Malkoç yaptığı açıklamada,  “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 72. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” diyerek kasıtlı bir şekilde iç savaş çığırtkanlığı yapmış ve demokrasi ve millet iradesi karşıtlığını bütün açıklığıyla bir defa daha göstermiştir. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları her şeyden önce vatanımızı ve demokrasimizi korumak için terör örgütleri ile kahramanca mücadele eden ve bu uğurda şehit olan, gazi olan güvenlik kuvvetlerimiz için bir hakarettir.  

Neresinden bakarsanız bakın bu açıklama demokrasinin temel ilkeleri ve hukuk açısından tam bir faciadır. Adeta sandığa değil, silaha vurgu yapmaktadır. Halkın iradesine tehditle, tahdit koymaya çalışmaktadır. Hâlbuki ortadaki konu; Türkiye’nin “hükümet biçimine” ait sivil, herkese açık bir tartışmadır. Orta yerde bir tartışma var, tamam bir siyasi mücadele de olsun ama hukuk içinde, demokrasi içinde olsun. Bu kadar provokatif, tehditkâr ve izandan uzak bir açıklama; Türkiye’nin ana muhalefet partisi genel başkanına yakışmamıştır. Ne demek! Başkanlık sistemi için “kan dökülmesi” gerekir! 

Sayın Kılıçdaroğlu kendini ne sanıyor? Nerede sanıyor? Kendisine demokratik, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, hatırlatmak gerekiyor. Siyasetin sermayesi güzel sözdür. Siyasetçi de hamakât ehli olmamalıdır. Demokrasilerde son sözü sandık söyler, millet söyler. Bu aziz millet hangi hükümet sistemini istiyorsa, gider sandığa kullanır oyunu, siyasetçilere de sadece çıkan sonuca saygılı olmak ve gereğini yapmak düşer. Hukuki açıdan da demokrasilerde herkes her konuda konuşabilir, ancak toplumu bölecek, şiddeti çağrıştıracak, şiddeti önceleyecek bir söylem hiçbir hukuk zemininde kendine yer bulamaz. Eskiler “Üslubu beyan, ayniyle insandır” derler. Yani insan söylediğidir. Bu üslup yüzbinlerce üyesi ve milyonlarca oyu olan bir siyasi parti liderine hiç mi hiç yakışmamıştır. Ve maalesef bir iç savaş çığırtkanlığı gibi algılanmıştır. Bunu ne Türkiye ne de aziz milletimiz hak etmemektedir. Siyaset sorumluluk ve aidiyet bilinci ile yapılırsa değerli ve anlamlıdır. Siyasetçi her şeyi, herkesin anlayacağı makuliyette konuşmalı ve yapmalıdır. Makülden uzaklaşmamalıdır.

CHP’nin geleceği, milletin selameti için CHP’li akil insanlara tavsiyemiz, psikolojik türbülansa girme belirtileri gösteren Sayın Kılıçdaroğlu’nun acilen tam teşekküllü bir hastanede tedavi ettirmeleridir. Siyasetin seviyesi, siyasetçinin diline ve sözüne özeni ile doğru orantılıdır. Sayın Kılıçdaroğlu bu üslubuyla Türk siyasetine değer katmamakta, değer kaybettirmektedir” dedi.

Yusuf TURGUT
 
Editör: TE Bilisim