Biz henüz ortaokulda okumaktayken o, Trabzon Lisesinde okuyor ve okul  bandosunda çalıyor ve bando  ile birlikte  mahalleye girişini hatırlıyorum.
O adeta idolümüzdü.
Ayrıca, biz çocuklara karşı sevecen ve koruyucuydu.
Ve cesur bir adamdı. 
Kendini iyi ifade eder, sahip olduğu değerleri ölümü pahsına savunurdu.
Ama daha çok çatışmayı değil, uzlaşmayı yeğlerdi.
İşte benim penceremden özetle Ersin Kalfa  bu. Ama şimdi asıl Ersin Kalfa’yı kendisinden aktaralım.
 *
Ersin Kalfa Kimdir bize anlatır mısın?  Dedik.
İşte aldığımız cevaplar:
*
“Takım antrenörü ve milli dalgıç.
Türkiye Sualtı Federasyonunun yetkili 3 yıldızlı yönetmeni.
Rehber Balıkadam ve Altın Cankurtaran Eğitmeni.
Ayrıca,
Alman DLGR Federasyonunun Altın Eğitmeni.
PADI Dalış Federasyonu Uluslararası Elektro Şok Kalp Masajı Eğitmeni.”
Ayrıca 17 dalda Uluslararası Uzman Eğitmeni. 
*
Daha fazlası vardı aslında ama, “Bu kadarı yeter” diyerek Ersin Kalfa Hocamızı başka sorular sorarak susturduk.
*
Ersin  Kalfa, zıpkınla ilk 1966 yılında tanışır.
Ancak dersleri aksar korkusuyla Annesi merhum Aliye Hanım buna  izin vermez.
Aradan 3 yıl geçmiştir.
*
Ersin Kalfa  yine ailesinden gizlice;
“Zıpkın, maske, palet, sinorkel aldım.
Amatörce Moloz ve Trabzon limanında balık vurmaya başladım.
Ancak vurduğum balıkları maalesef annemden korkuma eve getiremiyordum.
Haliyle eşe dosta dağıtıyordum.
Malzemelerimi de odunluğa gizliyordum.
*
1970 Yılında askere gittim.
1972 yılında askerden döndüğümde gördüm ki, annem tüm malzemelerimi sakladığım odunlukta bulmuş ve yok etmişti.
*
1973 Yılında şimdiki adı İŞKUR’ DA işe başladım.
Almanya’da olan kayınımdan dalış malzemeleri istedim.
Bu malzemelerden sonra tekrar dalış sporuna devam ettim.
Devam ettim ama, bana bu mesleği en iyi şekilde öğretecek bu işin erbabı lazımdı.
Zira dalgıç o yıllarda bizim için adeta astronot gibiydi.
Onun da İstanbul Topkapı’da buldum.
Bu Taylan Uygur isimli üstadınTercüman Gazetesinde çalıştığını öğrendim.
Arkadaşım Rasim Çizmeci’yle çalıştığı Tercüman Gazetesi’ne gittik.
*
Hayranı olduğumuz Rauf Tamer’i,
Oktay Ekşi’yi,
İslam Çupi’yi ve daha niye yazarları ilk defa orada görmüştük.
Taylan Bey ile anında kaynaşmıştık.
Bana hemen orada, Sualtı Sporları federasyonunu kuracağını, yönetmeliğini hazırladığını, bürokratik engeller için şimdilik beklemekte olduğunu söyler.
Ardından da Trabzon’da Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Spor Kulüplerine Su Altı Sporları branşının açılması için katkı vermemi tembihlemişti.
Bunun üzerine Trabzonspor Kulübünde Sualtı Sporlarını kurduk.
Akabinde Trabzon Gençler birliği , PTT Spor, Yalı Spor Gülbahar Spor , Yüzme İhtisas Spor Kulübü ve Profesyonel Su altı Sporları Kulüplerinin de sualtı branşlarını kurarak müsabakalara katıldık.
Ardından çıvar illerde de bu sporun yaygınlaşmasını sağladık. 
*
Bu arada 1980 Yılında Sualtı Federasyonu resmen kurulmuş oldu.
Bu güne kadar binlerce vakaya gittik.
Mesela Ulusoy faciası.
Mesela Beşikdüzü’nde yaşanan deniz faciasında görev aldım. 
Bizde anı çok.
Bir gün Muş’un Bulanık ilçesinden bir vatandaş, çocuğunun boğulduğunu ve onu bulmamı istedi. Mevsim kış kar yağıyor.
Torul’un Kürtün Deresinde vatandaşların telaşla koştuklarını gördüm.
Harşıt coşkun akıyordu. O nehri andıran derede bir karaltı batıp çıkıyordu.
Elbiselerimde siyah çarşaflı kadını o azametli akan sudan kurtardım.
Kadın ölmemişti. Çenesi kilitlenmişti. Çenesini açtım. Soluk almasını sağladım ve ailesine teslim ederek Muş’a doğru yola devam ettik.
*
1989 Yılında ilk dalış kurslarını dershane ortamında vermeye başladım. *
28 yıl geçti aradan. Bu güne kadar binlerce öğrencim oldu.
*
Gençlere tavsiyem 15 Yaşından gün alan Bay/bayan herkes su altını tanıyıp aletli dalış yapabilirler. Yani tüplü dalış yapabilirler. 19 Yaşında ve sonrasında ise,Can kurtarma belgesi almaya hak kazanabilirler.
*
Özetlersek, spor hayatım boyunca 40 çıvarında madalya aldım.Spor için çok harcadım.
Dalış derslerinden bir miktar gelirim olmuştur.
Trabzon olarak Kursiyer sayımız ve gerekse gelir oranımız batı illerimize göre oldukça düşüktür.
*
Sportif olarak, dalgıçlar mutlu insanlardır. özgüvenleri yüksektir.
İnsancıldırlar, sevgi doludurlar. 
En önemlisi ise, Sağlıklıdırlar.
Çünkü hasta balık olmaz.
Su altı sporları genç bırakır.
Sevilir diri tutar.
Ayrıca tatlı bir maceradır.
Benim tüm ailem su altı sporlarıyla alakalıdır.
Ben, oğlum, hatta eniştem bile bu sporun müdavimlerindendir. “
*
Teşekkürler Ersin Kalfa.