Öncelikle Trabzonspor Basketbol takımın detaylı bir şekilde sorunlarını irdelemekti planlarım. Fakat Sayın Başkan Abiş Hopikoğlu’nun manifestosunu bir kez daha bir kez daha okudum. Ve gerçekten çok üzüldüm. İki yöneticinin de açıklamalarını ekledim. Durum cidden çok manidar. Hançer gibi her şey. Öncelikle günler önce ki Başkan Hapikoğlu’nun manifestosuyla başlayalım:
 
Hopikoğlu’nun Manifestosu
 
“Değerli basın mensupları ve Trabzonspor kamuoyu…

Öncelikle son günlerde camiamızı ve kamuoyunu böyle üzücü ve tatsız bir olaydan dolayı meşgul etmek durumunda kalmaktan büyük üzüntü duyuyorum.
Herşeyden önce bilinmesini istediğim tek gerçek Trabzonspor sevdamın ve sevgimin herşeyin üstünde olduğu gerçeğidir…   Bu gerçekten de yola çıkarak seçilmiş olan Trabzonspor Kulübü’nün sayın başkanı ve yönetimi başta olmak üzere camiamızın tüm emekçilerini her daim, her koşulda saygı ve sevgi temelinde önemsediğimizi ve asla saygısızlık yapmak niyetinde olmadığımızı kamuoyunun bilgisine sunarım.

Aşağıda kamuoyunun doğru bilgilenmesi için olayların Trabzonspor Basketbol Kulübü Derneği açısından kronolojik bilgisini paylaşmak istiyorum.

Birinci konu kiralık araç konusu. Bu konuda daha öne yapmış olduğum açıklamalardaki gibi kulüpten bize tahsis edilen aracın cuma günü verileceği söylenmesine rağmen kulüpten bir şoförün gönderilerek iki gün öncesinden alınması mecburiymiş gibi bir algı ve dayatma ile olayın abartılmasından kaynaklanmaktadır.

İkinci olarak basketbol kulübümüzün resmi adresi ve idari binası olarak kullanılan Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nin içerisindeki ofisimizin bize haber verilmeden boşaltılması ve eşyalarının kapı önüne bırakılması sonrasında dernek müdüremizin konu ile ilgili neden böyle yapıldığı yönündeki mailine Trabzonspor Kulübü Genel Müdür Yardımcısı tarafından “yönetim kurulu öyle uygun gördü” cevabı verildi. Bu durumun camiamıza yakışmadığını ve şık bir durum olmadığını belirtmek isterim.

Bu olayı hiçbir gerçek Trabzonsporlu kabul edemez, kabullenemez. Bu olaylardan birkaç gün sonra ise noter kanalı ile eski kulüp başkanı Sayın Muharrem Usta tarafından kulübümüze destek ve yardım amacı ile gönderildiğini bildiğimiz paralarla ilgili borçlandırma yazısı tarafımıza tebliğ edildi. Biz söz konusu yazıya cevaben yazdığımız yazıda ne futbol kulübü ne de basketbol kulübü yönetim kurullarımızın borçla ilgili karar almadığını ve dolayısı ile bizim kulübümüzün böyle bir borcunun olmadığını bildirdik. Eğer böyle bir talepleri varsa bu konuda dönemin yönetim kurulu ve kulüp başkanından bilgi alabileceklerini ilettik.

Bu gelişmeler neticesinde son olarak 10 Temmuz tarihinde bizi şok eden ve aslında böyle bir şeyin gerçekleşeceğine ihtimal bile vermediğimiz icra yazısı kulübümüze ulaştı. Türkiye Basketbol Federasyonu’na lige katılım başvurusunun son günü olan 13 Temmuz’da ödememizi ve belgelerimizi ulaştırdığımızda ise federasyona bir nüshası ulaşan ama halen daha bize ulaşmayan isim hakkının geri çekilmesi ile ilgili yazının bir nüshasına ulaştık.

