Bursa maçına ilk yarıdaki takıma yapılan dört transferin de ilk on birde yer aldığı bir kadro ile çıktık. Bursa’nın da ligin güçlü takımlardan biri olduğu dikkate alındığında alınan galibiyet elbette küçümsenemez. Hele hele ilk yarı oynadığımız futbol aklımıza geldiğinde bu galibiyetin önemi bir o kadar daha önem kazanıyor. Gerçi ilk yarının ilk maçında da galip gelerek sezona başlamıştık, ancak arkası gelmemişti. Bu kez yapılan transferlerin takıma yaptıkları katkı bakımından ilk yarı gibi olmayacağı intibasını kuvvetlendiriyor. Buna 45 dakika on kişi kalmış olmamıza rağmen rakibe bir pozisyonun dışında pozisyon vermeyip ilk devre skorunu sonuca taşımış olmamızı da katarsak daha da bir umutlu olabiliyoruz.
      
Sevgili okurlar sezon başı itibari ile yapılan transferlerin sayısı onu geçti. Hala yapılması düşünülen transferler de var. Bu anlamda önceki yöneticilere yapılan eleştiriler havada kaldı. Sebepse hocaya rağmen doğru transfer yapmayı bir türlü becerememiş olmamızdır. Öyle ki bu yanlışın faturası sadece ekonomi ile sınırlı kalmıyor. Daha da önemlisi Yusuf örneğinde yaşadığımız gibi kazanmamız gereken futbolcuları kaybetme riski ile de karşı karşıya kalıyoruz. Bu kez iyi ki yanlış transfer yaptılar Yusuf’u kazandık der durumundayız. Trabzonspor olarak deneme yanılma yönteminden kurtularak doğru transfer yapmayı başaramaz isek 50 değil 60 yılda bile şampiyonluk hayalden öteye geçmeyecektir.
      
Sevgili okurlar gelinen noktada matematiksel hesabı bir yana koyarsak bundan sonra kalan sezonu (kurulan takımı da dikkate alarak) gençlere daha çok fırsat vererek onları kazanmak için geçirmekte büyük yarar görürüm. Bu da umut veren başlangıcın devamı anlamına gelir ki bu aşamada takıma yapılabilecek en büyük katkı bu olur.
        
Yeni yapılan transferler ile ilgili kısaca görüşlerimi paylaşarak yazıyı sonlandırayım. Sevgili okurlar hatırlarsanız birçok yazımda ligin en kötü futbolunu oynayan takımı olduğumuzu yazmıştım. Öyle ki oynadığımız futbol ile ikinci ve de üçüncü liglerdeki takımlara bile gücümüz yetmiyordu. Özellikle gol yollarında ki beceriksizliğimiz yüzünden devre biterken herkesin ortak kanaati bu takıma golcü transferinin şart olduğu yönünde idi. Kaldı ki o görüş hala önemini koruyor. Ne var ki transfere bizimkiler önceliği sağ sol bek, ön libero ve sağ kenara verdiler. Yanlışlık mı yaptılar, kesinlikle hayır. Zira alınan futbolcular oynayanlardan daha iyi olmaları transferi haklı kılması açısından yeterli sebeptir. Şu anda yaşadığımız tam da budur. Bu durumun acı bir sonucu da yıllardır yapılan harcamalar ve de alınan onlarca futbolcunun bir ikisi dışında bu takımın formasına layık olmadıklarının ortaya çıkmış olmasıdır. Bu anlamda hangi mevkie bir gömlek üstün futbolcu alırsan al bu takım ona yok demesi mümkün değildir. İyi haftalar
 
ÖZEL NOT: Sevgili okurlar Olcay dışında ki yeni transferleri daha iyi tanımak için uyum süresi için gerekli zamanı tanıyıp öyle değerlendirmek gerekir. İlk intibaları müspet olsa da o süreyi beklemekte yarar var.