Bu gün Türk Ordusunun Afrin'e girişinin 4. Günü.
HDP'nin arkasındaki küçük bir kitle hariç,
İktidarıyla,
Muhalefetiyle.
Alevi'siyle,
Sünni'siyle,
Süryani'siyle
Gürcü'süyle,
Ve daha nicesiyle bu operasyon destekleniyor....
*
Hatırlarsanız Ülkemin aydınları bir aralar televizyonlarda sık sık,
"Aman Türk Ordusu Suriye'ye girmesin!"
Ortadoğu bataklıktır!
Girmesi kolay,
Çıkması zordur! 
Bizi o bataklığa çekmeye çalışıyorlar,
Uyanık olmak zorundayız!" diyorlardı...
Dedim ya,
Şimdi neredeyse tek ses:
Kılıcınız keskin, gazanız mübarek olsun!
Temennisiyle Mehmetçiği Suriye'ye uğurladık.
*
Hani, bataklıksa bataklık.
Biz onun da eğitimini aldık.
Bataklar geliriz...
Değil mi ki biz NATO'nun  2.
Dünyanın 7. En büyük ordusuyuz.
Sinek fili huylandırır ama hepsi bu kadardır..
Aradaki fark tam da budur işte.
 
OPERASYON KAÇINILMAZDI

Bu arada Türkiye Afrin'e niye girdi?
Çünkü eli mahkumdu.
Başka seçenek yoktu.
Eşkıya adeta evin dibini sahipleniyordu...
*
Ve üstelik bu eşkıya gücünü bizim kadim dostumuzdan(!) alıyordu.
Stratejik ortağımız Amerika'dan alıyordu.
 *
Evet, Suriye karıştı.
Ya da karıştırıldıktan beridir ki Türkiye:
Ülkemize sığınan 3 milyon 500 bin Suriyeli mülteciyi kabul etti.
Ki bu sayı çoktan 4 milyonu aştı...
Yapılan resmi açıklamalara göre bunun Türkiye'ye maliyeti 30 milyar dolar.
*
Bu barışçı batı.
Bu mangalda kül bırakmayan batı.
Bu batıya göç eden mültecileri canlı yayında çelmeleyen batı.
Verdikleri bir Euro ile kadınları kızları sokaklarında oynatan dalga geçen batı.
Olaya tamamen Fransız kalmıştır.
*
Ama benim ülkem  ve Türk Halkı,
Bu konuda elini taşın altına sokmuştur.
Tabi bu sadece işin maddi tarafı.
Ya ülkesinin cadde ve sokaklarındaki dilencileri...
Ya asayiş olayları.
Hırsızlıklar...
Tecavüzler...
Çocuk gelinler...
...
Toplumsal yaşam kalitemizin yanında,
Sosyal ve kültürel yaşamımızda da fena halde geriledik...
 
SON HEDEFLERİ TÜRKİYE VE İRAN'DIR

Peki Türkiye yıllardır ne istiyordu?
Suriye topraklarında bir güvenli bölge oluşturulsun.
Mülteciler bu topraklarda güvenle yaşasınlar.
Nedense çok bilmiş güçlü devletler bunu kabul etmediler.
Çünkü bir taşla çok kuş vuruyorlardı.
Suriye karışsın değil sadece.
Türkiye,
İran ve tüm İslam dünyası perişan olsun hesabı vardır...
 *
Onun içindir ki;
Büyüyen ve gelişen,
Dünyanın olmayan adaletine itiraz eden,
Filmi çözen,
Entrikayı deşifre eden,
Türkiye'nin de cezalandırılması lazımdı.
*
Evet,
Darbelerle sürekli iktidarları tokatlayan dostumuz (!)Amerika,
Tarzını değiştirmiş,
Artık Türk Ordusunu tokatlamaya yeltendi.
Eşref Bitlis Paşa'yı katletti.
Askerin başına çuval geçirdi.
Orduyu darbe yaptırırken arka çıkan Amerika,
Darbelerin ihanet olduğu bilincine varan Türk askerine tarihin en büyük iftirasını attırdı.
Kozmik odalarına,
Tüm mahremine musallat oldular.
*
Tabi yetmedi.
Bu kadar hain(!) gösterilen Atatürkçü subaylar kodeslere tıkdrıldı.
Askerlikle ilişkileri kesildi.
Yerlerine,
Truva atından indirilen sahte askerler yerleştirildi...
*
Tabi tüm bu hazırlıklar boşuna değildi.
Mutlak amaç,
Devleti tümüyle ele geçirmekti.
İşte 15 Temmuz  kalkışması da bu idi...
*
Çünkü,
Güçlü ve bağımsız bir Türkiye kontrol edilemez.
Laf dinlemez.
Nasihat kabul etmez.
Hayalleri vardır.
İmparatorluk bakiyesine sahiptir.
Sıradan bir devlet onun şanında yoktur.
*
Bu arada Amerika'nın bu haşin coğrafyada bir manevi evladı vardır.
Aslında kim kimin evladıdır belli değildir.
Ama yine de cüsse itibarıyla ABD'nin evladı gibi görülen o evlat İsrail'dir.
Ona halel gelsin istemez.
Ona yan bakılsın istemez.
Ona "One Minute!" denilsin hiç istemez.
*
Oysa başı Türkiye'nin çektiği bir devletler kitlesi oluştu.
İsrail'cik Filistin'de sekiz on Filistinli öldürse kıyametler kopuyor.
Ne yani İsrail'in avlanma zevkine ne karışıyorsunuz?
Bakın Mısır'a!
Nasıl da kedicik olmuş.
Amerika'nın kucağında deve sütünü içiyor ve mutlu mutlu uyuyor...