Bütün bu gelişmeler karşısında armamıza olan sevgimiz ve saygımızdan dolayı metanetimizi koruduk ve korumaya da devam ediyoruz.

Özellikle futbol kulübünden borç alındığı iddia edilen rakamla ilgili şunu belirtmek isteriz ki, futbol kulübü yöneticileri basiretli bir tacir ve yönetici olarak hareket etmiş olsalardı bu icra yazısını hiçbir şeyi olmayan ve borcu olan basketbol kulübüne yollamak yerine ilgili dönemin yönetim kurulunun ve başkanının görüşü ve onayı doğrultusunda alacaklarından temlik yolu ile tahsil etmeyi tercih etmeleri gerekmektedir. Bu basit ve kolay yolu denemeyip işi icra mekanizmasına döken anlayışın perde arkasındaki senaryolarının ve çevrilmeye çalışılan filmlerin de farkındayız. Trabzonsporluluk sevdasına bizzat şahit olmuş eski bir çalışma arkadaşı olarak Sayın Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun bu konuda eksik ya da yanlış bilgilendirildiği kanaati taşımaktayım. Bu konuyu başkandan çok daha iyi bilen hem basketbol kulübü kanadında iki dönem görev yapan, hem de bir önceki ve şu anki futbol yönetiminde görev alan arkadaşların, kör-sağır-dilsiz rolü oynamalarını da şaşkınlıkla izlemekteyim. Şunu ifade etmek isterim ki dışarıdan gelmiş, fakat Trabzon’u gerçek sevenlerin bağrında yer edinmiş bir kardeşleri olarak Trabzonspor sevdasının ve gerçeğinin bu tür oyunları sindirmeyeceğini ve asla kabul etmeyeceğini de herkesin bilmesini isterim. Biz basketbolu Trabzonspor sevdamızdan dolayı yaşatmaya çalıştık, gerekirse Trabzonspor sevdamız için futbol dahil her branşta da her daim koşulsuz ve amasız göreve hazır olduğumuzun da kamuoyu tarafından bilinmesini isterim.

Yukarıda kronolojik şemasını izah ettiğim gelişmeler esnasında gerek Asbaşkan Sayın Hayrettin Hacısalihoğlu gerekse de Kulüp Başkanı Sayın Ahmet Ağaoğlu dönem dönem yapmış oldukları açıklamalarda kulübümüzün Trabzonspor futbol kulübü ile bir bağının olmadığı şeklinde bizi ötekileştiren yaklaşımlarını da kesinlikle kabul etmiyorum.

Her ne kadar teknik olarak iki ayrı dernek olsak da basketbol kulübü derneğinin kuruluş, isim ve forma tescil aşamalarındaki izinler ve tüm işlemler Trabzonspor Kulübü tarafından dönemin Başkanı Sayın Sadri Şener ve dönemin Asbaşkanı Sayın Hayrettin Hacısalihoğlu tarafından imzalanmıştır. Ayrıca şu anda futbol kulübünde yönetici olan en az 3 arkadaşımız ve 2 başkan adayı arkadaşımız da bu oluşumun ve yönetimin içerisinde bizzat yer almışlardır. Kuruluş aşamasındaki zorluklar ve ikinci lige düştüğümüzdeki yıl dahil olmak üzere yaklaşık 2 milyon 400 bin TL destek, futbol kulübü tarafından basketbol kulübüne yapılmış ve yapılan bu parasal destek bağış makbuzları ile mahsuplaştırılmıştır. Bu kadar yönetimsel açıdan organik bağı olan, ayrıca EuroChallenge finalinde bakanından, belediye başkanına, milletvekillerinden, tüm siyasi parti temsilcilerine, tüm oda başkanlarından ve sivil toplum kuruluşlarından, dönemin kulüp başkanı ile birlikte 10 bini aşkın Trabzonspor taraftarını tribüne çeken o efsane final maçında bizi bir araya getiren duygu da herhalde başka bir kulübün mensubu olduğumuzdan değildi, Sadece ve sadece Trabzonspor Kulübü ve Trabzonspor sevgimizin ta kendisiydi. Sadece bu maçın 50’yi aşkın ülkede 80 televizyon kanalı tarafından canlı yayınlanması, Trabzon’umuzun 12 dakikalık tanıtım filminin bu mecralarda gösterilmesi bile Trabzonspor’umuzun ifa etmiş olduğu çok anlamlı bir görev olduğunun kanıtıdır. Sanırım bu duygu bile bu kulübün Trabzon’a ait olduğunun en büyük ispatıdır. Avrupa’da ilk kez katıldığımız bu şampiyonada 15 maçın 14’ünü kazanarak finale kadar gelmemiz de Trabzonspor tarihine yakışan bir başarı hikayesidir. Aynı yıl Türkiye Basketbol Ligi’nde bizden 5 kat büyüklükteki bütçeye sahip olan Darüşşafaka’yı eleyerek ligi dördüncü bitirmek de ayrı bir gurur kaynağıdır. Bu ve bunun gibi başarılara kilitlenen Basketbol Kulübümüzün Trabzon ve Trabzonspor’a yakışan şeyler yapmaktan başka hiçbir gayesi olmamıştır ve FİBA da kendi organizasyon tarihinde bu EuroChallenge Final Four organizasyonunu şu ana kadar yapılan en iyi yapılan organizasyon olarak seçip, ilan etmiştir.

