Trabzonspor için Fenerbahçe maçları, takımların durumu ne olursa olsun diğer maçlardan ayrı olarak büyük bir öneme sahiptir. Özellikle şike sürecinden sonra, bu iki takımın rekabeti daha da ileriye taşınmıştır. Dolayısı ile bu iki takımın maçlarını bu pencereden değerlendirmek sanırım doğru olur.

Ligin ilk yarısındaki maçta hem oyun olarak hem skor olarak Trabzonspor’un bariz üstünlüğü vardı ve maçı galibiyetle tamamlamıştı.

Bu hafta oynanan ligin ikinci yarısına ait maçta takımın ilk 26 dakikalık bölümünde ortaya koyduğu oyun, beklentilerimizi karşılar nitelikte idi. Bu yıl bizim bu takımdan beklentimiz şampiyonluk değil, işte böylesine karakterli bir futboldur. İlk 26 dakikalık bölümde oyun olarak üstün olduğumuz gibi skor olarak ta üstünlük elde etmiş, rakibin gardını düşürmüş ve tüm şartların lehimize çevirmiştik. Tam Fenerbahçe tribünlerinden takımları ile ilgili yoğun eleştirilerin başlayacağı bir anda, garip bir şekilde skorun üzerine yatma gibi bir gaflete düşerek “Bu Tarz Oyun Trabzonspor’a göre Değildir”  rakibin oyuna hükmetmesine neden olduk.

Ünal Karaman zor bir süreçten geçen kulüpte görev alarak, mecburiyetten de olsa bu takıma altyapı patentli 5 oyuncu kazandırmıştır. Bu asla inkar edilemez bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Ama Ünal Karaman, özelikle Fenerbahçe maçında yaptığı ve yapmadığı oyuncu değişiklikleri ile maçın kaderine direk etki etmiştir.

Fenerbahçe Nwakaeme’ye önlem alarak hem oyun kurmasını engelledi hem de pas bağlantılarını kesti. Her pozisyonda iki kişi basarak etkinliğini azalttı ve oyundan düşmesine neden oldu. İlk yarı oyunda kalmasını anlayabiliriz ama ikinci yarı oyundan alınması çok daha doğru olurdu. Yusuf ve Abduş oyundan alınmamalıydı. Ünal Karaman, sahanın en etkili bu iki oyuncusunu dışarı alarak Fenerbahçe’nin etkinliğini artırmasına sebep oldu. Rakibindefansbloğunun tamamı sarı kart görmüşken, hızlı ve etkili oyuncuları bunların üzerine oynatarak sahada daha da eksilmesini sağlayabilirdi. Ünal Karaman bu maçta yaptıkları ile oyunu okuma becerisinin yetersiz olduğu söylemlerine sebep olmuştur.Son saniyede gelen gölle ilgili, uzun oyuncularımız barajda olmamalıydı diye bir açıklama yapan Ünal Karaman’a doğal olarak sormak isteriz. Siz kenarda değilmiydiniz?, Neden müdahale etmediniz?

Sonuç olarak, hiç olmadığı kadar rahat çıktığımız ve rakibin düşme endişesine bağlı olarak baskı altında olduğu bir maçtan, kendi hatalarımızla berabere ayrılarak, Fenerbahçe gibi 2011 kupamızı müzesinde saklayan bir takıma kimsenin yapmadığı iyiliği yaparak belki de düşmesini engellemiş olduk. 22 yıllık bir geleneği de 23 yıla taşıyarak rekoru egale ettik.  Hocalardan ve oyunculardan bu maçı tekrar tekrar izlemelerini diliyorum. Çünkü bu maç ilerki yıllarda kurgulanacak oyun planları için önemli bir referans olacaktır.