık beyaz noktayı gösterdi. Atışı Sturridge kullandı ve 61. dakika da topu ağlara gönderdi. Ancak bu sevincimiz kısa sürdü. 65. dakika da Uğurcan geç çıkınca topla buluşan Crivelliyi düşürdü ve bu kez de Başakşehir penaltıdan golü bulan taraf oldu. 71. dakika da Çaiçara ile direğe takıldılar , 79. dakika da penaltıya sebep olan Skrtel maalesef bu kez takımının ikinci golünü atmış oldu. Maç bitti diyorduk ki dakikalar 90+6’yı gösterirken köşe vuruşundan gelen topa Sörhloth çok iyi bir kafa vuruşuyla bir puanın kazanılmasını da sağlamış oldu. Çok korktuğumuz maçtan beraberlikle ayrıldık, bizim için zorlu şartlarda gelen bir puan çok iyidir.
 
Ligimizin kaliteli takımlarından biri de Başakşehir takımıdır. Ancak yaşlı oluşları tüm spor kamuoyunda (acaba)lara neden oluyordu, bu yaşlı ekip Avrupa’yı ve ligi aynı anda götürebilir mi diye. Demek ki zorlandıkları kesin çünkü Perşembe günü kadrolarını hiç bozmadan bizim maça da aynı kadroyla çıkınca tökezlediler. Trabzonspor ise Perşembe günkü kadroda büyük bir rotasyona giderek çıktı bu maça ve bununda semeresini görmüş oldu. Ben bir de Sosa ya parantez açmak istiyorum, bu ilerlemiş yaşına rağmen yine iyi işler yaptı, aldığı para ona helal olsun. O bunu hak ediyor. Çünkü takımını sırtlayan bu oyuncumuz, bu yaşa rağmen haftada iki maçı bile zorlanmadan rahatlıkla çıkartabiliyor, alkışlar Sosa ve arkadaşlarına.