Sevgili Trabzonspor yönetim kuruluna bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Efsanelere bir yıl önce çekimler yapıldı. Bunun galası Trabzon – İstanbul ve Bursa’da yapıldı, hepimiz de bu galalara katılmaya çalıştık.
 
Bu filmin çekimlerinde ve yapımında Ekrem İmamoğlu’nun büyük payı var. Trabzonspor’un sadece adı var o kadar, başka hiçbir katkıları olmamıştır. Fakat 50.yıl olsun, stat açılışı olsun hep efsanelere sığınılıyor ve onlardan medet bekleniyor. Bu çekilen film CD olarak basıldı. TS Club’larda satışa sunulacaktı. Fakat her ne hikmetse bizim yönetim bu işi rafa kaldırmış gibi hal sergiliyor.
Ayıp ayıp, adamlar İstanbul’da CD’leri hazırlamışlar sizi bekliyorlar ki gelip alsınlar diye.
O CD’leri hemen aldırırın da insanlar da biz efsaneleri aramaktan vazgeçerler.
Trabzonspor yönetimine duyurulur.
 
Uyarmak suç mu?
 
Trabzonspor’un saha sonuçları kötü olunca tüm futbol adamları haliyle ya hocaya ya da başkana yüklenerek sitem ediyor. Bu da her zaman olan olağan bir durumdur. Seyirciler bile eğer hoca yanlış ve zamanlama hatası yaparak oyuncu değiştiriyor diyorsa biz spor adamları tabi ki daha ileri giderek Trabzonspor’un menfaatleri için konuşacağız, uyaracağız ki hoca da kendine bir çeki düzen versin. Bak sevgili başkan ben de zırt pırt hoca değişikliğinden yana değilim. Fakat Ersun Yanal Trabzonspor’la adeta kafa yapıyor. Yanal’ın ifadesini alın, ihtar verin diye daha önce de yazmıştım. Ama yine aynı hatalar yapılıyor. F.Bahçe kötüydü ona iki puan verdik. B.Şehir hem yorgundu hem de kötüydü ona da iki puan verdik. Geldik ligin en kötü takımlarından biri olan Alanyaspor’a 3-0’dan maçı verdik. Bunların tek suçlusu Ersun Yanal’dır. O’nun oyuncu değişimindeki zamanlama hataları ve yanlış oyuncu tercihleridir. Peki biz bunları yazıp uyarmayalım mı? Yanlışa doğru mu diyelim? Daha önce yaptığı doğru değişiklikleri alkışlamadık mı? Alkışladık. Ben bunları yazmak sizleri de uyarmak mecburiyetindeyim. Çünkü ben Trabzonspor’u çok seviyorum. Hem de sizin gibi isim ve de unvan peşinde olmadan bu takıma gönülden bağlı olarak seviyorum. Sizleri uyarmak eğer suçsa ben bu suçu seve seve işliyorum ve sonuna kadar da işlemeye devam edeceğim.
 
Gözümüz aydın?
 
Trabzonspor taraftarları, sevenleri tüm camiamızın gözü aydın? Ersun Yanal evlendi. Artık kafası rahatlamıştır diye bir düşüncemiz var! Bakın başkanımızın daha öncelerdeki söylemini hatırlayalım, “Ersun hocayla projelerimiz var” demişti. Ama biz bu projeleri hala daha çözemedik. Sevgili başkanımız da hiçbir açıklık getirmedi bu konu hakkında. Taraftarlarımızın başka bir merakı da M.Usta ile Ersun Yanal arasındaki gizli sır! Bunu herkes gibi ben de merak ediyorum. Acaba böyle sıkı bağlantının perde arkasına ne var diye? Çünkü bir hoca bu kadar yanlıştan sonra görevinde nasıl tutulur merak ediyorum ve diyorum ki başkanla hoca arasındaki sır anlaşma nedir? Bunun izahını ancak sevgili başkanım açıklayabilir?
DİP NOT: Sadi Tekelioğlu ile bir ay önceki sohbette konumuz haliyle Trabzonspor’du ve bana aynen şöyle dedi; “Abi B.Şehir ve Beşiktaş maçları Trabzonspor’un kader maçlarıdır. Bu maçlar sonrası ak ve kara meydana çıkacak.” Ben de aynı tespite doğru dedim. Fakat Alanya maçını hiç hesaba katmamıştık. Bu da bize kaza kurşunu gibi geldi. Hem de çok canımızı yaktı. Ama içimden bir ses bana diyor ki; Atibasız, Quaresmasız, Oğuzhansız ve Avrupa’dan yorgun dönen Beşiktaş’ı yeneceğiz. Keşke yenelim de Ersun kalsın ona katlanırız diyorum.
 
Yakamızdan Düşün…
 
Yeter artık üzüntüden, sıkıntıdan kan kusacağız. Artık pılınızı pırtınızı toplama zamanı geldi de geçiyor. Önce başkan ardından da hocanın ekibiyle birlikte top yekun istifa etmesini istiyoruz. Rezillikler saha sonuçlarıyla sınırlı değil. Takım içindeki bazı oyuncular kendilerini bir şey sanıp Trabzonspor’u krallık gibi yönetmeye başladılar. Yabancıları saymıyorum. Yerlilerden Onur, Burak ve Olcay bu takıma katkı yapıyoruz diye kulubü adeta ellerine alıp istediklerini yapıyorlar. Alanya maçında Burak’ın Esteban’a bağırmaya hakkı yok. Sen de gol kaçırırsın, o da hatalı gol yer. Bunun yorumunu hocanız yapar. Trabzon’da saygın bir yönetici olsaydı bunlar olmazdı ve yahut da disiplinli bir menajer eski oyunculardan kulüpte görev yapsa takımın içindeki bu huzursuzluklar önlenir ve takımın oyununa yansımazdı. Fakat bizim başkanın yaptığı, konuşarak sempatik tavırlarıyla insanları yumuşatması. Haa az daha unutuyordum bir de Ersun Yanal’ın menejer oğluna para kazandırması var ki bu da hocayla arasındaki en önemli bağdır diyorum.