Ülkenin dört bir yanında her meslek dalında Trabzonlu hemşerilerimiz mevcut.
Zaman-zaman onlarla buluşup-tanışmanın keyfini yaşıyorum.
Çok önemli noktalarda görev alan ve aldığı sorumluluğun hakkını verenler ise ayrı bir gurur duyuyorum.
Boşuna demiyorlar Trabzon ülkenin çimentosu diye.
Fakat ne olursa olsun tek başına bir şehrin evladı olmak yeterli değil.
Önemli olan o şehrin kültürünü-özünü ve değerlerini ne kadar yaşıyor ve koruyorsun.
Trabzonlu demek başka “Trabzon’un yiğit evladı” demek başka.
İşte o Trabzon’un yiğit evlatlarından biri ile tanışma fırsatı buldum geçenlerde.
Ümraniye kaymakamı Suat Dervişoğlu..
Kendisi Oflu.
2015 yılından bu yana 700 bin nüfusu ile İstanbul’un en gözde ilçesi olan Ümraniye’de başarı ile görev yapmakta.
Güzel hizmetlerinin yanı sıra vatandaş ile  de gönül bağı kurmuş.
Kapısını-gönlünü doğrudan ve güzelden yana herkese açmış.
Suat Dervişoğlu kaymakamımız FETÖ’nün sevmediği adamlardan biriydi.
Çünkü onlara teslim olmadı.

Görev yaptığı süre içinde enselerine yapıştı.
Sosyal medyada hedef tahtasına oturtuldu ama o yılmadan işine baktı.
Bazen bazı çok başarılı hemşerilerimiz kenarda-köşe kalır..
Çoğu ismini bile bilmez..
İşimize geldiğinde anca tanırız!
Zaten bizdeki en büyük hastalık başarıyı kabullenememektir.
Hasetlik-fesatlık ruhumuza işlemiştir.
Başkalarının zirvede olması pek işimize gelmez.
Bürokraside bu konu daha derindir. İşte bu noktada Trabzonlu olmakta yetmez..
Bir bakmışsınız ki sizi en çok ta üzen başka bir Trabzonlu olmuş..
Neyse bu konu derin..
Ümraniye kaymakamımızla kısa bir sohbet ortamı olmasına rağmen doğrusu kendisini çok sevdim ve takdir ettim.
Allah yardımcısı olsun.
Daha güzel yerlerde inşallah görmek mümkün olur. Bunu da sonuna kadar hak ediyor.
Ülkemizin  vatan ve milletine sadakatlı-liyakatlı ve onurlu insanlarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Nereli olduğundan daha ziyade ne kadar insan olduğu çok daha önemli.
İşi ehline teslim etmediğimizde kaybeden hep biz oluyoruz.
Yaşanan onca olaydan sonra hala suyun başına geçen insanlardan akıl-bilgi-dürüstlük değil de başka şeyler arıyorsak vay halimize
Yazıktır-günahtır.
Bir son not daha yazayım yazımı bitireyim.
11 Kasım’da Sakarya ili Arifiye ilçesindeydim.
Mardin’in Derik İlçesinde teröristlerin alçakça bir şekilde katlettiği şehit kaymakamımız Muhammet Fatih Safitürk’ün  üçüncü ölüm yıldönümü anmasına katıldım.
Başta Trabzon Çaykaralı hemşerimiz şehit kaymakam Muhammet Fatih Safitürk olmak üzere diğer şehitlerimiz için de güzel bir anma programı yapıldı.
Hepsini saygı-rahmet ve dua ile yad ettik. Mekanları cennet olsun.
İsterdim ki bu anma etkinliğine Trabzon’dan da katılım olsaydı.
Her fırsatta Trabzon ve Trabzonsporlu olmakla övünen ve görev yaptığı her yerde bunu haykıran şehidimize vefamızı gösterseydik.
Çok mu zor!
Ama nerede?
Dedim ya Trabzonlu olmak tek başına yetmiyor..