BATI ENTRİKACIDIR

Evet,
Bakın Saddam'ı darbeyle getiren Amerika.
İran'la 8 yıl savaştıran,
3 Milyon insanın ölmesine neden olan Amerika.
Trilyonlarca dolarlık silah satan Amerika ve Avrupa.
Ve yetim kalan çocuklar...
Dul kalan kadınlar.
Heba olan kaynaklar...
Sonra kafasını kopartan yine Amerika ve onun dünyadaki batılı uydularıdır.
*
Bu durum Libya için de ve diğer Müslüman Ülkeler için de geçerlidir.
Hatta İran'daki mevcut rejim de Fransa'nın korumasında büyütülmüş ve İran'a 1979 yılında monte edilmiştir.
*
Biz yine dönelim Türkiye'mize.
Evet,
Türkiye bu  operasyona mecburdu.
Hatta mahkumdu.
Çünkü Türkiye kuşatılmıştı.
*
Ancak güçlü bir Türkiye buna seyirci kalamazdı.
Güneyde ne olursa olsun.
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyemezdi.
Orası bir koyunlar diyarı ve ortalarında bir canavar İsrail.
Kimi canı çekerse yesin diyemezdi.

KÜRTLERİ ALDATIYORLAR

Kürtler her zaman asil insanlardır.
Uyumlu insanlardır.
Ama asla korkak değillerdir.
Doğruyu arar ve ona sadık olurlar.
Ama ara/sıra elbette ki akılları karıştırılır.
Bu gün dünyada olan da budur.
*
Düşünsenize,
Türkleri sevmeyen batı dünyası Kürtleri neden seviyor?
Neden onları Türkiye'den ayırıp yalnızlaştırmaya çalışıyorlar...
Çünkü,
Sahipsiz Kürtleri ham yapmak oldukça kolay olacaktır.
*
Sevgili Kürk Kardeşlerim!
Türkiye ile bir olmak varken,
İri ve diri olmak varken.
Dünyaya köle olmanın neresi akıllıca.
*
Oyuna gelmeyin,
Kendinize gelin...
Araplara vaktiyle kurulan tuzak şimdilerde size kuruluyor.
Batının size uygulayacağı formül hazır.
Ayır/buyur formülü...
*
Zira Arapların 1900 yıllarının başlarındaki Apo'su Şerif Hüseyin'e İngilizler:
Siz Osmanlıya karşı savaşın.
Bizler bu coğrafya'da sizlere,
Büyük Arap İmparatorluğunu kurduracağız.
*
Bu vaat ve verilen silahlar.
Gönderilen ajanlarla isyan başlatıldı.
Sonra,
"Büyük Arap İmparatorluğu" öğlemi!
Hani nerede o imparatorluk?
İşte bu gün Arap dünyası  bölük/pörçük ve acınacak hallerdedirler.
*
Türkiye bütün bu oyunların farkındadır.
Hadi sizler de büyük fotoğrafı görün artık.
Batı sürekli birleşirken,
Hem de 1945 de birbirlerini yemiş yutmuşken.
30 milyon dindaşını öldürmüşken,
Şimdi o milletler AB'yi oluşturmuş.
Yani Avrupa Birliği olmuş,
Tek devlet olmuşlardır.
*
Peki  hiç düşünmez misiniz,
Biz kimin kayığına bindik?
Hayırdır!
Ne oluyor?
*
Son cümle,
Türkiye bu hamle ile tuzakları kafalarına geçirmiştir.
 
FIKRA

Amerikalılar yeni bir uçak geliştirirler ve bu uçağı denemek için
Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri patlar.
Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür, pilot rahatlar. 
Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. Pilot da uçmaya devam eder. 
Ne var ki az sonra iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler. 
Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir. 
Araplar pilottan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler. 
Ve nitekim bir uçak yapıp Amerika'dan bir pilot davet ederler. 
Pilot biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar. 
Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür. 
Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikali pilot: "Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler." der. 
Derken iki motor birden patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür: 
"Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. 
Eşhedü en la ilahe illallah...."