Terörle Mücadeleye Gönüllü Olarak Katılan Kaymakam Alper Balcı Sakarya Kocaali’yi Kalkındıracak

Türkiye’ye fark yaratan isimler gerek. O insanlar Türkiye’nin kaderini değiştiren liderler oldular. Adnan Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu gibi. Türk annelerinin doğurduğu ve büyüttüğü lider isimler. Dönemlerinde inanılmaz işlere imza attılar. Başarıları  cesaretlerinden geldi. İşte İçişlerinde öyle bir isim daha geliyor. Alper Balcı. Maçka’dan tanıdık sevdik. Sıra dışı bir kaymakam. Gönüllü olarak terörle mücadeleye katılan, gittiği ilçelerde farklı projeleri hayata geçiren isim. Kocaali’de bulduk ve özel bir söyleşi yaptık. İşte özeti:  

Mesleğime İzmit’te Adım Attım

TAKA: Maçka Kaymakamlığı döneminde tanıdık. Çok sevdik ve sonrasında da vatanperverliğinizle de gurur duyduk. Öncelikle bir Alper Balcı’yı tanıyabilir miyiz?

BALCI: 1977 yılında Uşak’da doğdum. Adanalı’yım ama Trabzonspor’luyum. İlkokulu Ankara’da ortaokulu Siirt’te, liseyi Van’da bitirdim. Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2001 yılında Kocaeli Valiliği’nde Erdal Ata Valimizin yanında kaymakam adayı olarak başladım. Kendisi beni ilk yetiştiren valimizdir, büyüğümüzdür. Daha sonra 2005 yılında Rize İkizdere’ye asaleten atandım. Tunceli Pülümür Kaymakamlığı sonrasında Ağrı Vali Yardımcılığı ve arada bir askerliğimiz var. Hakkari Çukurca, sonra Bolu Seben Kaymakamlığı, Trabzon Maçka, Nevşehir Ürgüp Kaymakamlığı.  6 ay operasyonlarda koordinasyon kolunda Vali yardımcısı olarak Şırnak’ta çalıştım. En son da Kocaali ilçemizde, Sakarya’da çalışmaya devam ediyorum.



Karadeniz’de Çok Şey Öğrendim

TAKA: Sayın Kaymakamım sizde iz bırakan hangi ilçe oldu, hangi yöre oldu?

BALCI: Tabii Karadeniz’in yeri farklı. Bizim bakanlık Rize’de çalışanı Trabzon’a vermez, Trabzon’da çalışanı Rize’ye vermez. Ben hem Rize’de hem de Trabzon’da çalıştığım için kendimi çok şanslı addediyorum. Bizim mesleğimiz açısından Rize ve Trabzon bir laboratuvar, oralarda çok şey öğrendim. Bundan dolayı da sayın müsteşarım, milli güvenlik kurulu genel sekreterim Seyfullah Hacımüftüoğlu’na minnettarım. Beni kendisi oraya gönderdi. Maçka’nın yeri bizde unutulmaz. Maçka’da 1 yıl kalmamıza rağmen çok işler yaptık.

Trabzonspor Bir Fikirdir

TAKA:Sizi Trabzonsporlu Seyfullah bey mi yaptı?

BALCI: Seyfullah Bey’in özel kalemi olan Hakan Burak Uz. Beni Trabzonsporlu o yaptı. Bir Adanalı olarak çok fazla bilmiyorduk, Trabzonspor’un ne demek olduğunu. Trabzonspor’un ne demek olduğunu biz oraya gidince öğrendik. Sadece futbol takımından ziyade bir zihniyet bir düşünce olduğunu gördük. Hatta bununla ilgili sayın müsteşarım Seyfullah Hacımüftüoğlu’nun bir lafı vardır, kendisi bir toplantı da bir cümle kullandı tüylerim diken diken oldu: ‘Arkadaşlar bu futbol mevzusu değildir, biz İstanbul’a 1461’den beri rakibiz. Trabzon insanı Karadeniz’i temsil eder, bizim İstanbul’a bir rekabetimiz var. Futbol da bunun sonucudur. Biz Anadolu’nun baş kaldırışıyız’ . Bu lafı unutamam ben. Karakterimde de dedem ve babamdan kaynaklanan kısmi bir asilik olduğu için Trabzonsporlu oldum. Bundan dolayı da mutluyum. Oğlum Türkbey Kayra da Trabzonsporlu. Biz Trabzonspor’u Anadolu’yu temsil ettiği için tutuyoruz. Trabzon insanının yeri bizim gönlümüzde ayrıdır.

