Hani bizim milli mankenimiz vardı ya.
Yunanlıya aşık oldu, din değiştirdi.
Yunanlı sevgilisinden ayrılınca Budizm’e merak saldı.
O da tutmadı,
Döndü dolaştı, tekrar İslam'a sığındı.
Oldu mu.
Olmuştur elbet.
Allah merhamet sahibidir.
Duaları çokça kabul eder.
Neyse, bu Tuğçe'miz bir televizyon programında,
2019'da yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili konuştu.
"Bende artık AK Parti'ye de ufak ufak soğumalar başladı"
diyen Tuğçe Kazaz,
"FETÖ bütün oluşumlara girmiş.
Yargıya,
Askeriyeye,
İstihbarata bulaşmışsa siyasete de bulaşması çok kolaydır.
Fakat bu siyasete hiç bulaşmamış gibi hava yaşanması ve bunların ortaya çıkarılmaması bende soğumalara neden oldu"
İfadelerini kullandı.
İnanın akıl dolu bir tespit.
Umarım Ak Parti bu eleştirileri değerlendirir.
Yoksa Tuğçe’miz başka bir partiye uçar gider...

KAN EMİCİ RUHSUZLAR

PKK son iki ayda 17 işçi öldürdü.
Öyledir bu sırtlanlar.
Bunlar Aslan Türk askerine güçleri yetmeyince,
Ekmeğinin beşinde çalışmakta olan  silahsız insanlara,
Ana kuzularına tadandılar.
Çünkü bunlar ödlektir.
Kancık ve aşağılıktırlar...

TÜRK YARGISINDA TOKMAK YOKTUR

"Evet, Türk yargısında,
Batılı ülkelerde olduğu gibi tokmak yoktur.
Ama her nedense bu adli konularda ve mahkeme haberlerinde Türk basını  ile ilgili olarak illa da o tokmaklı görseller verilmektedir.
Artık bu bizi temsil etmeyen sembollerin kullanılmaması gerekmiyor mu? "
İşte böyle sitem ediyor Trabzon Başsavcısı Mithat Kutanoğlu.
Hani haksız da değil yani.

DOKTOR SALİH TÜRKYILMAZ

Akçaabatlı.
Namı değer Muzuralı.
*
İlk okula 12 yaşında başladı.
Haliyle benim de okul arkadaşım olur.
Okumuş ve Köyümüzün ilk doktoru olmuş.
*
Uzun yıllar, Ankara'da kalmış. 
Diyanet İşleri Başkanlığı Hastanesinde Başhekimlik görevlerinde bulunmuş.
Mutlu olmuş,
Ama şımarmamış.
Acılar yaşamış,
Ama yılmamış.

Yüreğinde bitmeyen bir insan sevgisi,
Kalbinde tevekkül...
*
Haç kafilelerine,
Erkek doktorlar getiriliyor,
Ama  kadın görevli getirmiyorlardı.
Kendisinin baskılarıyla sağlıkçı olarak ilk getirten Dr. Salih Türkyılmaz'dır.
Şimdi her Hac döneminde 400 kadın görevli getirtilmektedir.
Çok da büyük hizmetler vermektedirler...
*
"Eski köye yeni adet getirmenin zorluğunu bilirim" diyor.
Dinen bir sakıncası olmayan konularda,
Kültürel bakışlara yenilmeyi hazmedemiyor,
Salih Türkyılmaz.
*
"Hacda eşlerin bir arada kalması uygun görülmezdi.
Halbuki nerede olursanız olun,
Karı/koca Türkiye'de bir odayı paylaşıyorsa,
Mekke'de de Medine'de de paylaşabilir" dedim.
Zor da olsa bu  yaklaşım da bu gün değişmiştir."
*
Salih Türkyılmaz,
Yavaş yavaş toparlanmakta.
45 yıl aradan sonra Trabzon'a dönmek niyetinde.
Özellikle oğlu Ali Haydar'ın Ankara'dan Trabzon Büyük Şehir Belediyesine Şehir planlamacısı olarak gelmesiyle  niyeti daha da möhkemleşti.
*
"Memleket zor"  diyor.
"Ama insan yine de onsuz eksik kalıyor" diyor.
*
Bu arada Salih Türkyılmaz emekli olmuş.
Ankara'da ve Rize'de bir özel hastanede görev yapmaktadır.
Yüzü gülüyor.
Keyfi yerinde
İşi yolunda  ama bir eksiği var.
Bekarlık zor iş.

DEVRİMCİYİZ VESSELAM!

Devrim yaptık OKS geldi.
Karşı devrim yaptık SBS geldi.
Sonra bir devrim daha yaptık ÖSS geldi.
Ama bizde durmak yok, devrimlere devam...
ÖSS'yi gömdük YGS geldi.
Sonra onu da hallettik SBS geldi.
Ölümlü dünya'da onunda işi bitti, LYS geldi.
Sonra 4+4
Sonra TEOG geldi.
Ve son bir devrim daha yaptık ve
TEOG şimdi yok.
*
Ancak merakıma mucip oldu;
Acaba bir sonraki Milli Eğitim Bakanı kim olacak?
Geldiğinde o da,
Nasıl bir devrim yapacak?
Çok merak ediyorum...