İşte bu birkaç örnekten dolayı bile aşık olduğumuz, herşeyimiz saydığımız Trabzonspor kulübümüzün “bizimle hiçbir alakaları yoktur” cümlesi bizi derinden üzmektedir. Her ne kadar teknik olarak böyle bir cümle kursalar bile biz bu ayrışmayı kesinlikle kabul etmiyoruz, bu büyük sevda ve aşkımız olan Trabzonspor için saygı çerçevesinde elimizden gelenin en iyisini yapmak için tüm imkanlarımızla seferber olacağımızı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarım.

Bütün bu gerçeklik çerçevesinde hem futbol hem de basketbolumuzun geçtiği bu zor süreçte kavgacı bir tavrın ve tarzın camiamıza daha büyük yaralar vereceğinin bilincinde olarak aziz ve büyük taraftarımızın; her daim onlarla beraber ve onların gerçek sevdalarının doğruları ile yol almak için elimizden geleni yapacağımızı bilmelerini isterim ve bunu yapmaya çalışırken de arkamızdaki en büyük gücümüzün yine onlar olacağını bundan önceki süreçte verdikleri destek ve duydukları sevgi ile bize göstermişlerdir.

Biz de taraftarımıza Trabzonspor’un özellikle şike sürecindeki onurlu duruşuna verdiğim ve bundan sonra da vereceğim destek bazı çevreleri rahatsız etse bile camiaya yakışır duruşumu bu alanda korumaya kararlıyım, esasen samimi bir Trabzonsporlu için başka da bir yol yoktur, zira Trabzonspor güçlerin iktidarına ahlaklı isyanın adıdır.

Trabzon’un ahlaklı devrimci ruhuna bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her daim sadık kalacağımın sözünü veriyorum.
Trabzonspor camiası için zaman artık kavga zamanı değil, başarmak için birlik zamanı… Biz taraftarlarımız ile bunu yapmaya hazırız.
Sevgi ve saygılarımla kamuoyuna arz ederim.”
 
‘Bu utanç kime ait olacak?’
 
Evet bu açıklamalar Sayın Başkanın. Aslında bu sözlerin üzerine söylenecek çok fazla bir şey yok. Yine de bazı yöneticilere sordum, gelişme var mı? Fakat aldığım cevaplar çok şaşırtıcı ve üzücü.

Şehrin bu kadar basketbol sevgisini Trabzonspor ortadan kaldırıyor. Ben şunu diyorum. Trabzonspor basketbol ile hiç ilgilenmezdi...
Fakat sorun para olunca insan babasıyla kardeşiyle birbirine giriyor. Klasik, hayat.