Kocaali’ye Onlarca Proje

TAKA: Kocaali’yle ilgili de bir değerlendirme alabilir miyiz?

BALCI:
Kocaali gelişememiş. Yüksekokul sıkıntısı var, inşaat hala devam ediyor. Dernekle müteahhit arasında sorun var. Çözeceğiz. Eğitim de istediğimiz yerde değiliz. Bunun için mücadele veriyorum. Nüfus 20 bine düşmüş. İstanbul’a suyu veren ilçe biziz. 2071’e kadar İstanbul’un su sorunu yok. Melen barajı projesi çözüm oldu. Fındıkla gidiyor ilçemiz. Tipik bir Anadolu kenti. Şimdi bir kültür merkezi projesi yapıyorum. Çocuklara idman sahası yaptık. Güreş ve diğer spor dallarına yönlendireceğiz. Uyuşturucuya karşı savaş açtım. Tüm okulları ziyaret ediyorum. Biz durmayız. Maçka’da yapamadığımız projeleri burada yapacağız. Kocaali’yi istediği yere getirmeye çalışacağız. Tarımla ilgili fındığın dışında neler yapabiliriz. Bazı sanayi tesislerini ilçemize getirebilirmiyiz. Turizme yönelik çekim merkezi olabilirmiyiz. Çok sayıda proje üzrinde çalışma yapıyorum.

Babam Özel Harekatçıydı

TAKA: Gerektiğin de komando elbiselerini giyip terörle mücadele de güvenlik güçlerimize destek veren bir kaymakam olarak  da tanıdık, bu yönde de bir değerlendirmenizi alabilir miyim?

BALCI: İnsanlar doğdukları zaman bir kaderle bir misyonla doğuyorlar. Benim babamda Polis Özel Harekatın kurucusu ilk 30 kişilik ekipten. Baba Özel Harekatçı olunca Siirt’de, Diyarbakır’da, Van’da okuyunca terörü de bilince kaymakam da olunca bu iş sizin kaderiniz oluyor. Bakanlığımız bize çok büyük bir teveccüh de bulundu Şırnak operasyonlarında gönüllü oldum. Bu başka bir şey. Vatan sevgisine oradaki Polis Özel Harekatı’n, Jandarma Özel Harekatı’n yaptıklarını gördüm, hatta size şöyle bir örnek vereyim, Trabzonlu hemşeriniz Numan Aliyazıcıoğlu, Numan 50 yaşlarda tecrübeli bir özel harekatçı. Bir gün o kadar yorulduk ki yemek yemeye bile vaktimiz yok, uykusuz kaldık 24 saat. Cizre’den Şırnak’a dönüyoruz.

Trabzonlu Numan Dedi Ki…

Ben arkada duruyorum, arkadaki Özel Harekatçı çocuk da korkuyor. Daha tecrübesiz. Önde Numan ve şoför gidiyoruz, arkadaki Özel Harekatçı Numan’a diyor ki, ‘Ağabey geçen sağdan roket yedik, oraya dikkat et’ bizim Trabzonlu Numan’da cevap veriyor, ‘Endişe etme evladım herkes kendi roketini yer, rahat ol’ diyor. 24 saat aç kalmış uykusuz kalmışız, ben başladım gülmeye. Bu Trabzonlu iman etmiş, ölüm onun umurunda değil. Şimdi siz bu insanların dilinden anlamak zorundasınız.

TAKA: Özel Harekat sevgisi babadan oğula geçti sizde?

BALCI: Bende onların arasında büyüdüğüm için ben onları anlıyorum. PÖH’ü bilirim. Türk ordusu ve Türk emniyet teşkilatı Şırnak’ta, Cizre’de vatandaşını koruyarak, bir tane masuma mermi sıkmayarak büyük işler başardı. Oradaki örgüt tarafından bastırılmış, insanlar barikatlarla zapt edilmiş insanları kurtardı.

Canları Pahasına...

Çok büyük bir başarıyla canları pahasına operasyonları gerçekleştirdiler. Bundan dolayı da ben PÖH ve JÖH’le gurur duyuyorum. Bu imanla alakalı bir şey, istediğiniz kadar eğitim verin, oradaki arkadaşların imanını gördüm ben. O kadar çok hatıram var ki bunları da yazmaya başladım. Bir tanesini anlatmak istiyorum. İlk gittiğim de birazcık lojistik ve plan açısından operasyonlar acele davranılmış eksiklikler vardı. Gittiğim de genç PÖH arkadaşlarım banyo sıkıntısı var, yemek sıkıntısı var biraz morallerinin bozuk olduğunu tepkilerini gördüm. Gider gitmez hemen toplantılar yaptım kaldıkları koğuşlarda.

