Kura Şanssızlığı, Şike Ve Gaspedilen Haklarımız Gelişen olayları dikkate alarak yani yöneticilerimizin şikeye bulaşmadığını var sayarak bu başlıkları attım. Zaten geçen yazımda yöneticilerimiz bu pislikten temiz çıkarsalar onları tüm yanlışlarına rağmen baş tacı edeceğimi yazmıştım. Çıkış noktamız bu olduğuna göre yazımızı yazmaya başlayabiliriz. Önce kuralardan başlayalım. Şampiyonlar ligi ön elemesinde çektiğimiz takım Benfica Avrupa’da ilk onun içinde rahat yer edinen bir takım. Yeni oluşturulan bir Trabzonspor’un bu takım karşısında şansının çok az olduğu baştan belli idi. Hadi neyse bunu zor da olsa kabul ettik bu kez umutları kupaya çevirdik. Şansımız bu defa yaver gider diye beklerken Avrupa’nın en iyi top oynayan ve de şampiyonu olan ülkenin tanıdık bir takımıyla eşleşiyoruz. Maç oynanmadan sonucu hakkında yorum yapmak çok yanlıştır. Ancak top tekniği yüksek ayağa oynamasını bilen bu tür takımlar karşısın da şansımızın çok yüksek olduğunu söylemek de bir hayli zordur. Yeni kurulan takım olma zorluklarına rağmen biraz şanslı kura ile çok farklı şeyler olabilirdi diye düşünüyorum. Her ne ise inşallah bu İspanyol takımını eler de biraz nefes alırız. Yoksa elenmemiz halinde çok büyük ekonomik kayıplarımız olacak. Şikede yaşananlara gelince. İlk günden beri tüm verilere rağmen başbakanın takımını düşürmezler diye düşünüyorum. Eğer tersi doğru ise ve de Trabzonspor’u bu pisliğin içine bir şekilde kasten sokmayacaklarsa Trabzonspor’un kaybolan haklarının telafisi nasıl mümkün olacak. Fenerbahçe düşürülmesi durumunda şampiyon olması gereken Trabzonspor ondan doğan başta guruplara direk katılma olmak üzere diğer haklarla birlikte yetmiş trilyona rahat varabilecek maddi değer yanında 27 yıldır şampiyonluk kovalayan camia onun için ter dökenlerin emek verenlerin haklarını kim nasıl karşılayacak ki yeni sezona gönül rahatlığı ile girebileceğiz. Bu o kadar ağır bir hesaptır ki korkarım bu hesabın altından ne federasyon ne de mahkemeler herkesi memnun edecek bir çözüm ile çıkabilecek. Bu konuda kendi adımıza beni düşündüren başkan ya da yönetimin haklarımızın talebinde sessiz kalmalarıdır. Belli ki bizim bilmediğimiz birçok şeyi onlar biliyorlar. Yoksa Fenerbahçe kulübünün en yetkili isimleri hapiste olduğu halde bırakın küme düşmeyi içer de olanları da biran evvel çıkarmak için basına medyaya ve de yorumculara yaptıkları baskılar ortada. Umarım bizim suskunluğumuz sadece yargıya olan güvenden kaynaklanıyor yoksa?
Editör: TE Bilisim