Türk Eğitim Sistemi yeni bir “sil baştan” uygulamasına maruz kaldı. 4 yıl önce “sınav odaklılıktan” kurtulmak için getirilen “TEOG” bugün artık yok. Ne oldu da bu duruma gelindi?
 
Eğitim bir bilimdir ve bilimsel verilere dayalı olarak sürdürülürse daha az hata yapılır. Sistemdeki en küçük değişiklikler, bilimsel mülahazalarla değil, siyasi mülahazalarla hayata geçirilirse, sistemin “yapboza” dönmesi kaçınılmaz hale gelir. Hangi eğitimbilimi verisine dayalı olarak TEOG’ u getirdik? TEOG’ u kaldırırken hangi bilimsel araştırma bulgularına göre hareket ettik?
 
Eğitim bilimleri, eğitim sistemindeki bir değişikliği yapmadan önce bu değişikliğin yerine neyi getireceğimize ilişkin bir planlamayı zorunlu görür. Eğitim sistemi ile ilgili değişikliklerde eğitim bilimcilerin de işe uzak kalmaları, eğitim sisteminin içler acısı durumunu açıklamaya yeter sanırım. Üniversiteler bu değişikliğe ilişkin ne düşünüyor? Eğitim bilimlerinin ünlü akademisyenleri bu konuda ne düşünüyor? Bilmiyoruz…Yoksa kimsenin ne düşündüğüne bakmadan, sadece siyasi amaçlarla mı böyle bir değişikliğe gidiliyor?
 
Bu uygulamalar eğitim sistemimizde o kadar çok yaşandı ki!.. Örneğin bilimsel araştırmalar sonucuna göre Türkiye’de “kredili sistem” uygulamasına geçilmişti. Kısa bir süre sonra da bundan vazgeçilmişti. Oysa kredili sistem bilimsel bir temele dayanıyordu ve şimdiye kadar devam etseydi, sistemde bugün tartıştıklarımızdan birçoğunu tartışıyor olmayacaktık.
 
“TEOG” nerden çıktı? Bu soruyu soranlar, bu uygulamayı hayata geçirenlerdir. “Bizim zamanımızda TEOG mu vardı?” sorusu hiç anlamlı bir soru değil!.. Bizim zamanımızda “akıllı tahta” da yoktu!.. Başörtüsü tartışmalarının bir tarafı buna benzer soruları çok sorardı: “Bizim zamanımızda üniversitede başörtüsü sorunu diye bir şey yoktu.” O zaman yoktu, şimdi var. Olamaz mı? “Bizim zamanımızda” diye başlayan bir soru ilgili hiç kimsenin hoşuna gitmez.
 
TEOG’ u kaldırmadan önce sisteme ilişkin bir çalışma başlatılabilirdi. Türk Eğitim Sistemin en üst düzey karar organı olan Milli Eğitim Şurası, eğitim sisteminin sınav düzeni ile ilgili toplanabilir, bu kuruldan çıkan kararlar doğrultusunda sistemde değişikliğe gidilebilirdi.
 
Şimdi ne olacak? Tamam, TEOG kaldırıldı. İyi de sistem “sınav odaklı” olduğu sürece sınav yapmadan olmaz. Esas sorun sınavın nasıl yapılacağı. Sınav olduktan sonra, öğrencilerimizin uykuları kaçmaya devam edecek demektir.
 
Eğitim sistemindeki değişiklikler, yalnız siyasetçilerin düşünceleri doğrultusunda olmamalı, her işte olduğu gibi eğitimde de bilimin kılavuzluğunda uygulamalar hayata geçirilmelidir. Bilimsel veriler “ortak akıl” olarak toplumun bütün uygulamalarında yol gösterici olursa, sistemde daha az “yapboz” lara tanık oluruz. TEOG’un yerine ne gelecek? Çeşitli alternatifler üzerinde konuşuluyor. Bunlara da bir sonraki yazımızda değinelim…
 
Unutulmamalıdır ki, eğitim sadece siyasilere bırakılacak kadar  kolay bir iş değildir!..