Tarih Yazdı Şehit Oldu

TAKA: Sorunları beklentileri giderebildin mi?

BALCI: Orada bir tane arkadaşımız vardı Osman Yurt diye. Bana şunu söyledi ‘Sayın Valim biz seni biliyoruz, sen Şükrü Balcı’nın oğlusun. Özel Harekatçı banyo aramaz, yemek aramaz ama bir sıkıntımız var. Biz operasyonlarda evlerde kalmak zorundayız. Ev, ev ilerliyoruz. Evlerde kaldığımız zaman da elektrik yok su yok. İnsanlar eşini, nişanlısını, sevdiğini özlüyor, görüşmek istiyor. Şarj etmek için Powerbank(şarj etmeye yarayan cihaz’ bize bundan temin ederseniz ben sizden banyo ve yemek istemiyoruz. Ama bana bunu getirirsen telefonumu şarj ederim çoluğumu-çocuğumu görürüm’ dedi. Çok duygulandım ve tamam dedim. Ürgüp Kaymakamı’ydım o zaman. Ürgüplü iş adamı Bekir Erdoğan beyi aradım, kendisinin bir elektronik firması var. Bekir bey ‘ne demek kaymakamım şeref duyarım’ 40 bin TL’lik hemen bize powerbank gönderdi. Kendim bizzat dağıttım. PÖH müdürü Mehmet Karaca’yla. Osman Yurt powerbank’ını aldı ‘Allah senden razı olsun’  dedi ve ertesi gün şehit oldu. Bunu eşi Rabia hanıma anlatmış, benim yüreğim yandı. Cenazesinde de oradaydım. Şimdi bu adam böyle bir adam, imanıyla gidiyor oraya. 3 tane çocuğunu bırakıyor, oralara Türk bayrağını dikmeye gidiyor. Ben Osman Yurt’a Powerbank’ı vermeseydim, vicdan azabından duramayacaktım. Bu özel harekatçıları açıklayamazsınız, bunlar böyle adamlar.

FETÖ Denilen Alçaklar

TAKA: Bir çoğuda 15 Temmuz gecesi Gölbaşında şehit edildi..

BALCI: FETÖ denilen mikroplar ilk Gölbaşı Özel Harekatı vurmasının sebebi de bu. Polis Özel Harekatçı teslim olmaz diye. Benim yüreğim yandı. Benim arkadaşlarımı şehit ettiler. Meriç Alemdar Trabzonlu. Bu adam orada her gün çatışmaya gidiyor. Meriç Alemdar’ı şehit etti bu FETÖ’cü hainler. Gölbaşı Özel Harekatı vurdular. Bu adam kolay yetişmiyor.

PÖH Kolay Yetişmiyor!

Fikret Metin Öztürk Rize Kalkandereli. Operasyondayız yine çok yorulduk ‘kardeşim terörist bir yere gitmiyor, bir dinlenelim’ dedim. Ben ona duralım diyorum Fikret bana, ‘Sayın Vali’m Ankara’ya söyle bombalarımız da azalma var, cephanemizi tedarik edelim, biz devam edelim’ adamın düşüncesi bu. Fikret Metin Öztürk’ü bu hainler şehit ettiler. Onun için Özellikle bu FETÖ’cü hainlere ve bu çocuk tecavüzcülerine ben kesinlikle idam istiyorum. Vatanına ihanet eden adamın yaşaması haramdır.Gölbaşı’nda şehit edilen 53 arkadaştan çoğu 20 yıllık tecrübeli Özel Harekatçılardı. Bunlar kolay yetişmiyor, bunları okullar da eğitemezsiniz o tecrübeyle çatışmayla. Bülent Yurtseven Iğdırlı. 2 metre boyunda. Nasıl kıydınız. Siz kimin tüfeğiyle kimin uçağıyla o insanları şehit ettiniz. Yüreğim yanıyor, bunlar operasyonları başarıyla bitiren imanlı ekipti.

Bakanımızın Moral Desteği

TAKA: Sayın Bakanımız Süleyman Soylu o özel harekatçıların en güvendiği isim, birbirlerinden güç alıyorlar..

