Onur-Burak kadro dışı bırakıldıktan sonra, takım içeresinde 5 tane yenilik gerçekleştirildiğini gördük. 1-Sosa kaptan oldu, 2-Onur’un yerine Uğurcan oynatıldı ki doğrusu buydu. 3-Yusuf ve Abdülkadir’in ayaklarındaki prangalar kırılmış (anladınız siz).4-Hüseyin Türkmen savunmaya yerleştirilmiş (sahadaki 4. Trabzonluydu). 5-Burak’ın yerine Rodellega artık tek forvet olmuş. Onur ve Burak’a da böylece ince ve çok anlamlı mesajlar verilmiş oldu. Sizsiz de bu takım oynayabiliyormuş… Doğal olarak Trabzonspor’un bu yenilenmiş kimliği sahaya kesinlikle olumlu yansıdı ve dalga dalga gelen bir fırtına izledik diyebiliriz. Maçı çok farklı da kazanabilirlerdi.
 
Özellikle Yusuf Yazıcı’dan bahsetmek istiyorum. Müthiş oynadı. İlk yarıda attığı 5 tane harika şutlar vardı ki füze gibiydi, fakat kaleci Harun’un hep gözetimindeydi. Abdülkadir’e gelince pire gibiydi, her topa müdahale etti. Yeniden Messivari özelliklerine dönmüş olması sevindiriciydi. Orta sahada Sosa takımı yönlendirdi, attığı milimetrik paslar Fenerbahçe’yi hep tehdit etti. Onazi durgundu, korkutan bir sakatlıktan çıktığı için etkilenmişti ve temkinli oynamasını ben normal karşılıyorum. Defansa gelince, Hüseyin Türkmen’e bravo… Kritik müdahaleler yaptı. Kaleci Uğurcan ile uyumluydu. Nwkaeme’den bahsedelim. Sol kanattan çok güzel bindirmeler yaptı ve bir de gol kaçırdı. Özetlediğimiz de Trabzonspor’da ilk yarıda sadece gol eksikti. Rodellega o penaltıyı kaçırmamalıydı. Penaltı kaçar olabilir ama ayağınıza kadar gelen kısmeti de kaçırmamak gerekiyordu. Benim bu konuda uyarım şudur. Ünal Karaman hoca bundan sonra Sosa’ya penaltıları attırsın.
 
Fenerbahçe’ye gelince, inanın çok kötü bir takım. Hep diyorum formalarını çıkartsınlar kesin küme düşerler. Defansta oyunu kabul etmeleri bu maçta fark yemeyelim düşüncesindendir. Bunu hepimiz net bir şekilde gördük. Neyse, Trabzonspor taraftarlarına gelince on numaraydılar. Görseller mükemmeldi. 2010-2011’e yaptıkları seviyeli gönderme çok ince bir sanattı. Neyse ikinci yarıya Trabzonspor inanılmaz istekli ve arzulu başladı. Kaçırdıkları gollerin haddi hesabı yoktu. 50’inci dakika da öyle bir güzel organizasyon sonucunda gol oldu ki anlatmadan geçemeyiz. Yusuf’un süper pasında Pereria kesti ve Novak’da şık bir kafa golüyle takımını öne geçirdiğinde Trabzonsporlular tam coştu. İnanın azıcık düzgün vuruşlar yapabilselerdi bordo-mavililer karşılaşmayı 7-0 kazanabilirdi. Bu kadar gol kaçmaz…
 
Ali Koç hep gelsin…
 
Asıl diyeceğimiz konuya gelelim, Trabzonspor yönetimi Ali Koç’a teşekkür etmeli! Trabzon-Fenerbahçe maçının havasını öyle bir yumuşattı ki belki de bu ilk kez Trabzonspor’un işine yaradı. Birde espri yapalım. Ali Koç Trabzon’a hep gelsin, böyle iyi oluyor!. Neyse, Daha önceki yazılarımızda Trabzonspor ilk kez kulüp olma yolunda adımlar attığını yazmıştık. Görüyorsunuz dimi Onur ve Burak’ı cesaretli bir kararla kadro dışı bıraktığınızda takım oyuncuları ekstra sorumluluk alıyorlar ve ölümüne oynamak zorunda kalıyorlar. NOKTA.
 
Sosa’nın golüne şapka çıkartılır…
 
Son sözümüzü Ünal Karaman’a söyleyelim. Galatasaray’ı yendi, şimdi de yıllardır sonra yenemedikleri Fenerbahçe’yi mağlup etme başarısını gösterdi. Tebrik ediyoruz, kutluyoruz. Ünal hocaya bundan sonra daha farklı bir gözle bakılacaktır. Çünkü bunu haketmeye başladı. Bir de bu anlamlı galibiyet Ahmet Ağaoğlu’nun yaklaşan kongre öncesielini iyice güçlendirmiştir.
Not: Kaptan Sosa’nın attığı gole sadece şapka çıkartılırrrrrrrrr…
Unutmadan şunu da söyleyelim.  Normalde 7-0 bitmesi gereken maç 2-1 bitti.
Bu da demek oluyor ki futbola asla dalga çekmeyeceksiniz….