Seçmen profili değiştikçe, seçilme yaşı geri çekilince siyasiler de yaş tahtaya basmamak için ince eleyip sık dokuyor. İki liderin son günlerdeki mesajlarına bakıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, teşkilatlara
 
Seçmen profili değiştikçe, seçilme yaşı geri çekilince siyasiler de yaş tahtaya basmamak için ince eleyip sık dokuyor. 

İki liderin son günlerdeki mesajlarına bakıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, teşkilatlara ve vekillere parti içi etkin isimlere yönelik, ‘gözünüzün yaşına bakmam’ demeye getiriyorlar.

Meşhur sözü hatırlatıyorlar, ‘Acıyan acınacak hale düşer’

Erdoğan çok net ifadeler kullanıyor.
 
Şöyle:

“Kasım 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimlerinde başarı çıtamızın yükselmesi için Mart 2019’daki seçimleri büyük destekle almak durumundayız. 
Bunun için millete tepeden bakmadan, yalan yanlış işlere karışmadan, seçmenle bire bir temas kurarak 2019’a hazırlanmalıyız.
Belediyelerimizin özellikle imar konusunda çok dikkatli davranması gerekiyor. 
Unutmayın ki belediyelerdeki başarı genel seçimlere de yansıyor. 
Seçimlerde bizim için hedef en az yüzde 50 artı 1 oy almaktır. 
Milletin beklentilerine kulak tıkamayın, talepleri vakit kaybetmeden gerçekleştirin, şikâyetleri çözüme kavuşturun.”

Anketlerle hareket eden Erdoğan bu ikazları yapıyorsa bildiği çok şey var demektir.

Öğrendiğimize göre 3 dönem kuralını sevilen belediye başkanları için esnetecek ve yola devam diyecek.

Bir taraftan seçim çalışması bir taraftan iç meseleler, Afrin ve Suriye operasyonu, AB ve ABD ile gerilen ilişkiler noktasında Erdoğan'ın kararlılığı ve başarısı onun en önemli motivasyon kaynağı oluyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kuşkusuz bir kez daha seçim sonucu hayal kırıklığı yaşamak istemiyor.

Son Genel başkanlık seçimi sonrası parti üyelerine karşı haklı olarak üslubunu sertleştirdi.
 
Şunları söylüyor: 

‘Bir CHP'li çıkar 'Ben ne olacağım' derse derhal CHP'den istifa etsin. 
Memleket hangi halde ben ne olacağım arayışı içindeler. 
Ben ne olacağım diyenler varsa gitsinler o partiye. 
Biz ne olacağız? 
Bizim mücadelemiz işçinin mücadelesidir, gazetecinin, hapisteki milletvekillerinin mücadelesidir. 
Ben ne olacağım, hangi listeye geleceğim? 
Delege hesabı yapanların partide işi yoktur. 
Parti içinde asla kavga istemiyorum. Birbirine sırtını dönenlerin hiç birisi bu partide bir yere gelmeyecektir.''

CHP cephesinde yaşananlar bunlar.

2019'da her parti kendini bir kez daha tartacak.

İttifakların sonuçları gelecek seçim stratejilerini yeniden belirleyecek.
 
Anadolu’dan Trabzon’dan Ankara’ya bakınca görünen şu,
Özellikle Tayip Erdoğan bir karar aşamasında.
Yerel seçimler mi, Genel seçimler mi önce yapılacak?
Erdoğan önce Başkanlığı yokuşunu aşmak istiyor.
Ordu Afrin’de müthiş bir zafer kazandı.
Kasım’da erken Genel seçime gidebilir.
Yerel seçimlerle ilgili olarak sadece İzmir, İstanbul, Ankara riski yok.
Bursa, Manisa, Adana, Mersin de bilinmiyor.
MHP ile bu kentlerde taban anlaşabilecek mi?
Bunun içindir ki,
Genel Seçimler, yani Başkanlık ve Meclisi oluşturacak milletvekillerinin  seçimi önce yapılacak gibi gözüküyor.