Bugün sizlere bir kıssa anlatacağım. Bu kıssadan yola çıkarak bir-iki tespit yapıp meseleyi Trabzonspor’a bağlayacağım..
 
Bu anlatacağım olay üfürükten, hayali bir olay değil kahramanlarından birisinin de abim olduğu, bizzat abimden dinlediğim yaşanmış bir hikaye…Biz Trabzon’un en küçük ilçelerinden biri olan Köprübaşı’nın Bir dağ köyü diye tabir edilebilecek bir mahallesinde dünyaya geldik.
 
Karadeniz’in doğasını bilenler bilir düzlük ve orman olmayan alanları pek azdır. Bizim köyde de bulunduğumuz coğrafyada lüks sayılabilecek ‘Çayırlık’ denilen ormanın içinde birkaç dönümlük ağaçsız düz bir alan vardı. Bu alan köyün gençleri için bir futbol mabedi, çocukları için olimpik  bir arena idi..
 
Birgün köyün çocukları (abimler daha çocuk) çelik-çomak oynamak için bu alanda toplanmışlar. Tam oyuna başlamışlar ki köyün yaşlılarından (Muhtemelen ölmüştür, mekanı cennet olsun) bir dede abimlere doğru yaklaşır ve çocuklara seslenir..
 
-Çocuklar size bir nasihatim olacak çünkü bu oynadığınız oyun çok tehlikeli….der.
 
Abimin de içinde bulunduğu çocuklar dedenin ağzına bakmaktadır. Anlatacağını anlatsa ve gitse de oyuna başlasak diye….Dede çocukların ağzına baktığını görünce başlar nasihatini söylemeye..
 
-Çocuklar bu çelik-çomağı kimsenin kafasına, gözüne gelmesin diye yerden oynayın. Haaa daha iyisi var hiç oynamayın ama onu yapmazsınız…der. Nasihat eder ve daha fazla oyuna mani olmadan oradan uzaklaşır.
 
Velhasıl dedemiz o zaman bu çelik-çomağın mümkünse hiç oynanmamasının güvenlik açısından en iyisi olduğunu düşünmüş ama uyulmayacak bir nasihati vermektense uyulması muhtemel ‘’Yerden oynayın’’ nasihatı ile oradan uzaklaşmıştır.
Ölenlere Allah rahmet etsin, kalanlara Allah uzun ömür versin…
 
Gelelim meselemize, gelelim Trabzonspor’a;
 
Bu birkaç günün en popüler konusu Trabzonspor’a Avrupa kapılarının açılması. Bu kazanımda aslan payı sn. Bakan Berat Albayrak’ın. Cumhurbaşkanının sözünü verdiği borç yapılandırmasında Bakan bey sayesinde Trabzonspor’a öncelik tanındı ve FFP kriterleri tamamlandı.
 
Lakin; Hani dede nasihatinde diyor ya ‘’daha iyisi var ama onu yapmazsınız’’ o misal daha iyisi vardı sayın Bakan. Trabzonspor’un şu şartlarda bulması imkansız 200 milyon TL gibi bir rakamı temin etmek adına Bankalar birliğine nüfuz etmeniz ve bu vesile ile Trabzonspor’a öncelik tanınması gerçekten çok büyük iş lakin daha iyisi vardı..Göğüs sponsoru olmayan Trabzonspor’u elinden tutup Bankaya götüreceğinize Bir işadamı yada sanayiciyi elinden tutup kulübe getirseydiniz ve 5-6 m.Euro’dan 5 yıllık 25-30 m.Euro (Yaklaşık 200 milyon TL) bir sponsorluk anlaşmasına önayak olsaydınız daha güzel olmazmıydı…
 
Sn. Bakanım eğer kıssada geçen DEDE gibi ‘’ daha iyisi var ama dinlemezsiniz diye demedim’’ misali gücünüz buna yetti ise hakkınızı helal edin buna da şükür lakin Trabzonspor’un yeni borçlara değil acil sponsora ihtiyacı var bunu da bilin.
 
Trabzonspor gibi Türk futbol tarihine altın harflerle kazınmış bir takımın liglerin başlamasına Bir aydan az zaman kala hala göğüs sponsoru olmaması kabul edilebilir değildir.
 
Şunu da belirteyim; bu ayıp Trabzonspor için elini taşın altına koymaktan hiç çekinmeyen bakan beyin değil, bu ayıp yaralı parmağa üflemeyen Trabzonlu işadamlarınındır.
 
O sene bu sene olması temennilerimle bir sonraki yazımda buluşmak üzere…...