ATATÜRK'Ü GÖRDÜM GÖZLERİM YAŞLI

Atatürk'ü her zaman kudretli görürdüm.
Görsellerinde onu sürekli,
Onurlu,
Keskin bakışlı,
Şevketli gördüm...
*
Ne yazık ki özellikle son yıllarda onu,
Saldırıya uğrarken görüyorum...
Kaidesinde indirilmiş,
Depolarda hapis edilmiş vaziyetlerde görüyorum...
Duvarlardan indirildiğini görüyorum...
Kirl/ tozlu ve köşelerde de terk edilmiş görüyorum...
Meydanlardan sökülüp atılmış,
Ya da ara sokaklara,
Kıyı ve kenar mahallelere konuşlandırılmış,
Adeta sürgün vaziyetinde görüyorum...

Başta annesi Zübeyde Hanım ve Babası Ali Rıza Beye ve kendisine,
Aşağılık küfür ve iftiraların en edepsizine,
 Hakaretlerin katmerlisini tanık oluyorum...
*
Ama tüm bunlara rağmen,
Bu ülkenin kurucusunu hiç bu hallerde görmem.
Adeta bir  cinayet gibi,
Kaldırılıp bir vadiye atılmış vaziyette onu görmek,
Bu görüntü beni fena halde acıttı...
*
Onunla birlikte Türkiye'nin huzuru,
Birliği,
Dirliği,
Kardeşliği katledilmiştir.
*
Ne oldu?
Neler oldu bu ülkeye?
Bu mu yeni Türkiye?
*
Tam da şimdi aklıma bir fıkra geldi:
Temel İstanbul'da otobüs şoförüdür.
Otobüse binenler olduğu yerde kaldıkları için ön bölüm boş,
Ancak arka kısımda sıkışmalar,
İtişmeler olunca,
Rizeli Hemşerim,
"İleri cidelim!
İleri cidelim beyler! "
Şeklinde yolcuları uyarır.
*
Ama biraz sonra yolcular hem ileri gider,
Hem de Şoförle alay ederler...
"İleri cidelim!"
"İleri cidelum!"
*
Kendisiyle kafa bulduklarını anlayan şoför Temel,
"İleri cidelum;
Ama çok da ileri çitmeyelum!" der.
*
Şimdi diyeceğim o ki,
Bu gidişin sonu karanlık,
Yeter,
Daha ileri gitmeyelim artık! 

HAYRET!

Bizim Cumhurbaşkanı Başdanışmanı,
Gazeteci,
Ve de İş adamı İlnur Çevik;
"Biz Barzani'yi kendisinden çok düşünüyoruz"
Diyor.
Der,
Hem de doğru söylüyor.
Hem onu,
Hemi de zihniyetini de düşünür;
Hiç şaşırmam.
Çünkü, bu muhteremin o topraklarda bol akçeli yatırımları var.
Anlıyorsunuz değil mi?

AHMET SANCAK

Taka Gazetesinin Kurucu patronu Ahmet Sancak,
Yüreği gibi şiirleri de sıcak.
Dizeleri,
Sevgi ve duygu dolu...
Ve hece hece  anlam dolu...
*
Yurdun çeşitli şehirlerinde yaptığı imza günlerinin ardından,
Ahmet Sancak büyük ilgi gören;
DOLUNAY 2. ŞİİR DİNLETİSİNİ İstanbul'da,
Birol Topaloğlu ve Apolas Lermi'nin de şarkılarıyla iştirak edeceği,
Caddebostan Kültür Merkezinde 30 Eylül 2017,
Saat 20.30'da gerçekleştiriyor.
*
Ahmet Sancak

"Dostlar ve şiir dostları davetlimdir" diyor.
Tebrikler Üstat.
Yüreğine sağlık...

BU PARKI ÇOCUKLAR SEVMİYOR

İşte size Trabzon Karşıyaka mahallesinden bir çocuk parkı!
Evet,
Trabzon'un seçkin semtlerinden Karşıyaka 803 No'lu sokakta bir parkın hali/vaziyeti görselde de fark edilmektedir..

İşte küçücük bir park.
Ama bu parkta hiç bir yeşillendirme yok!
Ama bu parkta,
Radyasyon yaymakta olan bir  elektrik trafosu var.
Bu parkın hemen önünde pis kokulu çöp konteynırı var.
Yine akşamları bu parkta garip tipli gençler var.
*
Yani demem o ki,
Bir çözüm lütfen!

FIKRA
 
Temel tavukçuluk yapmaya karar vermiş ve şehirden 1000 tane tavuk almış köyüne gelmiş ve bunları bacaklarından toprağa gömmüş ve  sulamış.
Ancak 2 gün sonra bir bakmış tavukların hepsi ölmüş .
Bu duruma çok kızan ve ne yapacağını bilemeyen Temel,
Hemen Trabzon Ziraat Odasına durumu anlatan bir yazı yazmış.
Yazıda tavukları toprağa ayaklarından gömdüğünü,
Lakin tavuklarının öldüğünü belirtmiş. 
2 gün sonra Trabzon Ziraat Odasından bir cevap gelmiş : 
Yazdığınız mektup elimize ulaştı.
Durumu anladık,
Fakat daha iyi bir araştırma yapmamız için lütfen topraktan bir örnek yollayınız ...