Yer Batman Hasankeyf.
Dile kolay tam 12 000 yıllık tarih!
Kim bilir neler neler geçirmiş bir yerleşim yeri?
Üzerinden baraj geçecek dediler.
Amenna dedik.
Baraj için bazısı “terör örgütünün geçiş noktasını engelleyecek” , bazısı da “su gerekliydi ondan” dedi.
Anlayacağınız herkes bir şey dedi...
610 yıllık Er-Rızık Caminin yeni yerine taşınması sırasında, iş makinelerinin tarihi çarşıyı  ve sokakları yerle bir etmesi hüzün doluydu.
Sonuçta bir barajın ömrü hadi bilemediniz 100 yıl olsun...
Ver suyu... Ört şehrin üstünü suyla.
Ama hayır!
Sanki -bizden kalıntı- kafasıyla, büyük bir duyarsızlıkla Arkeolojik değerlerimizi talan ettik!

Yer Gümüşhane.
Son buzul çağından kalma bir göl!
Milyonlarca yıldır yerinde öylece usul usul duran bir göl.
“Gölün suyunu  boşalttılar!” deseler asla inanmayacağınız türden bir facia!
Orda da aynı iş makineleri! Orda da aynı duyarsızlık!
“ Define arama” için müsaade veren Gümüşhane Valiliği ile el ele veren defineciler gölü çöle çevirerek korkunç bir manzara geride bıraktılar!
Ne üzücüdür ki, hiç umursamadan doğa ile birlikte tarihimizi de talan ettik!
 
Çocuğuna bez alacak parası yok. Ailesi köyden para yollayarak yardım etmese hali perişan!
Ama Sosyal Medya’da ki görüntüsü trilyoner!
Ve bu örnek gibi yüzbinlercesi daha var.
Herkes tamahsızlığın peşinde!
Onda varsa bende de olsun!
O alıyorsa bende almalıyım!
Benim de olmalı! Mutlaka olmalı!
Ne yazık ki bu yarışa dahil olmak için sorgusuz sualsizce kredi alıyor insanlar. O krediyi aldıklarında da bütün ihtiyaçlarını gidereceklerini,  zengin olduklarını sanıyorlar! Sanki geri ödenmeyecek gibi davranıyorlar.
Sonrası malum...
Çöküş!
Maalesef toplum olarak aza kanaati yitirdik!
Şartlar ne olursa olsun, kendi psikolojik açmazlarından dolayı gerekçeler sunarak babalar çocuklarını, eşlerini siyanür kullanmak suretiyle topluca katletmeye başladılar.
Biz böyle değildik!
 
Artık merhameti de talan ettik!

Yer Ordu

Belediye çalışanı tarafından bir köşeye sıkıştırılan sokak köpeğinin kafasına canice hislerle defalarca kürekle vuruluyor!
Yer Terme.
Yine belediye çalışanı tarafından bir sokak köpeği kıskıvrak yakalanıyor ve kulaklarından asılarak tutuluyor. Can’ın acıdan çıkardığı sesler kulaklarımda hala!
Yer şehirler arası bir yol.
Köpeğin arka ayakları kırılmak suretiyle bir yere kapatılıyor.
Ve köpekcik aylarca orada çalışanların tecavüzüne uğruyor!
Yer İstanbul.
Minicik bir kedi.
Tecavüz edilerek kanlar içinde bir parka bırakılıyor!
Hepi topu sokaklarda yaşamaya anca 5-6 yıl dayanabilen bu canlara yapılan zulümlere bakın!
 
Ne berbattır ki,  vicdanlarımızı da talan ettik!
 
Yıllardır bıkmadan usanmadan yazıyorum!
Büyük şehirlerde yaşayanlar küçük yerlerde yaşayanlara nispeten, ekonomik nedenlerden , sosyolojik ve çevresel faktörlerden ötürü ciddi travmalar yaşamaktalar.
Şehirde yaşayanların büyük çoğunluğu huzursuz.
Ve huzur, bana göre yaşamın ana damarı! Şu an, o damar kesilmiş durumda.
 
Siyasilerin oy birliğini bozmama uğruna, birbirleriyle olan kindar üslupları (yan yana gelince hepsi can ciğer kuzu sarması o ayrı tabii), terör-savaş-kaos üçgeni,  Atatürk ve Din üzerinden yapılan söylemlerle kitlesini korumaya çalışan partiler-cemaatler, ekonomide gerçek sorunları görmezden gelen siyasilerin tutumları, kadınlar üzerinden yürütülen cennet-cehennem propagandaları, başın açıksa Chp’lisin, başın kapalıysa Ak Partilisin, başın kapalı ama iktidara karşıysan Fetö’cüsün şekilciliği, bir yere başkan olduktan sonra sekiz yere de başkan olarak çifter çifter maaş alanlara karşı, haksızlığa uğradıkları düşüncesiyle kişilere duyulan öfke, parayı hazmedemeyerek sergilenen kışkırtıcı ve görgüsüz davranışlar, sevgi noksanlığı, zır cahil olup herseyi bildiğini savunanların hadsiz davranışları, şükürsüzlük, bireylerin birbirlerine olan saygısız tutumları ve daha bir çok sorun...
 
İşin enteresanı, ülkenin şu an en çok psikoloğa ihtiyaç duyduğu bu dönemde, memlekette  başka bir adam kalmamış gibi her kanalı parselleyen üç gazeteci ve henüz hiç bir öngörüsü tutmayan iki strateji uzmanının bitmek bilmeyen masal anlatımlarına  ve gereksiz paylaşımlarla gündemi meşgul edenlere  karşı medyanın taraflı umursamazlığı...
 
Ve biz bu duyarsızlıkla toplum hassasiyetini de talan ettik.
 
İnci’den Not: Bir süredir Psikoloji dersi alan ben, yaşanan intihar olayları sonrasında durumu işin  ehilleri olan psikiyatr ve psikolog olan hocalarıma sordum. “ Hocam ekonomik kriz intihar sebebi midir? Dedim.
 Verdikleri cevap:
“ İnsanlar Afrika’da aç yaşıyorlar. Gün oluyor ağızlarına tek bir lokma koymuyorlar ama oradaki insanlar çok mutlular. Kimse intihar etmiyor. Kimse ailesini de katletmiyor. Kişi kendi psikolojik sorunlarını bu şekilde çözme yoluna gitmiştir. Ebeveynler açlık ve yokluktan çocuklarını katletmez. Vakalar çok yönlü araştırılmalıdır.”