Geçen yıl şampiyonluğu son maçlarda rakibi Galatasaray’a kaptırmış, uzun zamandır ofansif ve defansif olarak dengeli futbol oynamayı başarabilmiş nadir ekiplerden biri Başakşehir F.k.
 
Yaşlanan kadrosunu nokta atışı rötuşlar ile gücünü kaybetmeden gençleştirmiş, hem Uefa Avrupa ligi'nde hem de Türkiye süper liginde hedefine emin adımlarla ilerleyen bir ekip.
 
Rakipte hal böyle iken Fırtına’da işler hiçte istendiği gibi gitmiyor. Sakatlıklarla zaten başı dertte olan ekibimizde, bir de  maç öncesi Abdulkadir parmak - Obi Mikel  ikilisinin sakatlar kervanına katılması deyim yerindeyse camiada soğuk duş etkisi yarattı.
 
İki takımda aslında kadro yapısı itibariyle birbirine oldukça fazla benziyor. iki ekipte Hucumda üretken ve güçlü ( Bir tarafta Sturridge- Sörloth- N’wakaeme üçlüsü ve arkalarında SOSA diğer tarafta Edin VİSCA, Crivelli, Elia ve arkalarında İrfan Can KAHVECİ ) iki ekibinde geri dönüşleri sıkıntılı, defansif yönü zayıf...
 
Kağıt üzerinde Başakşehir bir nebze daha favori gözüksede her sonuca açık bir maç..
 
Velhasıl maç önü teknik analizimi ve tespitlerimi yapıp trübünde yerimi aldım. Tribünde dediysem yanlış anlaşılmasın 12 saniyede biten biletlerde bulamayıp Federasyonda ki dostlarımız sayesinde Başakşehir tribüne ancak girebildik..
 
Maça bekledigim şekilde ev sahibi ekip baskılı başladı. Önce  İrfan Can Kahveci'nin kaleci ile karşı karşıya şutunu Uğurcan ayakları ile çıkardı  (Dk.20) sonra da Crivelli'nin yakın mesafeden sütunda top üst direkten auta gitti (Dk.27).
Bu dakikadan sonra ev sahibi durdu Fırtına sahne aldı.
 
Önce N'wakaeme'nın uzak köşeye sık şutunu güzel bir refleksle çıkaran Mert Günok daha soğumadan tam bir karamböle dönen pozisyonda Trabzonspor forvetlerine gol izni vermedi.
İkinci yarı ilk yarıya nazaran daha hareketli başladı. Orta alanların daha hızlı geçildiği bu sürede önce Trabzonspor (Dk.61) sonra Başakşehir (Dk.65) penaltıdan karşılıklı birer gol buldular. Futbolcu havuzunun darlığı ve yorgunluk her geçen dakika kendini hissettirmeye başladı. Yorgunluğa bir de yüksek top zaafiyeti eklenince (dk78) de skortel'in ayagindan ev sahibi ekip bir gol daha buldu ve skoru 2-1'e getirdi.
 
Dakikalar 90'ı gösterirken  Kuzeyin kralı son sözünü söyledi ve takımına gitti denilen maçta bir puan kazandırdı.