Oyunun kuralları o kadar basit ki, top sende iken oyunu açacaksın, top rakipte iken alan daraltacaksın. Bireysel anlamda, topu ayağına alan oyuncu rakibin daralttığı alana gitme yerine, en uygun pozisyondaki arkadaşına pas olarak kullanacak. Bunu yaparken pas verebileceği en az iki alternatifi olmalı. Bu basit kuralları işletmek, hem oyunu güzelleştirir, hem de seyir zevki verir.

Alanya maçında Trabzonspor’u temsil eden oyuncular bu kuralları hiçe sayarak oynadılar. Ayağına topu alan her oyuncu, arkadaşına pas verme yerine kendine oynamayı tercih etti. Bunda, takım arkadaşlarının boş alanlara koşu yaparak top istememesi de etkili tabi. Bu hastalığa bir çare bulunmalı, takım halinde hareket etmeyi, yardımlaşmayı, dikine oynamayı bu oyunculara birinin anlatması lazım.

Unal hocanın oyuncu tercihleri bence bu tarz oyunda etkili oluyor. Antrenmanlarda neler yaşanıyor bilmiyoruz ama maçta yaşananlara milyonlarla birlikte tanıklık ediyoruz. Oynamayan, koşmayan, yardımlaşmayan, takıma katkı sağlamayan oyuncuda ısrar edersen, oyuncunun tavrı da bu olur. Bu, aynı zamanda kenarda bekleyenleri de etkiler.

Futbola kontrollü oyun diye bir anlayış getirildi. Bu anlayış oyun kalitesini düşürmenin yanında, sıkıcılığı da artırıyor. Dikine oynamadan mütemadiyen defansta yan top yaparak rakibin yerleşmesini sağlarsan, karşı kaleye gidip gol bulman imkansız hale gelir. Bu basit oyun, takım halinde hareket edilirse başarıya dönüşüyor. Topu alacaksın, ikili mücadeleye girmeden en uygun pozisyondaki arkadaşına aktaracaksın ve bulduğun boş alana koşu yapacaksın, bu kadar basit.
Maçtan sonra, birkaç gün sosyal medyayı inceledim. İnanılır gibi değil. Bu taraftar profili nasıl oluştu bilmiyorum ama iyi değil. Tüm yorumlarda Yusuf Yazıcıya yükleniliyor. Sosa’ya, Kucka’ya ve diğer yabancılara tek kelam yok. Tribünlerde alt yapıdan gelen oyunculara karşı hunharca bir linç var, bunlar bizim çucuklarımız, bu çocuklara sahip çıkmalıyız. Futbolun ilk basamağına basmış olan bu çocuklara bu kadar yüklenilirken, futbolun sonuna gelmiş tecrübeli dediğimiz ama hiçbir faydasını göremediğimiz oyunculara karşı bu kadar hoş görülü olmayı içime sindiremiyorum.
 

Editör: TE Bilisim