Trabzonspor özel bir maç için Katar’a gitti. Bu seyahatte spor camiasından çok siyasilerin yer aldığını görüyoruz. Aklımıza da ister istemez “Acaba Sayın Başkan siyasete mi soyunuyor?’ soruları takılıyor. Bakın Trabzonspor, Katar’a giderken efsaneleri de davet etmiş. Fakat Sayın Başkan, Serdar’a (Bali) belli bir bölümü gelsin diye de söylemiş. Bakıyoruz Katar’a 6 tane seçkin arkadaşımız gidiyor. Bizlerin haberi bile yok.
 
Kulüpten yetkili bir isim; ‘Biz Serdar Bali’ye söyledik. O sizi çağırmadıysa burada bizim suçumuz yok.’ Bakın işte tezgah böyle kuruluyor ve bizim efsaneler de basit bir seyahat için buna alet oluyor.
Ben de diyorum ki; Serdar kardeşim sen hala o derneğin başkanıysan Trabzonspor’un Başkanına diyeceksin ki; ‘bizim efsane abilerimizin hepsi gelmeli, bizler anca beraber kanca beraberiz.’
İşte bunu bizler diyebilsek o zaman çok büyük bir örnek teşkil etmiş olurduk gelecek olan genç evlatlarımıza.
 
Ama bazı çıkar ve menfaatler bunları yapmamızı engelliyor demek ki.
Bizleri yani yönetime muhalif olan efsaneleri burada dışlamaya çalışıyorlar.
Bakın Katar’a gidenlere Ali Kemal hariç hepsi seçimlerde Faruk Özak ile birlikte bu yönetimi destekleyen arkadaşlarımız.
Haa ben onları kınayamam. Çünkü demokratik bir ortamda herkes hür iradesiyle hareket etmekte serbesttir.
 
Herkesin düşüncesi kendini bağlar.
Bakın değerli kardeşlerim, ‘Trabzonspor’dan niye bir şey olmuyor?’ diyorlar.
Örneği bu yazının özetindedir derim. Yani şu bir gerçek, biz efsaneler de dahil çok insan çıkar peşinde. Trabzonspor’u herkes rant olarak görüyor.
‘Ben de bu pastadan nasıl faydalanırım’ düşüncesinde olunursa işte burada birlik ve beraberlik yok olup gider.
 
Soruyorum her kesimin menfaat ve de çıkar düşüncesi olduğu yerde başarı olur mu? Olmaz tabii ki. Bakın biz efsaneler yemeği pişirip hep birlikte yerdik, biz efsaneler fideyi dikip meyvesini hep birlikte yerdik, biz efsaneler giydiğimiz o şanlı formayı hep beraber terletirdik.
Ama zaman geçti herkes maalesef kendi menfaati için en yakın arkadaşlarına bile sırt çevirmeyi yeğliyor.
 
İşte bunları bizzat bire bir yaşayan biri olarak diyorum ki Trabzonspor bu anlayışlarla hiçbir yere varamaz.
 
Trabzonspor’un son dönem başkanlarına bakıyorum da hayatında bir kez bile bizim maçımıza gitmemişlerdir.
 
Sadece kendi çıkar ve menfaatleri için çalışan kişileri görüyorum.
Yoksa Trabzonspor batmış çıkmış bunların hiç mi hiç umurlarında değil.      
 
YUSUF’U HARCATMAYIZ
 
Benim dikkatimi çeken fakat kesinlikle inanmadığım bir uyduruk haberi okuyorum.
Yusuf’a İspanya’nın dev kulüplerinden biri 14 milyon Avro vermiş.
Bunun yanında bir çok Avrupa takımı da Yusuf’u istiyor diye gazeteler sırf haber olsun diye menajerlerin söylemlerini hemen yazıp çiziyorlar.
Bakın bu menajerlerin kızıştırmalarını ben çok iyi bilirim. Bizzat bire bir yaşadım bu olayları.
Ben Yusuf’a üzülüyorum. Bu tür haberlerden etkilenir ve daha zirveye çıkamadan tepe taklak düşer. Onun için bu tür haberlere kulak asmadan yoluna devam et Yusuf’um. Yoksa sonun hüsran olur.
Sen takıma yeni katılan ağabeylerinden etkilenme, olduğun gibi ol ki geleceğin parlak olsun.
Ben bir eski futbolcu olarak siz genç yetenekli evlatlarımıza olumlu nasihatlarda bulunup sizlerin kendinize daha çok çekidüzen vermeniz açısından faydalı olur düşüncesindeyim. Sakın menajerlerin gazetecilere söylediklerine inanmayın sizi seviyor gibi görünüp bir an önce harcanmanıza yol açmış olurlar.
 
BOY MOY YOK
 
Bir de saf tertemiz bir Trabzon çocuğu olan A.Kadir’e sesleniyorum. Her halde arkadaşların boyunla ilgili şakalar yapıyor seninle, sen de çok genç olduğun için buna takılıyorsun.
 