Lakin bu işin hiç zamanı değil. Basketbolun zaten on üç tane icrası var. Transfer yapacak. Neyse bakın yöneticiler ne diyor.
Başkan Yardımcılarından Vahap ÖZTEL ile bir telefon görüşmesi yaptım. Şöyle diyor:

“Bizim zaten Trabzonspor ile bir problemimizin olması, konuşulması, gazetelerde olması bize zül gelir. Fakat biz kendi canımızla, nefes almakla uğraşırken, Trabzonspor un bizi hedef gösterircesine ekonomik buhran sebebi olarak lanse edilmemiz çok üzücü. Biz parayı Muharrem Usta’dan aldık. Onlar parayı mı tahsil etmek istiyor. O zaman Muharrem Bey’in alacağı var. Oradan kessinler. Bizim Muharrem Bey’e borcumuz var. Ha o parayı Trabzonspor üzerinden gönderdi. Amenna. Bizim gücümüz yok. Düşelim mi? Bırakalım mı? Çekilelim mi? Bu utanç kime ait olacak....” şeklinde konuştu.

Tabi konular bu kadar derin bir hal almışken ve Basketbolu yönetenler haklı iken böyle serzenişlerde bulunmaları son derece doğru. Trabzonspor kendi içinde sorun ve problem. Yapacak çok fazla bir şey yok…
 
‘İnsan kardeşine bu kadar saldırmaz’
 
Aynı duygular içerisinde Mertcan Alioğlu’nu aradık. Aynı serzenişlerin ötesinde şöyle konuştu Alioğlu;

“Bu şehirde basketbol seyrediliyor mu? Evet. Seyircisi potansiyeli yüksek mi? Evet. Bizim de kendimize göre borcunuz harcımız var mı? Evet. Peki siz bu borç ve yeniden bir takım kurma arefesinde bizim kucağımıza bir bomba koyuyorsunuz. Neden? Bizde ki durumu siz de biliyorsunuz? Nasıl çıkacağız bu işin altından. Sayın Başkan bu kulübe elli iki trilyon (52) para buldu. Bunu siz futbolda bulamadığınız için mi saldırıyorsunuz. Trabzonspor bizim canımız, parçamız. Fakat insan kardeşine bu kadar saldırmaz. Bu kadar açıklamalar yaptık. Gelin alın dedik, yok dediler. İşte kulüp işte borçlar, biraz nefes alalım dedik, yoklar. Şöyle bir açıklama olur mu Allah aşkına: ‘ Onların on üç (13) tane icra dosyası var zaten bize gelene kadar..’

Eee ne olur size gelene kadar, batar mıyız? Hayır tabiki. Ama Sayın Trabzonspor Başkanı bu açıklaması kabul edilemez ve üzücüdür. Korkuyorum kulübe kilit vuracaz, korkuyorum bu şehri bu muhteşem sevgiden mahrum bırakacaz. Bunu mu istiyorlar. Tüm yöneticilerimiz genç ve heyecanlı. Onlara üzülüyorum. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ben tüm arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Bu zorlu virajdan çıkacağımıza inanıyorum.”
 
Söylenecek söz yok!
 
Evet Sayın ALİOĞLU’nun söyledikleri de enterasan. Trabzonspor bir yandan kendi sorunlarıyla boğuşup üretme sıkıntısı çekerken saldıracağı yer en yakınında ki.. Kardeşi Trabzonspor Basketbol.
 
Boşuna dememiş atalarımız “Kardeş kardeşe minzi parayla...”
Söylenecek söz yok.
Bakalım zaman ne gösterecek.
Bizler basketbolu severek yazıyoruz. Şov peşinde olan bukalemunları da biliyoruz.
Biz Şamil Ekinci’nin heykelini dikemedik. Abiş Hopikoğlu kim ki?
Erzurum’lu Trabzon sevdalısı bir adam. Düzgün, dürüst, başarılı...
Yazık emeklerine. Herkesin hançeri insanı öldürür de kardeşin ki bir başka!...