Takım olarak gelgitleri oynadığımız bu sıralar deplasmanda oynadığımız Fenerbahçe ve Başakşehir’den sonra Beşiktaş maçında da galibiyeti kaçıran taraf bizdik. Her ne kadar bu maçın Beşiktaş açısından koşulları bizim lehimize gibi gözükse de bizim de bir hafta önce yaşadığımız Alanya olayı küçümsenecek bir durum değildi. Öyle ki bu maçta (her ne kadar başkan arkasında dursa da) oynanacak kötü futbol ve alınacak bir yenilgi ciddi sıkıntılar yaratacağı önceden belli idi. Oysa Beşiktaş, Fener maçında yediği darbeyi Avrupa maçında aldığı galibiyetle en azından moral olarak üst seviyede düzeltmiş olarak karşımıza çıktı. Rotasyona uygun zengin kadrosu cezalı futbolcularının eksikliğini hissettirmeyecek kalitede olduğunu da unutmamak lazım. Sonuç olarak Beşiktaş maçı kaybetse de kulüp ve takım olarak var olan rahatlığı yüzünden etkilenmesi bize göre çok daha az olacağını önceden söylersek hiçte yanlış söylememiş oluruz.
 
Bu koşulların hâkim olduğu bir ortamda Türkiye’nin en iyi futbol oynayan takımı ile kendi sahasında oynadık. Peşinen şunu söylemeliyim tüm müdafaa zaafları ve de Sosa ve Burak’ın kötü günlerinde olmalarına rağmen Beşiktaş’ın tüm özelliklerine aslanlar gibi direnip karşı koyan bir Trabzonspor vardı sahada. Bu maçın diğer iki maçtan farkı bu kez geriden gelmiş olmamıza rağmen oyundan hiç düşmeyip daima içinde olmayı başarmış olmamızdır.
 
Hocanın bugüne kadar söylemleri siyasetçi vaatleri gibi algılanıp inandırıcı bulunmamış olmasına rağmen bu takım müdafaasında bir düzeltme yapılabilirse çok şeyleri başarabilecek özellikte olduğu herkesin ortak kanaatidir. Ne var ki ön liberodan durdurucu, durdurucudan sol bek arayışları şu ana kadar sonuç vermiş değil. Görünen o ki kesin çözüm için devre arasında deneyimli ve de süratli bir durdurucu acilen takıma kazandırılmalıdır. Geriye, takımı özellikle maçlarda kenardan çok iyi yönetmek kalıyor. Fener ve Başakşehir maçlarında ki kötü kenar yönetimi Beşiktaş maçında başarılı olunca geriden gelmemize rağmen maçı alamamış olmamız bizim adımıza şansızlıktı. Kaldı ki değişiklikler biraz geç kalındığı bile eleştiri konusu olmuştur.
 
Sonuç olarak çoğu bulamayan az ile teselli olmak zorundadır. Her ne kadar liderden on puan geriye düşmüş olsak da üç önemli takımla rakip sahada (ki ikisi ezeli rakip) yaptığımız maçlarda yenilmemiş olmamızı ileriye bakarak önemli bir teselli olarak görüyorum. Kaldı ki üç puanlı sistemde bu köprünün altından çok daha sular geçecek. Yeter ki herkes üzerine düşen vazifeyi takımın ve de kulübün lehine yerine getirsin. İyi haftalar.