BALCI: Sayın bakanımızın terörle mücadelede çabası çok büyük. Şırnak Kato Dağı, Hakkari Derecik İçişleri Bakanı mı görmüş. Sayın Bakanımız terörle mücadele konusunda, 15 temmuz FETÖ kalkışma rezaletinden sonra mülki idare ve kolluk kuvvetlerinin moral ve motivasyonunu sağlamak hiç kolay bir iş değildir. Kendisi bunu başardı.

Evrakları Yaktım İnşaatları Yaptım

TAKA: Sıra dışı bir kaymakamsınız. Takım elbisenin arasına sıkışmış bir devlet memuru değilsiniz. Bize biraz rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nu andırıyorsunuz. Nasıl bakıyorsunuz memuriyete, bir kaymakam nasıl olmalı sizce.

BALCI:
Bence bir kaymakam bir şeylerin daha önceki bir biçimde yapılmaması gerektiğini anlatmalı. Benim mesleğimde 16 yılım bitti. Benim önümre hep şu cümle kuruldu. ‘Kaymakam bey biz bunu böyle yapıyorduk’ bende dedim ki ‘yok kardeşim bu böyle olmayacak’ orada statüko size direniyor, Ankara size direniyor. Şimdi anlatmak zorundayım. Tunceli Pülümür Kaymakamı’yım, Pülümür’e gittim sinirimden ağlayacağım. Deprem olmuş hükümet konağı kullanılmaz halde, cami kullanılmaz halde, sağlık ocağının garajını tamir etmişler adliye yapmışlar. Devlet bitik. Tam 7 yıl Bayındırlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı bir birlerine yazı yazmış onaralım mı yapalım mı? Getirin dedim şu evrakları bana, hepsini yaktım. Buranın kaymakamı benim dedim. Atladım gittim Ankara’ya kavga-dövüş. 2 yıl içerisinde hükümet konağını yaptık. Camiyi bitirdik, Erdoğan Bayraktar Bakanımıza çok teşekkür ediyorum TOKİ başkanıyken bana çok para verdi. Pülümür’e oradaki insanların rızasını da alarak camiyi yaptım. Hükümet konağını bitirene kadar akla karayı seçtim. Şimdi statüko size diyor ki, ‘yazıyla uğraş’ ama rahmetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nun da yılladır dediği gibi ‘Arkadaş biz bunu böyle yapmak zorunda değiliz. Mülkü idarenin ne kadar önemli olduğunu bu gösteriyor’  FETÖ’cü hainler, o ilçenin kaymakamını arıyor, o ilçemizin valisini arıyor. Yani Mardin valimiz Mustafa Yaman’ı takdir etmek lazım, FETÖ’cü general ona diyor ki ‘Oraya geliyoruz’ Mardin valimizin cevabı: ‘Seni bekliyoruz, yüreğin yetiyorsa gel’ Yani vali-kaymakam bu ülkeyi ve insanını seven ancak önünde hep bir engel olmasına rağmen insanlara hizmet etmeye çalışan kişilerdir.

TAKA: Kayyum atanan vali ve kaymakamlar var, il ve ilçeleri yeşerttiler..

BALCI:  Seyfullah Hacımüftüoğlu’nun bir lafı var. ‘Müki idare mesleği ne kariyer mesleğidir nede bir uzmanlıktır. Bunların üstündedir. Çünkü mülki amirin işi insandır’ Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanımız bence çok doğru bir kararla kayyum görevini verdiler. Canavar gibi çalışıyorlar. Geçenlerde Siirt valimiz emir buyurdular gittim. Ali Fuat Atik Trabzonlu. Benim de 25 yıllık dostum. Bir görev verdi bana, yıllık iznimi Siirt’te kullandım. Siirt’te daha çok HDP’ye oy veren bir mahallede Cuma’yı kıldıktan sonra birazda Kürtçem var. Girdim aralarına dedim ki ‘kayyumcu çocuk nasıl’ ‘Allah razı olsun’ dediler. Neden, eskiden günde 2 saat su akıyormuş, Kayyum gelmiş 10 saate çıkarmış ‘pislikten kurtulduk’ diyor. Biz vatanımızı böyle seviyoruz. Mülki idarenin ne kadar gerekli olduğunu burada gördük. Cizre Kaymakamı Trabzonlu, Yomralı. Ahmet öyle bir kaymakamlık yaptı ki Cizre’de, hiç kimse yapamaz. Cizre vilayet olursa oraya vali olması gereken isim o dur.
YUSUF TURGUT