Sakın böyle gereksiz ve saçma sapan konulara kulak asma. Senin oynadığın mevkii itibariyle boy hiç önemli değil. Sadece senin kuvvetlenmeye ihtiyacın var.
 
Allah sana mükemmel meziyetler vermiş, sen de bu meziyetlerini iyi ve yerinde kullanmaya çalış. Takımın menfaati doğrultusunda büyüğün de olsa ikaz edeceksin. Bak ne diyorum takımının menfaati için, yoksa büyüklerine her konuda saygı ve sevgini göstereceksin.
 
Şımarmadan yoluna devam et, yolun açık. Bunu bir eski efsane amcan olarak gönülden inanarak söylüyorum.
 
Sizler iyi niyetle oynadığınız zaman ben hep sizlerin arkasındayım, bunu böyle bilin güzel evlatlarım.
 
BU NASIL ABİLİK?
 
Olcay’a bir sitemim var. Geldiğin zaman 7-8 maçın hepsinde harika oynadın, taraftarı da kendine bağladın. Ama her ne hikmetse ondan sonra seni sahada olumlu bir iş yaparken göremedik. Ayrıca şunu da söylemek zorundayım. Sana iki nefis asist yapan A.Kadir’e sarılma bile sarılmadın. Burak ve diğer oyuncularımız senin yerine O’na sarılıp şükranlarını iletmiş oldular. Bu genç çocuğa siz ustalar bu konularda yardımcı olup O’nu onure etmelisiniz. Sen bir abi gibi davran, o zaman daha çok büyürsün. Bu nasıl ağabeylik.
 
HESAP TUTMADI!
 
Trabzonspor ne hallere düşecek göreceksiniz. Sayın Başkan’ın niyeti meğer nelermiş,
Birincisi; Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nin havaalanı olarak kamulaştırılmasından gelecek para, ikincisi; Kartal’daki tesislerin devredilip buradan gelecek parayla kulübü yönetmek.
Bakıyoruz bunlara izin çıkmadı.
 
Peki şimdi ne diyecek derken faizleri bahane etti.
 
Sayın Usta, bu faizleri sizgin gibi bir iş adamı nasıl olur da atlar? Anlayamadım doğrusu.
Bakın sevgili Trabzonsporlular bunların yeni aldığı banka kredilerini bile belki de eski başkanlar aldı diye insanlara lanse etmeye çalışacak.
 
Şimdi anlaşılan şu ki eski ve yeni borçlarla beraber Trabzonspor’un borcu 900 milyonu geçiyor. Bu da kulübümüzün batışı demektir.
 
Gelecek yıl faiz ve oyuncu ödemeleriyle bu rakam gelirler çıktıktan sonra tahminen 1 Milyar 150 Milyon TL’yi bulacak. Trabzonspor’u bu borçlar yüzünden kimse almaz.
 
Sayın Başkan’ın tek bir şansı var o da Katarlı bir şeyhin Trabzonspor’u almasıdır. Başka kurtuluş yok. Sayın Usta sınıfta kaldı. O’nun arkasından gidenler acaba utanmayacak mı?
 
BÜYÜK SINAV‘MIŞ’?
 
Sevgili başkanımız diyor ki; ‘çok iyi oynadığımız maçları bile hatalarımızdan dolayı kaybediyoruz.’ Sevgili başkan, ben bu sezon çok iyi oynadığımız maç göremedim, eğer seyreden varsa bir zahmet bana da söylesin.
 
Haa hatalarımızdan dolayı kaybettiğimiz de doğrudur. Peki sevgili başkan bu hataların kimin tarafından yapıldığını, ne olduğunu niye camiaya net bir şekilde açıklamıyorsunuz da lafı sağa sola çevirerek söylüyorsunuz.
 
Ben sizin yerinize söyleyeyim. Kaybedilen puanların tümü Ersun Yanal’ın hatalı oyuncu seçimlerinden, yanlış oyuncu değiştirmesinden kaynaklandığı net bir gerçektir.
Sevgili başkan, benim gibi futboldan anlayanları kandıramazsınız.
Ben oynadığımız futboldan zevk alamıyorum. Çok insan da benim gibi düşünüyor.
 
Bir derbide iyi netice alındığında her şeyin bittiğini ortalığın toz pembe olduğunu zannetmeyelim. İnşallah iyi oluruz diye temenni ediyorum ama benim şahsen iyi olacağız gibi bir düşüncem yok. Neden mi? Ersun Yanal’ın yaptığı yanlışlar bize O’na olan güveni yok etmiştir.
 
Başkanımız Beşiktaş maçından önce “Büyük sınav” diye demeç veriyor. Trabzonspor büyük kulüptür. O’nun oynadığı  tüm maçları da büyük sınavdır.
 
Sevgili başkan sizin büyük sınav diye söyleminiz Ersun Yanal içindir.
Bu sonuç bir müddet daha kalmasını sağlayacaktır, hepsi bu kadar.