Olimpiyat stadyumunun normal şartlarda soğuğa karşı ne denli korunaksız olduğunu her kes bilir. Buna bir de mevsim olarak kışın en soğuk günlerinden birini de ilave edersek orada ki koşulları anlamamız açısından yeterli fikir verir diye düşünüyorum. Koşuların böyle olmasını hiçe sayan taraftarlar takımını desteklemek için olimpiyat stadyumuna koştular. Üç gün öncesi bu kez kupa niyetine Kasımpaşa stadyumunda idiler. Bu iki kritik maçta takımları adına sahada ne gördüler? Kupa maçının 70 dakikasında ancak rakip kaleye atılabilen bir şut 88’de güçlükle atılan beraberlik golü ve penaltılarla geçilen tur. Belediye maçının ilk devresi yüzde 64 oranında top sizde bir tane ne organize atağınız var ne de bir pozisyonunuz. Kaleciden dönen topla öne geçmişiz. İkinci yarı rakibin on bir futbolcusunun özelliklerini toplayıp bir futbolcu edilse transfer etmeyeceğimiz o takımdan Yavuz Selim’de hiçbir takımın yemeyeceği iki gol yiyerek kendinizi rezil ederken o taraftara da de çok yazık ettiniz. Formanın ağırlığını bilen yok Belediye maçında bir kez daha görüldüğü gibi sporcuların giydiği formaların ne anlam ifade ettiğini onlara anlatan olmamış. Belediyeli futbolcular mütevazı şartlarına rağmen Trabzonspor’dan puan alabilmek için her şeylerini ortaya koyarken Giray dışında yüreğini sahaya koyan ikinci bir futbolcumuz yok. Belli ki 1461’in GS elemesinden dahi ders alan olmamış. Sezon başından beri benzer koşullarda kaybedilmiş bu kaçıncı maç? Şenol hoca da maçlarda yaptığı doğru tespitlerle işi götüreceğini sanıyor. Formanın anlamını da anlatması gereken diğer eksikleri de gidermesi gerekenin kendisi olduğunu unutarak. Sayın Güneş takımının oynadığı futbol taraftarın belini büküyor. Radikal önlemler alamazsan (çok da umutlu değilim) bil ki sonunda kariyerinden çok şey kaybetmiş olacaksın. Santrforun yok Barcelona’ya özenme Santrforsuz o futbolu oynayabilen Dünya’da Barcelona’dan başka bir takım var oda yine Barcelona’dır. Çünkü o futbolu oynayabilmenin ilk koşulu teknik beceri ve yetenektir. Sen o futbolu bu yetenek fukaraları ile oynamaya çalışırsan 90 dakikada bir defa kaleyi ya görürsün ya da görmezsin. Bizim koşullarımızda küçük bir beyin cimlastiği yapalım. Oynadığımız son iki maçta yanı Kasımpaşa ve Belediyenin santrforları bizde olsa maçların kaderleri ne olurdu? Düşünün ligimizde hemen hemen santrforu olmayan tek takımız. Bizi bu duruma düşürenler utanmalıdır. Yorgunluk nedeni Şenol hoca Eğer yenilgiye yorgunluk sebep diyecekseniz neden Şenol hocadır çünkü: Sezon başından beri peş peşe aynı on birle maç oynamayan Şenol hoca bu maçta oynayacağı tuttu. Hazır kupadan da tur atlamış iken sık sık oynayacağımız maç gerekçemizde varken hocamız Colman sakat olduğu için yok geri kalan Kasımpaşa maçının aynı kadrosu ile sahaya çıktık. Tam rotasyon uygulayacağımız maç olmasına rağmen. Bana göre Federasyonun maçı ileri bir saate almamış olması ve diğerleri dahil hiç biri yenilginin mazereti olamaz. Üç gün ara ile maç oynayan bir profesyonel bu hale nasıl düşer? Yasin sahada ne iş yapar, Olcan kaybettiği topların peşinden bakarsa Şenol hoca gözden çıkarılanları üç beş kuruş için takıma koyup umutları onlara bağlarsa olacak olan budur. Yukarda da yazdım Giray’ın dışında para hariç bu formayı niye giydiklerini bilen varsa beri gelsin. İşte kısaca takımımızın özeti bu. Devre arası geliyor. Herkes aklını başına toplasın. Kimsenin böyle bir takımla (ki rakiplere hep ilkleri yaşattı) taraftara zulmetmeye hakkı yoktur.
Editör: TE Bilisim